T24 - Ağrı Valisi Mehmet Çetin, uğruna istifa ettiği kızı Beyza'ya bir babanın 23 Nisan'da çocuğuna verebileceği en güzel hediyeyi verdi.
'Baba Vali' dün akşam Eskişehir'de DİLKOM'da eğitim gören kızına kavuştu.
Ağrı Valiliği görevinden istifa eden Mehmet Çetin, Eskişehir'e gelerek Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklulukları Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde (DİLKOM) eğitim gören 4,5 yaşındaki kızı Beyza Çetin ile kucaklaştı.
Mehmet Çetin, bugün akşam saatlerinde geldiği Eskişehir'de, eşi Nezihe Çetin ile konuşma rahatsızlığı olan kızı Beyza'nın kaldığı Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü'ndeki lojmanlara gitti. Lojmandan kızı Beyza'nın elini tutarak eşi Nezihe Çetin ile birlikte dışarı çıkan Mehmet Çetin, bir süre lojmanların arkasındaki parkta dolaştı.
Kızım, baba sevgisinden ve şefkatinden mahrumdu
Kızının yanağını okşayıp öpen Çetin gazetecilere istifasıyla ilgili açıklamada bulundu. Ağrı'yı çok sevdiğini ifade eden Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü: Ağrı'yı sevdik, sevildik, benimsedik, huzurlu yaşadık. Ama insanın ailesi yanında olmayınca çalışma azmi ve motivasyonu azalıyor, verimliliği düşüyor ve idari yönetim hayatında yaşanan olumsuzluklara direnme gücü zayıflıyor.
Bu benim açımdan yani yöneticilik açısından çok olumsuz bir durum. Çünkü moral, motivasyon yeterli değilse, çalışma azmi yeterli değilse, verimlilik söz konusu olmaz. Ağrı gibi bir yerde, yeterince verimli olamayacaksam, bu valilik makamında oturmam kesinlikle doğru birşey olamaz. Ağrı'nın zamanını çalmaya hiç kimsenin hakkı yok, Vali olarak benim hiç yoktu. Dolayısıyla kararımızın bir yönü bu oldu, başka boyutu da duygusallık boyutuydu. Haliyle kız çocukları babaya çok düşkün. Benim de kızlarımla diyaloğum çok iyi. Kızlarım da bana düşkün.
Küçük kızım burada terapi görüyor, haliyle baba sevgisinden ve şefkatinden mahrum. Diğer yönden ablasını çok sever. Ablası ise onu çok şımartır ve onunla boğuşur. Ablası ona anne şefkati ve sevgisiyle yaklaşır, çok şımartır. Abla sevgisinden mahrum. Anne şefkati ve sevgisi apayrı, ancak bunu tamamlayan baba sevgisi ve şevkatidir. Bunların yokluğu içinde terapi olunca istenilen düzende sonuç vermeyeceği kanaati hasıl oldu. Dolayısıyla bütün bu sebeplerle dedik ki, ülkemize ve halkımıza hizmet etmek güzel. Hele hele Ağrı'daki uyum ve dayanışma ortamında görev yapmak, olumlu bir şeyler yapmak çok çok güzel. Ama insan hayatta karar vermek zorunda kalıyor. Tercih yapmak zorunda kalıyor. Eşimle oturup konuştuk, zor da olsa böyle bir karar aldık.
‘Bu bizim hayatımız, bizim ailemiz’
Aldıkları istifa kararını gizli tutuklarını, sadece bakan ve müsteşera bildirdiklerini ifade eden Mehmet Çetin şöyle konuştu:
Bu olay duyulduktan sonra meslektaşlarımdan, ağabeylerden ve arkadaşlarımdan, büyüklerimizden yoğun bir baskı diyeceğim bir baskı geldi üzerimize. Başka altarnatifler bulalım, çözelim, mesleğe devam etme yönünde istekler oldu. Ondan öncesinde de bakanlıktan da istifamın onayını almakta epey zorlandığımı da itiraf etmeliyim. Ama bu bizim hayatımız, bizim ailemizin hayatı. Hayatta çalışmak üretmek güzel. Ülkemizi seviyorum, halkımızı, insanımızı seviyoruz. Ağrı'da benim bir tane değil bir sürü kızım var. Onlardan ayrılmak beni çok üzdü. Herşey çok güzeldi, zerre kadar da şikayetimiz olmadı, yakınmadık.
Ağrı'da yaşadığımız, çalıştığımız için kendimizi çok şanslı hissettik. Bunu içtenlikle söylüyorum. Oradan ayrılmak bizi çok üzdü, ailece yaraladı. Meslekten ayrılmanın daha ötesinde üzdü. Aması şu bu bizim hayatımız, biz bir aileyiz, üçe bölünmüş aileyiz. Düşünebiliyor musunuz, bu koşullarda nasıl bir aile yaşar, neye değer, insanın ailesinden evladından daha önemli ne olabilir? Kendi içimizde huzurumuz yoksa, yani bu koşullarda yaşamanın da bir şeyler üretmenin de zorluğunu sizler takdir edersiniz.”