Politika

İZMİR'E ARKEOLOJİ KÜTÜPHANESİ GELİYOR İZMİR (A.A)

10 Haziran 2011 17:19

-İZMİR'E ARKEOLOJİ KÜTÜPHANESİ GELİYOR İZMİR (A.A) - 10.06.2011 - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Kordon'da daha önce Alman Konsolosluğu tarafından kullanılan ve bir süredir metruk olan yapının arkeoloji müze kütüphanesi kurmak için uygun olabileceğini düşüncesiyle Alman makamlarına bilgi gönderdiğini ve önceki gün büyükelçinin arayarak fikri paylaştığını söylediğini belirterek, ''İzmir'e dünya çapında büyük bir arkeoloji kütüphanesinin çok yakışacağını düşünüyorum'' dedi. Bakan Günay, İzmir Türk Koleji içinde bulunan Uşakizade Köşkü'ne yaptığı ziyarette gazetecilere açıklamalarda bulundu.  Günay, geçtiğimiz gün Basmane-Dönertaş-Havralar Sokağı hattında yürüyüş yaptığını hatırlatarak, bu alanda Atatürk'ün oturduğu, kahve içtiği, misafir olduğu söylenen birtakım eski konaklar, oteller gibi yapılan olduğunu, bunların da önemli bir kısmının kısa sürede ayağa kaldırılabileceğini, zira bunu Türkiye'nin bazı yerlerinde yaptıklarını ve çok da zor bir iş olmadığını, yerel yönetimler de işbirliği yaparsa hızla bunları sağlamaya çalışacaklarını dile getirdi. -İZMİR'E YENİ HABER- Yeni bir haber vermek istediğini belirten Bakan Günay, Kordon'da Alman Konsolosluğu tarafından kullanılan ve bir süredir metruk olan bir yapının bulunduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: ''İzmir çok önemli bir tarih ve arkeoloji merkezi olduğu için İzmir'e dünya çapında özel bir arkeoloji müzesi kurmak gibi bir düşüncem var. Bu binanın uygun olabileceğini düşündüm ve Alman makamlarına bilgi gönderdim ve önceki gün sayın büyükelçi aradı beni ve fikri paylaştığını söyledi. Ankara'ya döner dönmez konuşacağım, bunun giderlerinin önemli kısmını üstlenebiliriz. Eğer Almanlar da bir kısmını üstlenecekse ve Alman-Türk arkeoloji müzesi olacaksa o zaman onların da katılması lazım. Aksi takdirde biz üstlenebiliriz. İzmir'e dünya çapında büyük bir arkeoloji kütüphanesinin çok yakışacağını düşünüyorum. Çünkü burada tarih açısından arkeoloji açısından çok özel bir bölge.'' Selanik'teki Atatürk Evi'nin hem bina olarak hem de içindeki eşyalar olarak çok yıprandığını, eski bir müze tekniğiyle yapıldığını, yani bir tür eşya teşhiri şeklinde olduğunu anlatan Bakan Günay, bunun dışında kronolojik bir bilgilendirme, tarihi, Atatürk'ü İngilizce, Yunanca ve Türkçe anlatan bir bilgilendirme tekniği kullanılarak yapılmış bir müze dizaynında olmadığını söyledi. Bakan Günay, Atatürk Evi ile ilgili hazırlıklarının tamamlandığını, projenin hazır olduğunu, Yunan makamlarından onay beklendiğini, önceki gün Yunan mevkidaşının arayarak her türlü izni çıkardığını ve restorasyona başlanabileceğini söylediğini aktardı. Ege Uygarlıklar Müzesi'nin de gündemlerinde yer aldığını anlatan Bakan Günay, ''Ben buna 'mega müze' demiyorum, Ege Uygarlıklar Müzesi diyorum, mega müze burada kullanılan bir tabir. Burada bir değil, belki birden fazla bu tarz müzeye ihtiyaç var. Şehir içinde yürürken, gezerken yerli yabancı ziyaretçi, çok sayıda kent tarihiyle ilgili, kentin arkeolojisiyle, bugünüyle, gastronomisiyle, el sanatlarıyla ilgili farklı müzelere gidebilmeliler. Büyükşehir ile konuştuğumuz Agora ve Kadifekale aksında bir müze düşüncemizden de vazgeçmiş değiliz. Orada bir yer temini halinde bir müze, oradaki kültür yolunu daha çekici hale getirebilir'' diye konuştu. Bakan Günay, Kruvaziyer Limanı'nın hemen arka tarafında Sümerbank'ın terk edilmiş arazilerinin yer aldığını, bir bölümünün Milli Eğitim Bakanlığına verilerek bir bölümünde okullar yapıldığını, geri kalan alanın boş durduğunu, burayı bakanlıktan talep ettiklerini, almaları halinde tescilli tarihi yapıları koruyup, bir kısımını yeniden yaparak, sadece bir müze değil, aynı zamanda kafeteryaları, yeme içme mekanları, sergi salonlarıyla yaşayan bir müze yapabileceklerini söyledi. Bu projeleri 2013 yılından önce hayata geçirmek istediğini anlatan Bakan Günay, ''Ki, böylece 2013'te Paris'e gittiğimizde daha güzel bir İzmir'i dünyaya sunmuş olalım ve bu EXPO adaylığını kaçırmamış olalım diye'' şeklinde konuştu. -PROJELERİN FİNANSMANI- Gazetecilerin, bu çalışmaların finansman modelinin ne şekilde olacağına dair sorusuna Bakan Günay, şu karşılığı verdi: ''Birlikte yapabiliriz. 2005 yılında bir yasa çıkarmıştık biliyorsunuz. Emlak vergilerine yüzde 10 bir ilave alınıyor ve o ilave o ilin özel idaresinde tescilli tarihi kültürel varlıkların restorasyonu, iyileştirilmesi, kamulaştırılması için kullanılıyordu. İzmir'de bu yılın sonu itibariyle 2005'ten bu yana 135 milyon lira birikmiş olacak. 48-50 milyon lira şu anda zaten kullanılmış durumda. Büyükşehir'in yaptığı Havagazı Fabrikası, Ayavukla Kilisesi, Çeşme'deki restorasyonlar ve ilçelerdeki birçok yenileme çalışmaları büyük ölçüde bu kaynaktan, yapıldı. Aşağı yukarı yüzde 80'i özel idarenin bu tescilli varlıklara ayrılmış olan bu fondan yapıyoruz, bir kısmını yerel belediyeler karşılıyor. Tabii bakanlığımızın katkısı söz konusu. Sponsorluklar da olursa mutluluk duyarız. Hatta bazı girişken belediyeler AB projeleri alabiliyorlar. Önceki yıl Sinop belediyesi ki, Cumhuriyet Halk Partilidir, bakın ayrımımız olmadığını ifade etmek için söylüyorum. Sabahattin Ali'nin o ünlü şarkılarını, şiirlerini, türkülerini yazdığı o tarihi cezaevini bir kültür merkezi, bir müze, bir butik otel yapmak için proje hazırlamıştık. 9 milyon avro Avrupa kredisi aldık. İzmir de bunları yapabilir, örnekler var, bakanlığımız da yol gösterebilir. Yani AB kredileri, özel idare, bakanlık kaynakları, yerel yönetimlerin kaynaklarıyla yapılabilir. Zor işler değil, yeter ki niyet ve kararlılık olsun.'' -''KİMSENİN EVİNİ YIKMAYIZ, KİMSEYİ MAĞDUR ETMEYİZ''- Bakan Günay, Karaburun çevresindeki köylerde Sultanhamit döneminden kalma camilerin bulunduğunu, bunları ayağa kaldırmaya ve çevrelerindeki kötü yapılaşmaları önlemeye çalışacaklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu arada bazı tezviratçılar dolaşmışlar Karaburun'a doğru benim arkamdan. Yurttaşlarımızın evlerinin yıkılacağını söylemişler. Bu nasıl bir yalandır bilemiyorum. Son günlerde muhalefetin bu tavrı beni çok üzmeye başladı. Yalan üstüne yalan üzerinden siyaset yapmaya çalışıyorlar. Biz kimsenin evini yıkmayız, ne Karaburun'da, ne Karabağlar'da. Biz yurttaşlarımızı daha imarlı, düzenli, daha konforlu konut sahibi yapmaya çalışıyoruz. Kimsenin evini yıkmayız, kimseyi mağdur etmeyiz. Ama hiç kimsenin de şehrimi, doğamızı, güzelliğimizi talan etmesine fırsat vermeyiz, ama kimsenin binasını, evini, iş yerini yıkacağım diye herhangi bir şey benim ağzımdan şu ana kadar çıkmış değil. Yurttaşlarımı yalana karşı dikkatli olmaya, son günlerde muhalefetin çok geliştirdiği bu yalan edebiyatına karşı dikkatli olmaya özellikle çağırıyorum.'' Nabucco ya da diğer benzeri projelerde özellikle arkeolojik değerlere ilişkin bilim insanlarından yeterli destek alınmadığı yönünde zaman zaman eleştirilerin yapıldığının hatırlatılması üzerine Bakan Günay, böyle çalışmalarda mutlaka kurtarma kazıları yaptıklarını, arkeolojik, tarihsel herhangi bir değerin bulunduğu yerlerde en küçük ihbarı değerlendirip, hemen sondaj kazıları yaptıklarını, eğer bir buluntu varsa, uygun tedbiri alıp güzergah düzeltmesi yaptıklarını anlattı. Bakan Günay, Nabucco ile ilgili herhangi bir bilginin gelmediğini, varsa buna ayrıca baktıracağını söyledi.