1999 depremi sonrası İstanbul'da toplanma alanlarından geriye 77 yer kaldı. Çoğu toplanma alanına AVM yapıldı. Uluslararası Mimarlık Akademisi Bölge Başkanı, Yüksek Mimar ve Kentbilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, "Eğer beklenen deprem olursa sonumuz ‘Nekropolis’ gibi olur. Yani ‘ölüler şehri’ demek maalesef. Deprem toplantı alanlarına AVM’ler kuruldu, cenazelerimizi gömecek yer dahi kalmadı, her yer betonlaştı” dedi.
Habertürk'ten Ümran Avcı, Öznur Karslı ve Can Mete merak edilenleri yazdı.
Toplanma alanlarından geriye sadece 77 tane kaldığını iddia eden İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, “Çocuk parkları, okul bahçeleri, cami avluları toplanma alanı değildir. Bu alanlar yerleşim birimlerinin uzağında olmalıdır” dedi. 1999-2003 arasında belirlenen bu alanlardan imara açılanlar arasında, Torun Center’ın yükseldiği Ali Sami Yen Stadı, Zorlu AVM’nin yer aldığı Zincirlikuyu’daki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü arazisi, Taş Yapı’nın gökdelenlerinin yer aldığı Kadıköy Meteoroloji binası ve alanı, Akasya AVM’nin yer aldığı Acıbadem’deki eski Otosan Fabrikası arazisi, Bakırköy’deki Marmara ve İstanbul Forum AVM’nin bulunduğu alan, Zeytinburnu’ndaki 16.9 kulelerinin yer aldığı arazi de var.
"Sonumuz nekropolis gibi olur"
Uluslararası Mimarlık Akademisi Bölge Başkanı, Yüksek Mimar ve Kentbilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, olası bir deprem sonrası olacakları değerlendirirken “Nekropolis” yani “Ölüler kenti” tanımlamasını yapıyor. Alp, şöyle devam ediyor: “1950’lerden sonra başlayan ‘kırdan kente göç’ furyası ile İstanbul’un nüfusu logaritmik artmış, çarpık ve çürük yapılaşma, güzelim kenti dört bir tarafından kuşatmıştı. Son 10 yıldır ise her boş alana ayrıcalıklı imar izni veren idareler tarafından İstanbul bir kez daha içten katledildi. Eğer beklenen deprem olursa sonumuz ‘Nekropolis’ gibi olur. Yani ‘ölüler şehri’ demek maalesef. Deprem toplantı alanlarına AVM’ler kuruldu, cenazelerimizi gömecek yer dahi kalmadı, her yer betonlaştı.”
"Maalesef rafta kaldı"
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe, “Artık ‘Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı-UDSEP 2023’ hayata geçirilmeli. Depreme hazırlanmanın üç temel yolu var. İlki mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi. İkincisi yeni yapıların sertifikalı mühendisler tarafından depreme uygun inşa edilmesi ve son olarak riski azaltmak için yapıların sigorta kapsamına alınması. İstanbul Belediyesi, Deprem Master Planı hazırladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Deprem Şûrası ve Kentleşme Şûrası hazırladı ama maalesef bunlar raflarda kaldı” ifadesini kullandı.
"25 milyon kişi etkilenecek"
İstanbul’da büyük yıkıma neden olan depremlerin 500 yıllık periyotlarla gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Cenk Yaltırak, “Kıyamet kapıda diyebiliriz. 15 bin kilometre üzerindeki sismik veriyi son 5 yılda inceledik, fay hareketleri baz alarak stres similasyonu gerçekleştirdik. Marmara için bardak dolmuş durumda. 60 yıl içinde 4 büyük deprem olacak. En yakını Doğu Marmara’da 7.6 büyüklüğünde. İstanbul’un yanı sıra Tekirdağ, Bursa, Düzce, İzmit’te 25 milyon kişi etkilenecek. 1999’dan daha büyüğü geliyor. Kentsel dönüşüm yeterli değil, her ailenin kendi afet planı olmalı” dedi.
"Başka amaçlarla kullanılıyor"
AFET yönetim uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Toplanma alanlarının imar iskan planlarına işlenmiş olması lazım. Bizde böyle bir kavram dahi yok. Boş arazileri planlıyoruz ama özel mülk olduğu için başka amaçlarla kullanılabiliyor. Toplanma alanları birçok parametreyi barındırmalı” diye konuştu.
Haberin tamamı için tıklayın