Söz dönüp dolaşıp yüksek sayıdaki mültecinin İtalya'ya sığınmasına geldiğinde İtalyanca öğretmeni Chiara Bergamini "Dersten sonra birlikte yakındaki bir lokale gidiyoruz. Buradakiler genellikle göçmenlere karşılar ama bizimle birlikte gelenlere ses çıkartmıyorlar” diyor. Bergamini göçmenlerle tanışıp konuşanların görüşlerini değiştirdiklerini anlatıyor. Bergamini ‘In Migrazione' adlı yardım kuruluşu hesabına haftada dört kez çeşitli ülkelerden gelen yabancılara dil dersi veriyor. İltica başvurularının ya da ikamet izinlerinin karar bağlanmasını bekleyen göçmenlerin çoğu yakındaki bir kampta kalıyor.
Kadın öğretmen çoğu göçmenin okuma yazma bilmediğini ve travma geçirdiğini belirtiyor. Depresyon geçirenlerin yataktan kalkmadıklarını ve yakınlarıyla irtibat kurabilmek için bütün gün gözlerini cep telefonlarından ayırmadıklarını anlatıyor. Ekonomik nedenlerle İtalya'ya gelenlerin çalışamadıkları için hayal kırıklığı içinde olduklarını belirten Bergamini aralarında suç işleyen, hırsızlık yapan ve şiddete başvuranların da bulunduğunu gizlemiyor. Ancak çoğunluğun müteşekkir ve alçak gönüllü olduğunu söylüyor.
‘Salvini'yi tanımıyorum'
Hamadoun Fofana sağ milliyetçi Kuzey Ligi'nin muhtemel içişleri bakanı Matteo Salvini'nin İtalya'daki yarım milyon kaçak göçmenin sınır dışı edilmesini istediğinden haberi olmadığını belirtiyor ve ekliyor: "Salvini'yi tanımıyorum. Şimdiye kadar bana kötü davranılmadı. Dilerim bundan böyle de davranılmaz.” Yasal göçmen statüsü alan 25 yaşındaki Fofana 2015 yılında Mali'den kaçmış.
Mültecilere yardım kuruluşu ‘İn Migrazione'nin başkanı Simone Andreotti, Lig partisinin lideri Salvini'nin "Neredeyse hepsi suç işleyen göçmenlerden kurtulmamız lazım" şeklindeki sözlerinin kendisini endişelendirdiğini söylüyor. Andreotti "Hava değişmeye başladı. Yabancı görünümlülerle göçmenlere yapılan saldırılar artabilir. Şubat ayında Macareta'da bir İtalyan siyahilere ateş etmiş ve bu olay ırkçılığı protesto gösterilerine yol açmıştı. Mülteci adaylarının kaldıkları kamplar iyi durumda değil. Daha da kötüleşebilir” diyor.
Simone Andreotti İtalya'daki göçmenlerin entegrasyonuna önem verilmemesinden şikâyetçi. Büyük kentlerin dışındaki kamplarda kalan göçmenler yerli halkla iletişim kuramıyor, ülkenin dil ve adetlerini öğrenemiyorlar. Bu uygulamanın sosyal demokrat hükümet tarafından başlatıldığını hatırlatan Andreotti, "Durum Salvini döneminde herhalde düzelmez. Göçmenlere İtalya'nın sadece kaldıkları kamplarla sınırlı olmadığını anlatıyor ve kendilerine meşgale bulmalarını öneriyoruz” diyor. Chiara Bergamini ekliyor: "Çoğu zaman kaçak çalışıyor ve organize suç şebekelerinin eline düşüyorlar.”
"Bu kadar insanı kim alır?"
500 bin yabancının İtalya'dan sınır dışı edilmesi mümkün değil. Simone Andreotti, "Müstakbel İçişleri Bakanı Salvini istese de bunu yapamaz” diyor. Andreotti, önce devletin bu kişileri bulup çıkartması, sonra da onları kabul edecek ülke bulması gerekeceğini anlatıyor. Bu popüler talebin pratikte yerine getirilemeyeceğini sözlerine ekliyor.
Göçmenlerin büyük bölümü İtalya'nın güneyinde kayıt altına alındıktan sonra birkaç ay süreyle geçici kamplarda kalıyor. Daha sonra kuzeydeki küçük kamplara ya da toplu barınaklara sevk ediliyor. Çoğunun kalacakları yeni yerlere varmadıklarını belirten Simone Andreotti bazılarının kaçtıklarını, güneydeki tarlalarda kaçak çalıştıklarını ya da Fransa ya da Almanya'ya geçtiklerini anlatıyor. Mültecilerle ilk ayak bastıkları Avrupa Birliği ülkesinin ilgilenmesini öngören genel kurala uyulmuyor. Bu açıdan bakıldığında yeni İtalyan hükümeti "Dublin kurallarının" işletilemediğini söylemekte haklı sayılır.
İçişleri bakanı adayı Salvini İtalya'dan göçmen almaları için AB'deki ortaklarını zorlayacak. Ancak topraklarında mülteci istemeyen ülkeler Polonya, Macaristan Çekya ve Avusturya da popülist milliyetçi hükümetler tarafından yönetiliyor. Simone Andreotti, "Salvini'nin bu kadar taraftar bulmasının endişe verici yanı gerçeklere aldırmayıp, İtalyanlara korku salmak için göçmenleri kullanmasıdır” diyor.
Dershanede Fofana ve reşit yaştaki sınıf arkadaşları kartlarla oynayarak renk ve rakamları öğreniyorlar. İtalyancaları pek iyi değil. Hamadoun ülkesi Mali'deki gibi Fransızca konuşmayı tercih ediyor. Zaten anlamadığı politikaya kafayı takmadığını belirttikten sonra "Bir şeylerin değişeceğini sanmıyorum. Sonra İtalya'yı terk edeceksem, nereye gideceğimi bana kim söyleyecek” diyor.
Bernd Riegert
© Deutsche Welle Türkçe