Esma Çakır / Roma, 21 Mayıs (DHA) - İtalya’da 4 Mart’ta gerçekleştirilen erken genel seçimlerin ardından iki popülist parti Lig ve 5 Yıldız Hareketi’nin koalisyonuyla hükümet kurma çalışmalarında sona gelinirken, göç ve ekonomi programlarına ilişkin hazırlanan “hükümet sözleşmesi” endişeye yol açtı.
Seçimlerde tek başına en çok oyu (yüzde 32.7) alan 5 Yıldız ile sağ ittifakının lideri aşırı sağdaki Lig, uzun süredir yapılan konsültasyonların ardından bu akşam Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’ya hükümet üyelerinin listesini ve hükümet programını sunacak.
5 Yıldız lideri Luigi Di Maio ile Lig lideri Matteo Salvini’nin, başbakanlık konusunda aralarında anlaşmaya varamayınca, hiçbir partiye üye olmayan teknik bir isim konusunda uzlaştığı belirtiliyor.
İtalyan basınında yer alan tahminlere göre; seçimlerin üzerinden 78 gün geçmişken kurulması beklenen hükümete, 54 yaşındaki Özel Hukukçu Giuseppe Conte’nin liderlik etmesi öngörülüyor.
Göçmen karşıtı ve uluslararası anlaşmalara rağmen ülkedeki “yasal” olmadığını öne sürdüğü 500 bin göçmeni sınır dışı etmekle tehdit eden Salvini’nin İçişleri Bakanlığı’nı, Di Maio’nun ise Kalkınma ya da Çalışma Bakanlığı’nı üstlenebileceği belirtiliyor.
Böylece sistem karşıtı olarak doğan ve 2013’te girdiği ilk seçimlerde oy patlaması yaşayan 5 Yıldız, “asla hiçbir partiyle koalisyona yaklaşmayacakları” tavrını bütünüyle değiştirmiş oldu.
Hükümet Sözleşmesi oylamaya sunuldu
İki parti, 39 sayfadan ve 30 maddeden oluşan “hükümet sözleşmesi” başlıklı hükümet programını oylamaya sundu.
5 Yıldız’ın, yaklaşık 10 gün süren istişarelerin ardından cuma günü son hali verilen ve internet ortamında oylamaya sunduğu sözleşmeye, 45 bin kişinin yüzde 94’ü onay verdi.
Lig’in ise ülkenin çeşitli kentlerinde kurduğu standlarda oy kullanan yaklaşık 215 bin kişinin yüzde 91’i de, hükümetin bu sözleşmeyle çalışmaya başlamasını uygun buldu.
Popülist hükümet, Euro Bölgesi için risk olarak görülüyor
Ülkedeki siyasi belirsizlik, yatırım ve tüketim büyümesi üzerinde bir engel oluşturuyordu. Bölgenin en büyük üçüncü ekonomisi konumundaki İtalya, yılın ilk çeyreğinde sadece yüzde 0.3 büyüdü.
Müstakbel hükümetin sözleşmedeki ekonomik programı, Euro Bölgesi’nin istikrarı için bir tehlike olarak görülüyor, Avrupa kurumları ile Fransa ve Almanya gibi birliğin önde gelen ülkeleri bu programa temkinli yaklaşıyor.
Güvenilir bir hükümetin eksikliğinin, İtalya’nın, Avrupa reformları konusunda devam eden tartışmalarda etkisini kaybetmesine yol açması bekleniyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası eski şefi, ünlü İtalyan ekonomist Carlo Cottarelli, iki partinin ekonomik programının bütçede bir karşılığının olmadığını, bunu İtalyanlara dürüstçe anlatmaları gerektiğini söylüyor ve ülkenin yeniden euro’dan liraya geçme riskini ortaya atıyor.
Di Maio ise, haziran ayında Avrupa Birliği bütçesinin yedi yıllık programının yeniden yapılacağını ve İtalya olarak 20 milyar euro katkı sağladıkları bu bütçeden yararlanacaklarını belirtiyor.
Sözleşmenin öne çıkan noktaları arasında “Tek oranlı vergi (flat tax)”, yoksullara bir süre maaş bağlanmasını öngören “vatandaşlık geliri (reddito cittadinanza)” ve emeklilik yasasının revize edilmesi gibi unsurlar yer alıyor. Refah seviyesi düşük olan ve 5 Yıldız Hareketi’nin en çok oyu aldığı güney bölgelerini kalkındırmaya ilişkin planın olmaması da eleştiriliyor.
FT: Barbarlar Roma’da
İtalya\'nın kamu borcu, Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın (GYSH) yüzde 132\'sine ulaştı ve buna ilişkin bu koalisyonun bir planının olmaması da bir başka endişe kaynağı olarak görülüyor.
Geçen hafta saygın ekonomi gazetesi Financial Times’ta yayımlanan bir makalede, 5 Yıldız ve Lig’in kuracağı bir hükümet sert ifadelerle eleştirildi.
Gazete, İtalya’da, 1957’deki Roma Antlaşması’nın imzalanmasından bu yana Batı Avrupa demokrasisine yön veren “en sıra dışı” ve “tecrübesiz” hükümetin kurulmak üzere olduğunu yazarak, “Barbarlar artık Roma kapılarında değil, tam da duvarlarının içinde” ifadesini kullandı.
Göç politikası
Hükümet sözleşmesindeki, çok sayıda mülteciyi sınır dışı etmeyi öngören göç politikası da eleştirilerin hedefinde.
Ancak İtalya\'nın uluslararası yükümlülükleri nedeniyle buna imkansız gözüyle bakılıyor.
Avrupa Birliği (AB) Göç, İçişleri ve Vatandaşlık Komiseri Dimitris Avramopulos, popülist partilerin hükümet sözleşmesindeki göç politikasına temkinli yaklaşarak, “Umarım İtalya, göç politikasında bir değişikliğe gitmez” uyarısında bulundu.
Matteo Salvini ise buna, “Seçimle göreve gelmemiş kişilerin, seçimle gelmişlere müdahalesi artık kabul edilemez. Şimdiye kadar bunlara çok fazla tahammül gösterdik. Bize ne kadar saldırırlarsa o kadar motive oluyoruz” diye karşılık verirken, bazı anlaşmaların, diğer Avrupa ülkeleriyle diyalogla yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu.
Sözleşmede, ülkedeki tüm Roman kamplarının ve ülkedeki radikal çizgide yer alan Müslüman dernekleri ve “merdiven altı” olarak tabir edilen yasa dışı cami ve ibadet yerlerinin de derhal kapatılması öngörülüyor.
Bu arada, son anketler, Lig partisine desteğin, 4 Mart seçimlerinden bu yana yüzde 17’den yüzde 25’e yükseldiğini gösteriyor.
Demos’un La Repubblica gazetesi için yaptığı ankete göre; her 10 kişiden 6’sı 5 Yıldız ve Lig koalisyonuna sıcak bakıyor.