İyi Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, AKP hükümetinin yanlış ekonomik tercihleri sonucunda, vatandaşın yoksullaştığını, yüzde 59'unun asgari ücrete muhtaç hâle getirildiğini söyledi.
Sözcü'nün aktardığına göre; İyi Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, yanlış ekonomik tercihlerin yoksulluğu beraberinde getirdiğini ifade ederek, 2016’dan 2022’ye kadar çalışanların milli gelirden aldıkları payın yüzde 33,1’den, yüzde 24,6’ya gerilediğine dikkat çekti.
Kabukcuoğlu, TBMM'de yaptığı konuşmada AKP hükümetini eleştirdi. AKP hükümetinin değişik bir uygulamasının olduğunu, kendiliğinden giden sistemlerin AKP’ye yaramadığını belirten Kabukcuoğlu, “Hükümet ister ki her şey kendi kontrolünde olsun, kendi isteğiyle olsun, kendi dileğiyle olsun; eğer bu şekilde kendiliğinden yürüyen bir sistem varsa onu durdurmak için elinden geleni yapar. Hükümet, üniversitelerin hem idari hem de mali özerkliğine karşıdır. Mali özerkliğini bozmak vasıtasıyla onları idari olarak ele geçirmenin yollarını aramaktadır. Neymiş? Kamu hastanelerine verilen götürü usulden para alınmayacakmış, onlara bırakılacakmış. Sağlık kurumları hak ettikleri hizmetin bedelini alsalar zaten her şey kendiliğinden gelecek ve bu kadar kolay, idare mekanizması için kanun çıkarmaya gerek kalmayacaktır” dedi.
"Çalışanların milli gelirden mahrum bırakıldığı miktar 1 trilyon liradan fazla"
Hükümetin yanlış ekonomik tercihleri vatandaşı yoksullaştırdığını vurgulayan Kabukcuoğlu şunları söyledi:
"2016’dan 2022’ye kadar çalışanların millî gelirden aldıkları pay yüzde 33,1’den yüzde 24,6’ya düşmüştür. 25 Ekim 2022 tarihinde Grup Başkan Vekilimiz Sayın Erhan Usta’nın yaptığı bir hesaba göre milli gelirdeki 1 puanlık düşme 125 milyar Türk lirasına tekabül etmektedir. Buna göre, 2022’de, çalışanların milli gelirden mahrum bırakıldığı miktar 1 trilyon liradan fazladır.
1 trilyon Türk lirası sadece çalışanın cebine giren bedel değildir, aynı zamanda, çalışanın bulunduğu çevredeki bakkalın, manavın, kısaca, o şehrin cebine giren bedeldir. Bu gerçek çalışanlarla ilgili vaziyet ya da diğer kesimler. Örneğin çiftçiler; çiftçiliği terk edip köyünden göç eden insan sayısı yirmi yılda 15 milyondur. Gelir kaybına uğrayan insanların yapacakları şey hâliyle borçlanmaktır. Bunu nerede görüyoruz? Bankalarda görüyoruz.
Yirmi yıl önce bankalara borçlu vatandaş sayısı 1 milyonken şu anda 3 milyona çıkmıştır. Yani vatandaş bankalara 3 misli daha borçlanmıştır. Vatandaşın yüzde 59’unu asgari ücrete muhtaç hâle getiren hükûmet, telefon, elektrik, su borcunu almıyorum diye övünüyor. Hükûmet bu borçları almaktan hicap duyması gerekir. Bu yasa, ülkeyi idare edenler için mahcubiyet duymaları ve üzülmeleri gereken bir yasadır."
"Vatandaş hayatını borçla döndürüyor"
AKP hükümeti iktidarında icra dosya sayısında da büyük artış olduğunu ifade eden Kabukcuoğlu, “İcra dosyaları 2002’de 8,6 milyon iken 2022’de 23,5 milyona yani 3 misline ulaşmıştır. Bunun dışında, elektrik borcunu ödeyemediği için elektriği kesilen, doğal borcunu ödeyemediği için doğal gazı kesilen… Eşine dostuna, sağa sola borç, borç, borç; vatandaş hayatını borçla döndürüyor” dedi.
"Gençlere iş verilmiyor"
Konuşmasında işsizlik sorununa da değinen Kabukcuoğlu şöyle konuştu:
"Plansız programsız açılan üniversiteler, diğer bir deyişle, AKP için gençlerin dört yıl bekletildiği işsizlik parkları ayrı bir sorundur. Bu kurumlardaki 8,5 milyon genç… Bu sayede hükümet gençlerin iş talebini dört beş yıl geciktirerek durumu idare etmektedir. Hükûmet ne diyor öğrenciye? ‘Ben kadro açtım, gel, oku.’ Sınavı kazanıyor, giriyor, okuyor, bitiriyor; iş yok. Gençlere iş verilmiyor.
Günümüz itibarıyla aylık öğrenci masrafının üçte 1’i kadarı devletin verdiği kredilerle karşılanmaktadır. Genç, okulu bitiriyor, iş bulamıyor ve sudan çıkmış balık gibi, devlet bu gençten verdiği krediyi istiyor. Genç nerede bulsun; iş yok, aş yok. Sonra da sadakat kültürü ‘Ben senin kredi borcunun tamamını değil de faizlerini kesiyorum’ diyor. ‘Oku’ dediğiniz öğrenciye okulu bitirdikten sonra işsizlik maaşı ödemelisiniz, işsizlik maaşı, hükûmet kalkmış ‘Faizini siliyorum’ diye övünüyor."