Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Gökçeada’da 6.5’lik sarsıntı, Kuzey Anadolu Fayı’nda gerilmeyi önemli ölçüde boşalttı. İstanbul’da öngörülen büyük deprem tehlikesi de bu ölçüde azalabilir” dedi
Gökçeada açıklarında meydana gelen ve 40 saniye süren 6.5 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntılar sürüyor. Son 1 haftada Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde, Ege Denizi’nde Saros Körfezi ve Gökçeada açıklarında, 655 sarsıntı kaydedildi.
Sarsıntıların ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, Ege Denizi’ndeki depremin, İstanbul’un deprem riskinin yeniden değerlendirilmesini gerekli kıldığını bildirdi. Gökçeada depreminin, Yunanistan-Tekirdağ-İstanbul-İzmit istikametinde yarım daire çizen Kuzey Anadolu Fayının kuzey kolu üzerinde oluştuğunu söyleyen Bektaş, “Büyük İstanbul depremi es geçilerek daha batıda Ege Denizi depreminin gerçekleşmesi, ezber bozucu olup oldukça önemlidir. Ege Denizi depremi İstanbul’un deprem tehlikesi ve deprem riskinin yeniden değerlendirilmesini gerekli kılar” dedi.
'İstanbul’u es geçti'
Bektaş, Kuzey Marmara’da fayın, Marmara’nın doğusunda ve batısında 7’den büyük depremler, orta kısımlarda ise bundan çok daha küçük depremler üreterek yoluna devam ettiğini kaydederek, şunları söyledi:
“Kuzey Marmara’da, batıda ve doğuda 1912 ve 1999 depremlerinin yaşanması, gerilmelerin önemli ölçüde boşalması, Orta Marmara’da ise kabuk yapısının büyük ölçüde zayıf plastik davranış özelliği göstermesi, Ege Denizi-Gökçeada depreminin İstanbul’u es geçerek Ege’ye doğru ilerlemesinin temel nedenleri olmalıdır. Bu deprem senaryosu doğru ise İstanbul’un öngörülen büyük deprem tehlikesinin de o ölçüde azalabileceğini söylemek mümkün.”