İyi Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, “Depremin yaşandığı ilk andan itibaren koordine olmayan ve ihtiyaç sahiplerine ulaşma hususunda eksik kalan hükümet, afetin felakete dönüşmesinin bir numaralı sorumlusu olarak karşımızdadır. Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan Adıyaman Afet Koordinasyon Merkezi’nde yapmış olduğu bir konuşmada, depremin ilk günlerinde yaşanan aksaklık, eksiklikleri kabul ederek helallik istemiştir. Bu kaçıncı af dileme, bu kaçıncı helallik isteme? On binlerce kişinin hayatını kaybettiği, yüz binlerce yaralının bulunduğu bir felaketten ‘helallik’ gibi dini bir argümanı kalkan yaparak kurtulamazsınız” dedi.
İyi Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, TBMM Genel Kurulu’nda bugün gündem dışı söz alarak 6 Şubat depremlerinin ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Usta, şunları söyledi:
"Felaketten ‘helallik’ gibi dini bir argümanı kalkan yaparak kurtulamazsınız"
“Depremin yaşandığı ilk andan itibaren koordine olmayan ve ihtiyaç sahiplerine ulaşma hususunda eksik kalan hükümet, afetin felakete dönüşmesinin bir numaralı sorumlusu olarak karşımızdadır. Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman Afet Koordinasyon Merkezi’nde yapmış olduğu bir konuşmada, depremin ilk günlerinde yaşanan aksaklık, eksiklikleri kabul ederek helallik istemiştir. Bu kaçıncı af dileme, bu kaçıncı helallik isteme? On binlerce kişinin hayatını kaybettiği, yüz binlerce yaralının bulunduğu bir felaketten ‘helallik’ gibi dini bir argümanı kalkan yaparak kurtulamazsınız.
Hem 20 yıllık iktidarınız boyunca binaların depreme dayanıklılığını kontrol etmediniz hem de helallik istiyorsunuz. Hem yeni yapılan binalarda gerekli tedbirleri almadınız hem de helallik istiyorsunuz. Hem çıkarttığınız imar affıyla birlikte çürük binaları görmezden geldiniz hem de helallik istiyorsunuz. Hem yıllardır deprem acil planı hazırlayamadınız hem de helallik istiyorsunuz. Hem bilim adamlarını dinlemek yerine rant peşinde koşan müteahhitlere yol veriyorsunuz hem de helallik istiyorsunuz. Hem enkaz altında ‘yardım’ diye inleyenlere yetişemediğinizi itiraf ediyorsunuz hem de helallik istiyorsunuz. Tarih sizi böylesi bir anda bile çadır ticareti yapan bir hükümet olarak hatırlayacak ve hakkını helal etmeyecektir.
"Hala çadır bekleyen depremzedeler mevcutken milletten helallik isteyemezsiniz"
Bugün depremin 23’üncü günü. Hala Hatay’ın Defne ve Samandağ gibi ilçelerinde çadır bekleyen depremzedeler mevcutken milletten helallik isteyemezsiniz. Yapacağınız şey helallik istemek değil, istifa etmektir. Evleri yıkılmış, enkaz altında yakınlarını kaybetmiş insanlar soğukta barınma ihtiyaçlarının giderilmesini beklerken mazisi gururla dolu güzide kurumumuz Kızılay’ın başına atadığınız liyakatsiz yöneticiler ellerindeki mevcut çadırları bölgeye ulaştırmak yerine depolarında tutarak para kazanma hesapları yapmıştır.
"Eleştirimiz devletimizin güzide kurumlarını işlevsizleştiren, beceriksiz siyasi hükümetedir"
Devlet bizimdir, devletin kurumları ise milletin ta kendisidir. Biz devletimizin kurumlarına sahip çıkıyor; bu kurumlarda çalışan her bir vatandaşımızı da kucaklıyoruz. Eleştirimiz devletimizin güzide kurumlarını işlevsizleştiren, beceriksiz siyasi hükümetedir. Kahramanmaraş ve Hatay merkezli büyük depremlerde yetersiz kalan hükümet beklenen İstanbul depremi için de güven vermemektedir. Erdoğan ve hükümetinin mental yorgunluğu artık milletimizin dertlerine derman olmamakta, çaresizliğe çözüm bulamamaktadır. Millet olmak iyi ve kötü günde, hayırda ve şerde bir ve beraber olmaktır. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Aziz milletimiz yalnız ve sahipsiz değildir. 85 milyon el ele bu zor günleri aşacak ve Allah’ın izniyle yaralarımızı saracağız.
Kızılay Başkanı dün yaptığı bir açıklamada şunu söylüyor: ‘Askerler olağanüstü durumlar için yetiştirilmiş insanlardır. Siz afet operasyonu içerisinde askeri konumlandıramazsanız, yanlış yaparsınız. Siz uluslararası yardım çağrısında bulunuyorsunuz ama kendi içinizde asker-sivil mekanizması geçmiş dönemlerde çökertildiği için yararlanamıyorsunuz.’ Kızılay başkanı burada doğru söylemiş.” (ANKA)