Yaşam

İTÜ, ODTÜ'yü geride bıraktı

Üniversiteler arasında yaşanan rekabet kızışmaya başladı.

21 Ağustos 2011 03:00

T24 - Üniversiteler arasında yaşanan rekabet kızışmaya başladı. Üniversiteler arasındaki puan yarışında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ni (ODTÜ) geride bıraktı. İTÜ Rektörü Muhammed Şahin, önümüzdeki öğretim yılında ODTÜ'yü daha çok alanda geride bırakacaklarını iddia ederek, hedeflerinin Boğaziçi Üniversitesi olduğunu söyledi.


Milliyet gazetesi yazarı Abbas Güçlü'nün "İTÜ-ODTÜ yarışında son durum?" başlığıyla yayımlanan (21 Ağustos 2011) yazısı şöyle:



İTÜ-ODTÜ yarışında son durum?


Üniversiteler arasındaki rekabet ciddi boyutlarda. Özellikle de en iyi üniversiteler arasında. Örneğin İTÜ-ODTÜ arasındaki puan yarışında, aradaki puan makası giderek daralıyor.


İTÜ, İngilizce eğitim yapan bölümlerde, geçen yıl, sadece bir alanda ODTÜ’yü geride bırakırken, bu yıl bu sayı 10’a yükselmiş.


Bunlar arasında Mimarlık, Endüstri Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Kimya Mühendisliği, Makine Mühendisliği gibi çok iddialı bölümler de bulunuyor.


Aradaki yarış öylesine kıyasıya ki, bazı mühendisliklerde, yarışın galibini virgülden sonraki puanlar belirliyor.


İTÜ Rektörü Muhammed Şahin çok iddialı. Önümüzdeki öğretim yılında, ODTÜ’yü daha çok alanda geride bırakacaklarını, ondan sonraki hedefin de Boğaziçi olduğunu söylüyor.


Peki bunu başarabilir mi?


Bu noktaya nasıl gelindiyse, sonrası da olabilir.


İTÜ bu konuda müthiş taktik izliyor. Özellikle İngilizce bölümlerde, kontenjanları az tutarak, ODTÜ ve Boğaziçi’ni zorluyor.


Peki diğerleri ne yapıyor?


Örneğin Boğaziçi? Şampiyonların ağırlıklı tercihi onlardan yana ama kendi içinde durum ne? Geçtiğimiz yıllara göre, puanlar artıyor mu, yoksa eriyor mu? İlk 10 binden geçen yıllarda kaç öğrenci alıyordu? Şimdi kaç öğrenci alıyor?


ODTÜ, geçen yıl, hangi bölüme en son kaçıncı öğrenciyi almıştı? Bu yıl kaçıncıyı aldı?..


Aslında olay, sadece İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi olayı değil, her üniversitenin kendi içinde ciddi analizler yapması gerekiyor. Aynı şekilde YÖK ve Maliye’nin de.


Yapılan devlet yardımı, başarıya endeksli hale getirirse, her şey çok daha farklı olacaktır!..



Parayı veren düdüğü çaldı


Vakıf üniversiteleri ile devlet üniversiteleri arasındaki puan farkı müthiş boyutlarda. Mühendisliklerde 100 puanı aşan değişimler var. Yine aynı şekilde vakıfların tam burslu öğrencileri ile paralı öğrencileri arasında da müthiş puan aralığı bulunuyor.


Ortaya çıkan bu tablo da şu soruları beraberinde getiriyor:


-  Bu kadar puan farklılığı, eğitimde fırsat eşitliğini, parası olan lehine bozmuyor mu?

-  Düşük puanla öğrenci alan üniversiteler, düşük eğitim kalitesi uygulayarak, vasıfsız mühendisler ya da diğer meslek adamları yetiştirirse ne olacak?

-  Bu sakıncaları ortadan kaldırmak için en azından kamuya açık mesleklerde yeterlilik sınavı uygulamasına geçilecek mi?

-  Aralarında büyük puan farklılığı bulunan sınıflarda öğretim düzeyi kime göre belirlenecek? Burslu öğrencilere göre mi, yoksa paralı ve puanı dibe vurmuş öğrencilere göre mi?..



Kademeli burs sevildi


Tam paralı bölümlerini dolduran vakıf üniversitesi yok gibi. Yine aynı şekilde tam burslu bölümlerinde kontenjan açığı kalan üniversite de bulunmuyor. Kademeli burslarda ise yüzde 75 ve yüzde 50 oranındaki burslu bölümlerin de tamamına yakını birkaç üniversite dışında dolmuş vaziyette. Yüzde 25’lik burs uygulamasına ise çok az ilgi var. Görünen o ki, onlardan önemli bir bölümü de kayıt yaptırmayacak.


Vakıf üniversitelerine önerimiz, birinci kayıt döneminde fazla fire vermemek için ihtiyacı olanlara daha fazla burs vermeleri. Ek yerleştirmede ise, boş kalmaktansa, burs oranlarını en azından yüzde 50’ye yükseltmeleri. Yoksa toplam boş kontenjan sayısı 100 bini aşarsa hiç şaşırmamak gerekir...



Puanlar düştü?


Taban puanlara bakıldığında, devlet vakıf fark etmeksizin ciddi düşüşler dikkat çekiyor. Örneğin tıp fakültelerinde bile 20 puana yaklaşan düşüşler söz konusu. Ama sıralamalarda ne kadar değişiklik var, işte o belli değil. Çünkü ÖSYM, taban puanlar gibi, en son alınan öğrencinin sıralamasını açıklamadı ve bu da ciddi anlamda rahatsızlık yaratıyor.


Kafalardaki soru işaretlerinin çözülebilmesi için ÖSYM’nin hiç zaman geçirmeden, hangi üniversitenin, hangi bölümüne, kaçıncı sıradaki adayın girdiğine yönelik bilgileri, internet sitesine koyması gerekiyor.


Bu onlar için hiç de zor olmasa gerek...



ÖSYM kriz masası


Tıpkı sınav sonrasında olduğu gibi öyle ya da böyle mağdur olduğunu iddia eden çok sayıda öğrenci var. Onları, birilerinin dinlemesi ve söz konusu iddialarını araştırması gerekir.


Gençlerin iddialarını “kazanamayanların hezeyanı“ olarak görenlerin hali ortada. Bu noktaya yeniden gelinmemesi için hızlı ve inandırıcı bir şekilde hizmet verecek bir kriz masası, iddiaların dal budak salmadan açıklığa kavuşmasına olanak sağlayacaktır...


Özetin özeti: Milyonlarca aile sevinçle hüznü bir arada yaşıyor. Kazananların sevinci de kayıt, barınma ve burs telaşına dönüştü. Hepsine sabır diliyoruz...