İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 2009-2010 sezonunda opera tarihinin en değerli bestecilerinden Giacomo Puccini’nin ‘‘La Bohème’’ adlı klasiğini dünyaca ünlü İtalyan yönetmen Flavio Trevisan rejisiyle sahneledi.
Genç sanatçılardan oluşan kadrosuyla büyük beğeni toplayan eser, 11-13-14 Kasım ile 11-12 Aralık tarihlerinde Kadıköy Süreyya Operası Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşmaya devam edecek.
İlk kez 1896’da İtalya’da seyirci karşısına çıkan ve 50 yıl sonra aynı orkestra şefi tarafından orijinal yorumuyla kayıt altına alınan La Bohème, hem Puccini operaları arasında hem de olağanüstü müziğiyle opera tarihinde en değerli eserlerden biri olarak kabul ediliyor.
Henry Murger’ın “Scenes de la Vie de Bohème” (Bohem Hayatından Sahneler) adlı romanı üzerine, librettosunu Giuseppe Giacosa ile Luigi Illica’nın üstlendiği eserin teması, bir dönem Puccini’nin de yaşadığı Monmarte semtindeki eğlence içinde yaşayan ve umutlarını hiçbir zaman yitirmeyen yoksul gençlere (Bohemlere) dayanıyor. Şair Rodolfo ile Mimi arasındaki aşkı, Bohem hayatın neşe veren nüansları ile birlikte işleyen eser, duygu yüklü finaliyle seyirciye unutulmaz anlar yaşatıyor.
Genç bir sanatçı kadrosu tarafından yorumlanan eserin orkestra şefliğini İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müzik Direktörü Antonio Pirolli üstleniyor. Seyirciyi bir asır öncesine döndüren dekorlar deneyimli sanatçı İsmail Dede, bohem ruhunu başarıyla yansıtan kostümler ise Çimen Somuncuoğlu imzası taşıyor. Eserin koro şefliğini Gökçen Koray ve Aydın Karlıbel, ışık düzenini ise Bülent Darcan gerçekleştiriyorlar.
“Mimi” rolünü son zamanlarda İtalya’daki büyük başarılarıyla adından söz ettiren solist Gülbin Kunduz ile Hande Soner ve Ayşegül Karkıner dönüşümlü olarak canlandırıyor. Şair “Rodolfo” rolüne ise Bülent Külekçi ve Cenk Bıyık hayat veriyor. “Musetta” rolünde Şebnem A. Usanmaz/Peyman Dorkan; “Marcello”da Caner Akgün/ Bahadır N. Coşgun/Alper Göçeri/Murat Güney; “Schaunaurd” rolünde Bahadır N. Coşgun/Alper Göçeri, “Colline”de Göktuğ Alpaşar, “Benoit” da ise Utku Bayburt/ Umut Tingur dönüşümlü olarak rol alıyorlar.
Daha önce Ankara, Mersin, Antalya ve Samsun olmak üzere Türkiye’nin farklı şehirlerinde eserler sahneye koyan İtalyan yönetmen Flavio Trevisan “La Bohème” ile ilgili şunları söylüyor; “Süreyya Sahnesi’ni gördüğümde adeta bu eserin yazıldığı döneme döndüm. Eserin gerek örgüsüyle, gerekse de işleyişiyle seyircinin o atmosferi yaşamasını istiyorum. Örneğin eserin bazı bölümlerinde sanatçılar seyircinin arasından geçerek sahneye çıkıyorlar. Bu şekilde seyirci de sahnenin bir parçası haline geliyor. Bu yorum, modern bir sahneleme anlayışı gibi gözükse de aslında eser o döneme ait özelliğini koruyor. Zaten aşk da bunun en büyük örneği. Zaman ve kişiler değişir ancak aşk, her zaman ve her yerde hep aynı…”
İstanbullu sanatseverler aşk ve hüzünle örülen bu dört perdelik operayı 11-13 Kasım tarihlerinde saat 20.00’de, 14 Kasım tarihinde ise saat 16:00’da orijinal dili İtalyanca ve Türkçe üst yazıyla Kadıköy Süreyya Operası Sahnesi’nde izleyebilirler. Eser 11 ve 12 Aralık’ta, yeni yılda ise Şubat ayı itibariyle seyirciyle buluşmaya devam edecek.