10 Ağustos 2014 20:50
Cumhurbaşkanlığı seçiminde sandıkların yüzde 100'ünden resmi olmayan sonuçlara göre, yüzde 51,7'sini alan Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı oldu.
Türkiye, cumhuriyet tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanı’nı seçmek için sandık başına gitti. Başbakan Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş’ın yarıştığı seçimde için toplam 165 bin 108 sandıkta 52 milyon 894 bin 115 kayıtlı seçmen yer aldı. İkinci turda seçilmek için geçerli oyların salt çoğunluğunu almak koşulunun arandığı seçimde gelen ilk sonuçlar, kampanya döneminde yayınlanan kamuoyu anketlerindeki sıralamayı teyit etti.
Resmi olmayan sonuçlara göre oyların yüzde 51,7'sini alan Tayyip Erdoğan, 12. Cumhurbaşkanı oldu.
Tayyip Erdoğan: % 51,70
Ekmeleddin İhsanoğlu: % 38,50
Selahattin Demirtaş: % 9,80
Şu ana kadarki sonuçlara göre, 57 ilde Erdoğan, 14 ilde İhsanoğlu, 10 ilde Demirtaş önde bitirdi.
30 Mart yerel seçimlerinde toplam 52 milyon 695 bin seçmenin, resmi rakamlara göre, yüzde 89,15'i sandığa gidip oy kullandı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise yurtiçi seçmen sayısı 52 milyon 894 bin olarak belirlendi. Ancak yurtiçi seçmenlerin ilk verilere göre yaklaşık yüzde 77'si oy kullandı. Bu sonuç, bir önceki seçime göre, 13 milyon seçmenin sandık başına gitmediğini gösteriyor.
Resmi olmayan sonuçların açıklanmasının ardından, Erdoğan çevredekileri selamladıktan sonra açıklama yapmadan makam aracına binerek Kısıklı’dan ayrıldı.
Erdoğan Kısıklı'dan Haliç'teki Seçim Koordinasyon Merkezi'ne gitti.
Erdoğan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Sevgili kardeşlerim sevgili İstanbullular sizlere şöyle bir teşekkür yapmak üzere huzurlarınızdayım. Zira asıl konuşmamı genel merkezimizde yapacağım. 9 buçuk 10 gibi Ankara’da konuşmamı yapacağım ve burada süratle havaalanına geçip Ankara’ya intikal etmemiz lazım. Ankara’ya gidene kadar zaten yüzde 100 sandıklar açılmış olsun neticeyi de buna göre inşallah almış olalım.
Şu anda henüz maçın daha uzatmalarını oynuyoruz. Daha henüz bitmiş değil.
İnşallah hakem son düdüğü tabi ki YSK kararıyla açıklayacak ama tribünler de bir şeyin kararını erir. Ve milletimiz malum 5 Temmuz’da çıktığımız yolculukta bugün sandıklarda iradesini ortaya koydu. Şu anda da yüzde 97 gibi sandıkların neticesini almış vaziyetteyiz. Yüzde yüz olarak neticeyi aldığımız anda o zaman milletimizle inşallah genel merkezimizin balkonundan seslenerek kucaklaşacağız. Ben dualarınızı bekliyorum.
Maltepe’de söylediğim gibi hakkınızı helal edin diyorum. Biz de bu yolda milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Vatanımıza hizmet etmeye devam edeceğiz. Daha ileri bir demokrasiyi onun standartlarını ülkemizde egemen kılmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Çözüm sürecini ülkemizde egemen kılmak için koşturacağız.
Gencinden kadınlarımızdan tüm beyefendi kardeşlerime kadar hepsine teşekkür ediyorum.
Erdoğan daha sonra uçakla Ankara'ya giderek, AKP Genel Merkezi'nde "balkon konuşması" yaptı.
Erdoğan'ın konuşması şöyle:
"Sizleri bu tarihi günde, demokrasinin ve milli iradenin bu zafer gecesinde en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
Cumhuriyet tarihimizde ilk kez gerçekleşen, halkoyuyla Cumhurbaşkanlığı seçiminin ülkemize, milletimize, tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
Şahsımı Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak tayin eden aziz milletime buradan şükranlarımı sunuyorum.
Sandık başına giden her bir kardeşime teşekkür ediyorum. Bize oy versin ya da vermesin, oyunu kullanan, bu tarihi günde, tarihin yapılmasına ve yazılmasına katkıda bulunan her bir vatandaşıma teşekkür ediyorum.
Yurtdışında bütün zorluklara rağmen sandığa gidip, bu tarihi seçimde ilk kez oy kullanan kardeşlerime, gümrük kapılarında oy kullanan kardeşlerime huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
81 vilayetimizde bize hayır dualar eden kardeşlerime bugün buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Dost ve kardeş ülkelerden bizlere hayır dualarını gönderen, özellikle de bugün Avustralya’dan Amerika’ya, Güney Afrika’dan Bosna Hersek’e, Japonya’dan Almanya’ya kadar, Türkiye için, milletin adayı için dualar eden tüm gönül dostlarına teşekkür ediyorum.
Kardeşlerim, bugün bu seçimi kazanan sadece Recep Tayyip Erdoğan değildir. Bugün milli irade bir kez daha kazanmıştır.
Bugün, demokrasi ir kez daha kazanmıştır. Bugün şahsıma oy verenler kadar, şahsıma oy vermeyenler de, sevenlerimiz kadar sevmeyenlerimiz de kazanmıştır. Bugün, 77 milyon, 81 vilayet kazanmıştır.
Bugün yeni Türkiye, büyük Türkiye, öncü Türkiye kazanmıştır. Kardeşlerim, sadece Türkiye değil, bugün Bağdat da, İslamabat da, Kabil, Beyrut, Saraybosna, İskip de kazanmıştır. Şam, Halep, Humus, Hama, Gazze, Kudüs de kazanmıştır.
Bugün 77 milyon kadar, yeryüzünde aziz milletimizin kardeşleri, dostları, kader arkadaşları, gönüldaşları da kazanmıştır. Sevincimize ortak alan herkese, bu coşkuyu şehirlerinde, ülkelerinde, gönüllerinde yaşayan herkese, özellikle tek tek teşekkür ediyorum.
Herkese buradan selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum. O meydanlardaki mitinglerimizde, Ramazan demediniz, sıcak demediniz, oruç demediniz ve meydanlarda bizimle aynı coşkuyu paylaştınız. Kapı kapı dolaştınız, milletin adamına oy istediniz.
Size teşekkür etsem azdır. Kardeşlerim, aziz milletim.
1 Temmuz’da adaylığımız açıklandığında, bunun bir Fatiha olduğunu söylemiştik. Evet, bugün Türkiye ve milletimiz adına kutlu bir Fatiha’yı, kutlu bir açılışı hep birlikte idrak ediyoruz.
Bugün, bir dönemin kapılarını kapatıyor, artık yeni bir döneme doğru ilk adımı atıyoruz. 3 Kasım 2002’de milletin partisinin iktidara gelmesiyle, TBMM’yle millet kucaklaşmıştı.
Bugün milletin doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanı ile artık Çankaya ile millet arasındaki tüm engeller ortadan kalkmıştır.
Bugün tarihi bir gün, devletin, milletle muhabbetle kucaklaştığı gün. Bugün ceberrut, zorba, kibirli, milletine tepeden bakan devlet anlayışının son kırıntılarının da ortadan kalktığı, şefkatli, kucaklayan, milletiyle var olan, güçlenen devlet anlayışının zafer kazandığı gün.
Devletin ve milletin iki ayrı istikameti bulunmuyor.
12 Eylül 2010 tarihinde yüzde 58 oy oranıyla kabul edilen Anayasa değişikliği, 12 Eylül darbesinin izlerini silmişti.
Bugün ise 27 Mayıs 1960 parantezi artık kapanmıştır. 27 Mayıs’ın bir vesayet aracı olarak Türkiye’ye dayattığı Cumhurbaşkanlığı anlayışı artık tedavülden kalkmıştır. 13 yıl önce 14 Ağustos 2001’de AK Parti’yi kurarken ne demiştik? Menderes gibi, “Yeter” demiştik. “Yeter söz milletindir” demiştik. Ama bir şey daha ilave etmiştik. “Yeter, söz de milletin, karar da milletin” demiştik.
Emin olunuz, yarınlar bugünden çok daha iyi olacaktır. Zira bugün, Türkiye’nin gücüne güç katılmıştır. Bugün 2023 hedefleri, 2053 ve 2071 hedefleri artık çok daha yakınımıza gelmiştir. Bundan 13 yıl önce AK Parti’yi kurduk. Rabbime ne kadar hamd etsek azdır. 9 seçimin her birinden zaferle çıktık.
Ve dikkat ediyor musunuz? Oylarımız hep yükselerek sandıklardan çıktı. Hemen hemen her seçimde, bir balkon konuşması yaptım. Aziz milletime seslendim. Her bir balkon konuşmamda, gönül diliyle konuştum. Aziz milletimize her bir seslenişimde, akıldan ziyade kalbin ve vicdanın kelimeleriyle seslendim. Meydanda, balkonda ne söylediysem 12 yıl boyunca hep söylediğimin arkasında durdum. Sözüme vefanın mücadelesini verdim. Bu 9’uncu seçim konuşmamda da gönlümün, ruhumun, vicdanımın hissiyatını sizlere aktarıyorum.
İşte onun için, bütün kalbimle ve bütün samimiyetimle söylüyorum ki milletimiz içinde 77 milyonun her bir ferdi için de bu seçimin mağlubu yoktur. Milletimiz içinde bu seçimin kaybedeni yoktur. Kaybeden vardır, statüko kaybetmiştir. Vesayet bugün en büyük mağlubiyetini yaşamıştır. Kirli siyaset ve siyaset dışı güç odakları bugün ibretlik bir ders almıştır.
İnanıyorum ki muhalefet bugünden itibaren politikalarını gözden geçirecek ve yeni Türkiye’yle örtüşen bir muhalefet ve siyaset tarzı bugünden itibaren inşa edecektir.
Bize oy vermeyenler, onaylamayanlar, sevmeyenler bu seçimin mağlubu değildir. Bugün onlar da kazanmıştır. Gönülden ifade ediyorum, bugün yeni bir toplumsal uzlaşma sürecini hep beraber başlatalım. Eski tartışmaları eski Türkiye’de bırakalım diyorum. Gerilimleri, çatışma kültürünü, sanal sorunları eski Türkiye’de bırakalım diyorum. Her adımda kendi iç muhasebemizi yaptık.
Uzlaşma, kendi inandıklarını karşıya dayatma değildir. 47 maddede uzlaşıldı, altında imzalar var. Uzlaşıldı. Daha sonra 60 madde oldu. Altında 4 partinin imzaları var. Gelin bunu çıkaralım dedim, yanaşmadılar. Üzüntüm var. Böyle olmaz. Türkiye’de muhalefet, siyaha beyaz, beyaza siyah deme sanatı değildir. İnanıyorum ki, muhalefet de kendini çek edecektir.
Bu kardeşiniz, Beyoğlu Gençlik Kolları başkanı olduğu günden bugüne kadar, her başarı ve başarısızlığın ardından kendi kendini hesaba çeken bir kardeşinizdir. Başarısız olduğumuz alanlarda kendimizi sorguya çektik. Başarılı olduğumuzda da asla ve asla kibrin tuzağına düşmedik.
40 yıla yaklaşan siyasi mücadelemiz bizim bu anlayışımızın şahididir. Yanlış yaptığımızda hiç gocunmadan yanlışımızı ifade ettik.
Türkiye’nin gerçekleriyle, ortak akıl ve değerlerle örtüşmeyen her meselede kendimizi sorguladık ve değişim mücadelesi verdik. Bize yaşatılanların, dayatılanların, kısıtlanan, yasaklananların başkalarına yapılmaması için azami gayret gösterdik.
Hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedik, değerlerini tahkir etmedik, kimliklere, kültürlere, inançlara hor gözle bakmadık.
Kardeşlerim ama muhalefette olduğumuz zaman, neler çektiğimizi biz biliriz.
Milletimin bunu takdirine bırakıyorum. Bize diktatör diyenler lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar. Bizi tek adam olmakla, baskıcı olmakla, mahalle baskısı yapmakla itham edenler lütfen kendilerini samimiyetle sorgulasınlar. Kendilerini seçkin, kendileri dışındakileri sıradan görenler, kendilerini eğitimli, başkalarını cahil, kendilerini bilinçli, başkalarını cahil görenler vicdan muhasebesini yapsınlar.
Siyasi tarihimiz boyunca, özellikle yetki aldığımız dönemde yaptıklarımıza baksınlar.
Lütfen ellerini vicdanlarına koysunlar ve kararlarını öyle versinler. Biz, hepimiz aynı vatan toprakları üzerinde yaşıyoruz. Hepimiz, 77 milyon aynı bayrağın gölgesi altında geleceğe yürüyoruz. Milletimiz bir, bayrağımız bir, vatanımız bir, devletimiz bir.
Kardeşlerim hepimiz aynı ecdadın, aynı kültürün ve aynı medeniyetin, aynı tarihin evlatlarıyız. Siyasi görüşlerimiz, yaşam tarzlarımız, inançlarımız, mezheplerimiz, değerlerimiz, etnik köken ve dillerimiz farklı olabilir ama hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Hepimiz bu ay yıldızlı bayrağın gölgesi altındayız. Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Süryani, Ezidi’den önce Türkiyeli vardır, Alevi’den Sünni’den önce Türkiyeli vardır. Türk, Kürt, Çerkez, Boşnak, Arap’tan önce Türkiyeli vardır. Rum, Ermeni’den önce Türkiyeli vardır.
Sorgulama yaparsak Alevi’nin de, Sünni’nin de Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza vesaire ne kadar ortak olduğunu daha iyi göreceğiz.
Ben karşımda başı örtülüleri de görüyorum, başı açık kardeşlerimi de görüyorum.
Uzlaşma çatıda değil, parti üst yönetimlerinde değil, tabanda olmuştur. 77 milyon enerjimizi daha güçlü, daha kardeş bir Türkiye için seferber edelim.
Bugün yeni bir Türkiye kurulurken, yeni bir başlangıç yapma, yeni bir toplumsal uzlaşmanın kapılarını aralama günüdür. Kardeşlerim, buradan paralel yapının tabanındaki ihlâslı, samimi, saf ve temiz kardeşlerime sesleniyorum.
Onların da kendilerini ve kendilerini öğretilenleri, dayatılanları bir kez daha sorgulamalarını rica ediyorum.
Kendilerine yöneltecekleri her soru bizi anlamalarını, bizim mücadelemizdeki iyi niyeti görmelerini sağlayacaktır.
Ulusal güvenliğimizi kim tehdit ederse karşısında bizi bulacaktır, bunu da bilmenizi istiyorum.
Paralel yapının tabanındaki her bir ihlâslı kardeşimin aynı istikamete baktığını biliyorum. Aradaki ihanet şebekesini, vatanı ve milleti için değil başka yapılar için çalışanları sorguladıklarında bariyerlerin yıkılacağını çok iyi biliyorum. Beşer şaşar. Hoca, âlim, gönül dostu bildiklerimiz zor zamanlarda maskelerini düşürüp, içlerinde olanı ortaya dökebilir.
Bize bedduanın ve beddua edenlerin arkasından gitmek yakışmaz. Ah benim kardeşlerim, Hz. Ömer’in sorgulandığı bir dünyada hiç kimse sorgulanamaz değildir. Buna şahsım da dahil. Hiç kimse kusursuz, hatasız, günahsız değildir. Kardeşlerim, paralel yapıya gönül vermiş kardeşlerim de bugün Türkiye’de yeni bir sayfa açılırken kendi gönül dünyalarında yeni bir sayfa açsınlar istiyorum. Bugün yeni bir gündür. Bugün yeni Türkiye’nin kuruluşunun günüdür, yeni uzlaşmalarını kapısını aralama günüdür. Şahsıma oy verenlerin değil 77 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım.
Türkiye’nin önü dünden daha çok aydınlıktır. Milletin istikameti düne göre çok daha parlaktır. Devletin ve milletin yıldızı düne göre elhamdülillah çok daha parlaktır.
Bu kampanyada şarkılarımıza kendi ruh dünyalarını katan sanatçılarıma huzurlarınızda özellikle teşekkür ediyorum. Değerli kardeşlerim, tabii bu sanatçılarımızdan özellikle Murat Göğebakan kardeşimi, Hakk’a uğurladık. Bu akşam da onu unutmam mümkün değil, Hakka uğurladığımız Murat Göğebakan kardeşime hep beraber bir Fatiha gönderelim. Seçim kampanyamızda ebediyete intikal eden genç kardeşlerimize Fatiha gönderelim.
Duaları için, Gazze’nin mazlumlarına teşekkür ediyorum. Hayır duaları için Suriyeli mazlumlara, muhacirlere teşekkür ediyorum. İnşallah bu akşam itibariyle Gazze’deki yaralı kardeşlerimizi Türkiye’ye aktarmaya başlıyoruz.
Buradaki hastanelerimizde inşallah onları tedavi altına alacağız.
Bu vatanı, bu bayrağı kutsal bir emanet olarak bırakan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Rabbim çıktığımız bu kutlu yolda yar ve yardımcımız olsun. Rabbim milletimizi, kardeşliğimizi, dostluğumuzu, insanlığımızı korusun diye dua ediyorum.
Gözün aydın Türkiye, teşekkürler Türkiye, Allah’a emanet olasın Türkiye.
Hazır mıyız? Hep beraber, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor. Bana her şey Türkiye’yi hatırlatıyor.
Seçimlerimiz hayırlı olsun, yeni Türkiyemiz hayırlı olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun.
Türkiye’nin önü dünden daha çok aydınlıktır. Milletin istikameti düne göre çok daha parlaktır. Devletin ve milletin yıldızı düne göre elhamdülillah çok daha parlaktır.
Bu kampanyada şarkılarımıza kendi ruh dünyalarını katan sanatçılarıma huzurlarınızda özellikle teşekkür ediyorum. Değerli kardeşlerim, tabii bu sanatçılarımızdan özellikle Murat Göğebakan kardeşimi, Hakk’a uğurladık. Bu akşam da onu unutmam mümkün değil, Hakka uğurladığımız Murat Göğebakan kardeşime hep beraber bir Fatiha gönderelim. Seçim kampanyamızda ebediyete intikal eden genç kardeşlerimize Fatiha gönderelim.
Duaları için, Gazze’nin mazlumlarına teşekkür ediyorum. Hayır duaları için Suriyeli mazlumlara, muhacirlere teşekkür ediyorum. İnşallah bu akşam itibariyle Gazze’deki yaralı kardeşlerimizi Türkiye’ye aktarmaya başlıyoruz.
Buradaki hastanelerimizde inşallah onları tedavi altına alacağız.
Bu vatanı, bu bayrağı kutsal bir emanet olarak bırakan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Rabbim çıktığımız bu kutlu yolda yar ve yardımcımız olsun. Rabbim milletimizi, kardeşliğimizi, dostluğumuzu, insanlığımızı korusun diye dua ediyorum.
Gözün aydın Türkiye, teşekkürler Türkiye, Allah’a emanet olasın Türkiye. Hazır mıyız? Hep beraber, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor. Bana her şey Türkiye’yi hatırlatıyor.
Seçimlerimiz hayırlı olsun, yeni Türkiyemiz hayırlı olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun.
Erdoğan'ın balkon konuşmasında mikrofonu eline alan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, 'Yaşasın Türkiye' diye başladığı konuşmasını 'Türkiye'nin reformlarının baş mimarı, Tayyip Erdoğan'dır. Aziz kardeşlerim. Allah Türkiye'yi korusun. Allah Türkiye'ye birlik ve istikrar versin. Bunlar için herkes milletin kararına saygı duymalı. Cumhur kendi başkanını seçti. Kendi başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu.
© Tüm hakları saklıdır.