14 Mart 2024 17:27
Ayrıldığı, kendisiyle görüşmek istemeyen sevgilisi E.M.’yi ikisi öldürücü biçimde, beş ayrı yerinden bıçaklayarak ağır biçimde yaralayan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi ve okulun Ülkü Ocakları sorumlusu Necip Mert Yalçın, kendini siyasi hasımları bulunmakla savunduğu davada, takdir indirimi aldı ancak istinaf mahkemesi yapılan indirimle bile tatmin olmayarak davayı yeniden görmeye karar verdi. Yalçın’a “tahrik indirimi” yapılamayacağına, eylemin “kadına karşı işlenmiş suç” kapsamında olduğuna yönelik yorumlarıyla kadın örgütlerinin takdirini alan mahkeme, buna karşılık cezayı takdir hakkını kullanarak müebbet hapisten 11 yıl 8 aya kadar indirdi. İstinaf mahkemesi ise duruşma açarak, davayı sil baştan karara bağlayacak. Avukat Senem Doğanoğlu, istinaf mahkemesinin, davada yapılan olumlu yorumları ve sonuçları da ortadan kaldıracak bir karar vermesinden endişe ettiklerini söyledi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü 4. sınıf öğrencisi ve okulun Ülkü Ocakları sorumlusu Necip Mert Yalçın (24), 11 Ocak 2023’te kütüphaneden çıkıp evine gitmek üzere olan eski sevgilisi E.M.’nin (22) yolunu Çankaya Dede Efendi Caddesi üzerinde kesti. İddiaya göre, Yalçın, kendisiyle görüşmek istemeyen, öldürmekle tehdit ettiği E.M.’yi darp etmeye başladı. E.M.’yi cebinden çıkardığı çakıyla boynundan ve vücudunun çeşitli yerlerinden yaraladı. Beş yerinden bıçaklanan E.M., hastaneye kaldırıldı. Göğüs bölgesinde ve karın boşluğunda ciddi yaralanmalar tespit edilen E.M. önce yoğun bakıma kaldırıldı, bir hafta hastanede yattıktan sonra taburcu edildi.
Olay günü tutuklanarak cezaevine gönderilen Necip Mert Yalçın hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava açıldı. İddianamede, hastaneden alınan uzman raporuna göre, E.M.’nin özellikle göğüs bölgesi ve karın boşluğuna yönelik yaralanmalarının “yaşamını tehlikeye sokacak şekilde öldürücü mahiyette olduğu” kaydedildi. E.M.’yi yaraladıktan sonra yanındaki arkadaşı tarafından olay yerinden uzaklaştırılmasıyla “eylemin son bulduğu” kaydedildi. İddianamede, Yalçın’ın “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan cezalandırılması istendi.
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da müdahil oldu. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi'nden alınan rapor ile Whatsapp yazışmaları da dava dosyasına girdi. Tutuklu bulunduğu cezaevinden mahkemeye getirilen Yalçın, Mayıs 2023’te görülen ilk duruşmadaki savunmasında, dört ay sevgili olduğu E.M.’nin İzmir’e ailesinin yanına gittikten sonra kendisini aldattığını öğrendiğini, bu yüzden ayrıldıklarını, Ankara’ya döndükten sonra E.M.’ye eşyalarını ve hediyelerini vermek üzere buluşmak istediğini öne sürdü.
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Ülkü Ocakları sorumlusu olduğunu, LGBTİ+ grupları ile ‘bazı terör grupları’ tarafından hedef listesinde olduğunu iddia eden Yalçın, “Okulda radikal gruplar var başkanım Ankara Siyasal’da. Ben de okulda bir siyasi grubun öncüsüydüm. Okulda bazı terör örgütü gruplar tarafından hedef listesindeydim. Çamur at izi kalsın politikası yaptılar” dedi. Yalçın, mağdur E.M.’nin yardım istediği Mülkiye Kadın Dayanışması’nı da “adını karalamakla” suçladı.
E.M.’nin görüşme istediğini reddettiğini söyleyen Yalçın, yanına A. isimli bir arkadaşını da aldığını, kütüphaneden çıktıktan sonra evine giden E.M. ile arkadaşı S.A.’nın yoluna çıktığını anlattı. E.M.’nin kendisine hakaretler ederek üzerine geldiğini öne süren Necip Mert Yalçın, aralarında boğuşma yaşandığını, yanındaki çakıyı da Ülkü Ocakları sorumlusu olduğu için üzerinde taşıdığını söyleyerek, “Bizim üniversitenin Ülkü Ocakları sorumlusuydum ve okuldaki terör örgütlerine karşı sürekli saldırıya uğradığım için kendimi savunma amaçlı yanımda ufak bir çakı bulunduruyordum. İnsani bir refleks olarak elim cebime gitti, zaten o benim üstüme yürüdü. Bir anda ben onun üstüne yürüdüm. Zaten elimdeydi o süre zarfında 10-15 saniye sürdü boğuşma esnasında” dedi.
“İnsan sevdiğine zarar vermez, benim asla zarar vermek gibi niyetim yoktu. Ne yaralamak ne öldürmek. Aylardır cezaevinde çektiğimi ben bilirim” diyen Yalçın, boğuşma esnasında ne olduğunu anlamadığını, arkadaşı A. ile S.A.’nın araya girdiğini, S.A.’nın E.M.’yi uzaklaştırdığını, ardından arabaya binerek yanındaki arkadaşı A.’dan kendisini eve bırakmasını istediğini söyledi.
Mahkemede yaşadıklarını anlatan E.M. ise Necip Mert Yalçın’ın kendisini bir süredir tehdit ettiğini, bu nedenle olay günü de yanında olan arkadaşının evinde bir süredir kaldığını söyleyerek, “O gün de yanımda en yakın arkadaşım olan S.A.’yı aradım tedirgin bir şekilde ve mesaj attım ‘Mert beni tehdit ediyor, sürekli tehditler alıyorum’ dedi. Ben zaten bu tedirginliği aralık ayından beri yaşıyorum, sürekli beni tehdit ediyor, sürekli tehdit alıyorum. ‘Ankara'ya gelme seni yaşatmayacağım. Seni öldürürüm.’ O gün ben arkadaşımın evine gittim. Açıkça bir şekilde konuşmak istemediğimi biraz daha evimin önünde dolanıp bana yazmaya devam ederlerse zaten şikayetçi olacağımı dile getirdim. Olaydan 15 gün 20 gün önce bunlar oluyor” dedi. Olay günü de Yalçın’ın yolunu kestikten sonra kendisine hakaret ettiğini ve ardından darp ettiğini anlatan E.M., sürekli bıçak ve silah taşıdığını, arkadaşının da buna tanık olduğunu söyledi.
E.M.’nin yanında olan S.A. ise mahkemedeki tanık ifadesinde, Yalçın’ın EM.’yi darp ettiğini, araya girdiğini ve durması için yalvardıklarını, sokak lambasının altına gelince yaraları ve kanları gördüğünü söyledi. Yalçın’ı olay yerinden alarak arabaya bindiren arkadaşı A. ise kan görmediğini ve Yalçın’ın E.M.’ye saldırmadığını iddia etti.
Savcı, esas hakkındaki mütalaasında Yalçın’ın kasten öldürmeye teşebbüsten cezalandırılmasını istedi. Savunmalar, ifadeler, tanık beyanları ve uzman raporlarını değerlendiren 15. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Necip Mert Yalçın’ın “olay günü cebinde taşıdığı kesici alet niteliğindeki bıçağı çıkarıp E.M.’nin boyun ve gövdesine hedef gözetmeksizin beş kez vurduğu, uzmanlık raporlarına göre bu beş bıçak darbesinden batına ve sternumun soluna (göğüs ve karın boşluğu) isabet eden iki adet darbenin E.M.’nin hayatını tehlikeye sokacak mahiyette yaralamalar olduğunu” kaydetti.
Mahkeme, Kasım 2023 tarihli son duruşmada, Yalçın’ın “kasten öldürme teşebbüs”ten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, ancak “suçun işleniş şekli, öldürmeye yönelik eylem sayısı” nedeniyle 14 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, son olarak “sanığın suçun işlenmesinden sonraki tutum ve davranışları ile yargılama sürecinde gözlemlenen olumlu hal ve hareketleri” gerekçesiyle takdiri indirimine giderek, 11 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Mahkeme, TCK’nın “kasten öldürme” suçunu düzenleyen 82. maddesinde “nitelikli haller” düzenlenmesine 2022 yılında eklenen “kadına karşı işlenen suçlarla” ilgili yeni düzenlemeyi kararda uyguladı. Yalçın’ın “kasten öldürmeye teşebbüs” suçunu “kadına karşı” işlediğine hükmetti. Mahkemenin bu kararı, kadına karşı işlenen suçlarla ilgili getirilen yeni düzenlemenin ilk uygulandığı davalardan biri oldu.
15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, “kadına karşı işlenen suç” ifadesiyle ilgili olarak, Yalçın’ın yaralamayı kendi iradesiyle bitirmek yerine engel olunmasıyla sonlandırdığının altı çizilerek, şöyle denildi:
“Sanığın katılanı hayati tehlike geçirmesine neden olan iki bıçak darbesiyle yaraladığı olayda; suçta kullanılan öldürmeye elverişli araç, yaralanmanın meydana geldiği vücut bölgesi, darbenin şiddeti, meydana gelen yaralanmanın niteliği, sanığın katılana duyduğu öfkenin, husumetin varlığı ve yine eylemine kendi iradesiyle değil, engel nedenlerle son verdiği dikkate alındığında, sanığın kastının katılanı öldürmeye yönelik olduğu, eyleminin kadına karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçuna girdiğine hükmedildi.”
Mahkemenin gerekçeli kararında, “haksız tahrik” hükmü yönünden de inceleme yapıldı. Bu değerlendirmede de mahkeme, sanık Yalçın’ın aldatılma iddiası ya da iletişim kurmak istemeyen kadınla ısrarla barışmaya yönelik çabalarının olayın “hiddet yahut şiddetli elemin etkisiyle gerçekleştirdiğine gerekçe olarak kabul edilemeyeceği” belirtildi. Kararda, “Kaldı ki aldatma eyleminin varlığı halinde dahi, bu husus sanık yönünden haksız tahrik hükümlerinin tatbikine cevaz vermez” denildi.
Karar istinafa taşındı. İstinaf mahkemesi ise 15 Şubat 2024 tarihinde davanın yeniden görülmesine karar verdi. Yalçın’ın tutukluluk halinin devamına karar veren istinaf mahkemesinin talebi üzerine, mahkemeye gönderilen adli tıp raporunda da mağdur E.M.’nin yoğun bakıma alındığı hastane raporuna göre, “Yaralanmasının kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı” belirtildi. Olaydan bir yıl sonra yapılan adli tıp incelesinde ise “yüzde sabit iz olmadığı” kaydedildi. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’ndeki ilk duruşma yarın (15 Mart) görülecek.
Avukat Doğanoğlu: İstinaf, kararı erkek fail lehine değiştirmekMağdur E.M.’nin avukatı Senem Doğanoğlu, istinafta kritik aşamaya giren dava hakkında şunları söyledi: "Kadınlara karşı öldürme eylemlerinin tasarlayarak, canavarca hisle işlenen suçlardan olduğu ancak mahkemelerin bu şekilde cezalandırma yoluna gitmediği bir pratikte 12 Mayıs 2022 tarihinde yasal değişiklik yapıldı. Toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlik esas alınarak kadınların öldürülmesi halinde de nitelikli halin uygulanması düzenlemesi geldi. Bu dava kasten öldürmeye teşebbüs iddiasıyla açıldı. 15. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın yargılama boyunca eski sevgilisi için öne sürdüğü bütün cinsiyetçi klişeleri reddetti ve Ülkü Ocakları üyesi olduğunu sürekli hatırlatan sanığın kadına karşı davranış ve tutumları ‘kadına karşı öldürmeye teşebbüs’ suçundan cezalandırma ile karara bağlandı. Kadına karşı işlenen suçlarla ilgili getirilen yeni düzenlemenin ilk uygulandığı davalardan biri oldu. Ne var ki Bölge Adliye Mahkemesi bütün bu savunmalara bu aşamada itibar etti ve kararı kaldırdı. Bölge adliye Mahkemesi şimdi davayı yeniden görerek bu kararı erkek fail lehine değiştirmek istiyor.” |
© Tüm hakları saklıdır.