Gündem

İzmir Dayanışma Gönüllüleri'nden Koronavirüs çağrısı: Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde bir 'Dayanışma Ağı' kurulmalı

24 Mart 2020 15:48

Aralarında pek çok meslekten 250 gönüllünün bulunduğu İzmir Dayanışma Gönüllüleri,
Koronavirüs salgınının yarattığı sorunlar ve oluşan kaygı ortamının giderilmesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerine çağrıda bulundu. Gönüllüler yaptığı ortak açıklamada, mahallelerden başlayacak ve tüm ilçeler ile şehrin bütününü içine alacak bir dayanışma ağının kurulmasını önerdi.

İzmir Dayanışma Gönüllüleri, Büyükşehir Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerinin katkılarıyla hem gerçek hayatta hem de dijital platformda dayanışmayı ortaklaştırmak ve örgütlemek gerektiğini belirtti.

Gönüllüler yaptığı çağrıda, yerelde alınacak etkin önlemlerin aciliyetine dikkati çekerek, kurulacak kriz yönetim merkezlerinin İzmir’de yaşayan tüm yurttaşları, sivil toplum örgütlerini, uzman ve gönüllüleri içine alacak bir yapılanmayla harekete geçmesi gerektiğinin altını çizdi.

Ortak çağrı metninde şu ifadelere yer verildi:

"Koronavirüs salgınının yarattığı sorunlar ve gelecek günlerin daha da ağırlaşacağına dair belirtiler,
bu süreci ancak dayanışmayla atlatabileceğimizi gösteriyor. Salgının yayılmaması için fiziksel
olarak birbirimizden uzaklaşmamız ve evlerimize kapanmamız nedeniyle en aza inen toplumsal
bağlarımız, kurumların iyi çalışması ve en aza inen toplumsal ilişkilerin farklı şekillerde yeniden
kurulmasıyla güçlendirilmek zorunda. Bu günlerde her ölçekteki toplumsal dayanışma, özel bir önem kazanmaktadır. Şu anda yerel yönetimler krize karşı önlem almayı tartışıyor, bireyler kendi hayatlarını düzenlerken, diğer yandan yakın çevrelerine, komşularına destek olmaya çalışıyor."

'Komşulardan başlamalı"

İzmirli yurttaşlar olarak iç içe geçmiş birçok toplumsal ağdan oluşan büyük bir
dayanışma ağı etrafında bir araya gelmeyi, yaşadığımız ve yaşayabileceğimiz zorlukları dayanışma içinde aşmayı öneriyoruz. Salgın nedeniyle yüz yüze ilişkinin en aza indiği ve toplu olarak bir araya gelmenin mümkün olmadığı koşullarda, bu dayanışma ağı, dijital platform üzerinde oluşturulabilir ve gereken durumlarda az sayıda kişinin yüz yüze etkileşimiyle sürdürülebilir.

Komşuluk ve sokak ölçeğindeki ağlardan başlayarak mahalle ağlarına, oradan ilçe ağlarına ve genel İzmir ağına ulaşacak bir örgütlenme, yaşadığımız sorunlarla baş etmede çok önemli işlevler görecektir.
Gönüllüler ve yerel yönetimler, bu yapılanmanın iki temel bileşeni olarak düşünülebilir.
Gönüllüler bulundukları her yerde sorunlara müdahale edebilir, kendi desteğini aşan noktalarda
ilçe ya da İzmir ağını harekete geçirebilir. Örneklerini sosyal medyada gördüğümüz gibi,
gönüllüler becerilerine göre çok değişik alanlarda katkı sunabilir. Ayrıca, krizde ortaya çıkan
sorunlarla ilgili profesyonel nitelikleri olan gönüllüler ilçe ya da İzmir ağında da yer alabilir.

"İzmir Büyükşehir öncülük yapmalı"

Yerel yönetimler hem İzmirlileri temsil etmesi hem de kent için ayrılan maddi kaynaklara ve
gerekli veri altyapısına sahip olmaları nedeniyle dayanışma ağlarının temel bileşenidir. Katkı
koyacak diğer bileşenleri de içerecek şekilde, ilçe ağlarının düğüm noktaları ilçe belediyelerin
öncülüğünde yapılandırılmalıdır.

"Her ilçede, kriz merkezi işlevlerini yerine getirecek, gerekli sağlık koşullarına göre düzenlenmiş en az bir mekân oluşturulması uygun olacaktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Dayanışma Ağı’nın öncüsü olmalı, ağların bağlandığı düğüm noktası burada oluşturulmalıdır. Büyükşehir Belediyesi etrafında oluşturulacak ana kriz merkezi özelliğindeki bu yapı, farklı katılımlarla ve gönüllü katkılarını alacak biçimde zenginleştirilmelidir. Yerel yönetimlerin elindeki kaynaklar yeniden planlanmalı, önceliği olmayan yatırımlardan krizle mücadeleye kaynak aktarılmalıdır."

"Öncelik kent yoksullarına verilmeli"

"Desteğe en çok ihtiyaç duyacak kesimler, gıda vs. temininde sorun yaşayacak kent yoksulları,
(günübirlik çalışanlar, enformel sektör çalışanları, geliri olmayanlar, mahkum yakınları vb)
göçmenler, sokakta yaşayanlar, engelliler ve hastalığa en açık olan yaşlılardır. Kaynak kullanımında bu gruplara öncelik sağlanmalıdır.

"Dayanışma Gönüllüleri olarak, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin öncülüğünde kurulacak kriz yönetimi merkezlerinin, kentte yaşayan tüm yurttaşların, sivil toplum örgütlerinin, uzmanların katılımını, gönüllülerin çabalarını ortaklaştırmayı mümkün kılacak şekilde acilen yapılandırılmasını öneriyoruz."