Çevre

İthal edilen soya, tamamen genetiği değiştirilmiş ürün

Sabancı Üniversitesi’nce yürütülen araştırma projesinde, Türkiye'de genetiği değiştirilmiş mısır ve soya üretilmediği, ancak ithal edilen soyaların yüksek

12 Eylül 2008 03:00

Sabancı Üniversitesince yürütülen "Türkiye'de Genetiği Değiştirilmiş Ürünlerin Tespiti"ne yönelik araştırma projesinde, Türkiye'de genetiği değiştirilmiş mısır ve soya üretilmediği, ancak ithal edilen soyaların yüksek oranda genetiği değiştirilmiş ürün olduğu belirlendi.

 

Özel bir firmada yöneticilik yapan Atakan Ertuğrul, Sabancı Üniversitesi’nde konumlanan İstanbul Politikalar Merkezi’nce düzenlenen "3. Tarımsal Biyoteknoloji ve Biyogüvenlik" konulu sempozyumda, 2005-2007 yılları arasında hazırladığı TÜBİTAK destekli "Türkiye'de Genetiği Değiştirilmiş Ürünlerin Tespiti"ne yönelik araştırma projesiyle ilgili sunum yaptı.

 

Türkiye'de genetiği değiştirilmiş organizmalarla ilgili konulardaki analiz çalışmalarının yetersiz olduğunu savunan Ertuğrul, bu nedenle yeni tekniklerin geliştirilmesi gerektiğini düşünerek bu projeyi başlattıklarını söyledi.

 

Proje tamamlandığında, çeşitli analiz yöntemleri geliştirdiklerini belirten Ertuğrul, şöyle devam etti: "Proje sonuçlarına göre, Türkiye'de genetiği değiştirilmiş mısır ve soya üretilmiyor. Ama Türkiye'ye ithal edilen soyaların yüksek oranda genetiğinin değiştirilmiş olduğunu gördük. Aslında bu çok normal bir sonuç...

 

Çünkü dünyadaki soya üretimine baktığımızda, üretimin yüzde 90'ının genetiği değiştirilmiş soyadan yapıldığını görüyoruz. Bu durumda Türkiye'ye ithal edilen soyalar da başka bir yerden gelmeyeceğine göre, ülkemize giren soya da genetiği değiştirilmiş soyadır. Türkiye'de, piyasada satılan gıda ürünlerinin küçük bir kısmında genetiği değiştirilmiş soya ürünü olduğunu gördük.

 

Ülkemizde yetiştirilen mısırdan ve soyadan üretilen gıda ürünlerindeyse böyle bir içeriğe rastlamadık. Ama 'Türkiye'de genetiği değiştirilmiş ürün hiç yok' diyemeyiz. İthal edildiği dönemlerde böyle bir durumla karşılaşılabilir, ama benim kişisel kanaatim, bunun tehdit değil gerçeklik olduğu yönünde."