“Kıyafetime Karışma” sloganıyla sosyal medya üzerinden örgütlenerek eylemler başlatan yüzlerce kadın, dün Maçka Demokrasi Parkı'nda bir araya geldi. Kadınlar, forumda sorunlarla mücadele için meclis kurma kararı aldı.
Maçka Parkı'nda bir özel güvenlik görevlisinin bir kadını kıyafetinden dolayı “Senin burada böyle gezmene izin veremem” sözleriyle taciz etmesine tepki olarak geçen hafta parkta bir araya gelen kadınlar dün (6 Ağustos 2017) ikinci kez toplandı. Düzenlenen sorumun ardından “İstanbul Kadın Meclisi” oluşturulması kararı alındı.
“Haddini bil”, “Müftülük işine bak, hayatımıza karışma”, “Yeter artık, kadınlar konuşacak” pankartları açan kadınlar, “Hak, hukuk, adalet”, Şortumu da giyerim, başörtümü de takarım” sloganlarıyla bağırdılar. Ardından bir ağacı, dilek ağacına çeviren kadınlar, temennilerini yazdıkları kağıtları, bu ağaca astılar.
Hareketin sözcülerinden Özden Öz, sokaktan doğan bu hareketin aldığı karar gereği oluşturulacak İstanbul Kadın Meclisi’nin koordinasyonu için onlarca kadının adını yazdırdığını söyledi.
Öz, “Bu hareket, doğrudan demokratik katılım yoluyla oluşmuş bir hareket. Ülkenin kadın gündemine, kadınlara yönelik tacizden şiddete, kadın cinayetlerine, müftülere tanınmak istenen resmi nikah kıyma yetkisine kadar pek çok sorunla mücadele etmeye çalışacak” ifadelerini kullandı.
“Kıyafetime Karışma” hareketinin çağrıcılarından Dilber Sünnetçioğlu ise kıyafeti nedeniyle kadına yönelik taciz ve şiddetin son dönemde sistematik bir hal aldığını anlattı. Sünnetçioğlu, “Artık kadınlar isyan etti, bir patlama noktasına geldi. Bakın burada her siyasetten kadın var. Bu artık bardağın taşma noktası oldu. Herkes isyanda demek ki, bir sürü kadın geldi” dedi.
Sünnetçioğlu, “Cezasız kaldığı zaman cesaret alıyorlar. Örneğin Ayşegül Terzi’ye tekme atan adam salıverilmeseydi, iyi bir ceza alsaydı, bir sonraki, şort giydi diye bir kadının tokatlanması olayını yaşamayacaktık. Bunlara gerekli cezalar verilsin ki, diğerlerine zemin hazırlanmasın” diye ekledi.
“Kıyafetime Karışma” hareketine destek verenlerden biri de, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Genel Temsilcisi Gülsüm Kav’dı. Kav, sorularımızı yanıtlarken, kadın cinayetlerinde son yıllarda yükselen ivmeye dikkat çekti. Platforma göre 2016 yılında Türkiye’de, 328 kadın cinayete kurban gitti. Bu yılın ilk altı ayının sonunda ise, bu cinayetler 300’ü geçti.
Gülsüm Kav, cinayetlerin bir tek 2011 yılında düşüş gösterdiğini belirterek, “O yıl, Uluslararası İstanbul Sözleşmesi imzalandı, Kadının Şiddetten Korunması Kanunu yenilendi. Devletin “Ben kadının yanındayım, şiddete karşıyım” iklimi yaratması hemen etkisini gösterdi. Fakat sonraki yıllarda yasa uygulanmayınca, kadın hakları tırpalanmaya başlayınca eğri hızla yeniden yükseldi” sözlerini sarf etti.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temsilcisi Kav’a göre, geçen ayın sonunda Meclis’e gönderilen müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verilmesini öngören yasa tasarısı da, kadın haklarını tırpanlamayı öngören bir düzenleme. Kadın hakları savunucularına göre bu tasarı, anayasa ve laikliğe aykırı. Çocukların zorla evlendirilmesi, tecavüz evliliği ve erkek çok eşliliğinin önünü açıyor.
Kav, geçen sonbaharda Meclis’e sunulan ve kadın örgütlerinin direnişiyle geri çekilen yasa tasarısını hatırlattı. “Bu tasarı, evlilik ve rıza yaşının 12’ye düşürülmesini, çocukların tecavüzcüleriyle evlendirilmelerini öngörüyordu. Kadınlar, Olağanüstü Hal şartları altında tarihi bir başarı elde etti ve iktidara geri adım attırdı. Bunu şimdi başka bir adla tekrar denemeye çalışıyorlar. Ancak, yalnızca muhalefetteki kadınların gücü bile bu yasayı durdurmaya yeter” diyerek isyan etti.
Yaşının 70’e dayandığını söyleyen bir kişi, “Ben şimdiye kadar kıyafetinden dolayı bir kadınının bir erkekten tahrik olduğunu görmedim, duymadım hayatımda. Peki, neden bazı erkekler kadınların kıyafetlerinden dolayı tahrik olabiliyor? İstediğimiz gibi giyinme hakkımız için buradayız” dedi.
Ağaçların altında oturan birkaç yüz kişilik kadın grubuna hitap eden orta yaşlı bir başka kadın, geçen kış, üzerinde paltosu, elinde eldivenleri olduğu halde minibüste bir adam tarafından kıyafeti nedeniyle sözlü tacize uğradığını anlattı. “Nedeni başörtüsüz olmamdı” diye devam etti.
Bir başka kadın, “Durduk yerde müftülerin nikah kıyması nereden çıktı şimdi?” diye sordu.