Ekonomi
Deutsche Welle

İstanbul finans merkezi olabilir mi?

30 Nisan 2022 16:06

Aram Ekim Duran

AKP hükümetinin ilk kez 2007 yılında duyurduğu İstanbul Finans Merkezi Projesi, Haziran ayından itibaren faaliyete geçmeye hazırlanıyor. Ankara'da bulunan finans sektörünün tüm düzenleyici kurumları, önümüzdeki günlerde İstanbul Ataşehir'deki İstanbul Finans Merkezi'ne taşınmaya başlayacak. Merkezin tamamen faaliyete geçmesi ile İstanbul'a yaklaşık 100 bin kişilik yeni göç dalgası yaşanması bekleniyor.

Hükümet, İstanbul Finans Merkezi'nin 10 yıl içinde Türkiye ekonomisine 250 milyar dolar gelir sağlayacağı iddiasında. Ancak DW Haber'e konuşan finans uzmanlarına göre, mevcut ekonomi politikaları ve hukuk sistemi ile İstanbul'un küresel bir finans sistemi olması pek olası değil. Şehir plancıları ise İstanbul Finans Merkezi ile oluşacak yeni göç dalgasının İstanbul'da kentsel sorunları ağırlaştıracağını belirtiyorlar.

Ankara'dan göç başladı

İstanbul Ataşehir'de yaklaşık 10 yıldır yapımı devam eden İstanbul Finans Merkezi'nin (İFM) Haziran 2022 itibariyle kapılarını açması bekleniyor. Bu nedenle başkent Ankara'daki finans piyasasını düzenleyici kurumlar ve on binlerce çalışan Ankara'dan İstanbul'a taşınıyor.

İFM'de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsa İstanbul, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Türkiye Sigorta ve İŞ GYO ofisleri bulunacak. Merkez ayrıca 1,4 milyon metrekare ofis alanları, 100 bin metrekare alışveriş merkezi, ve 30 bin metrekarelik 5 yıldızlı oteli, 2100 kişilik konferans merkezi ve 26 bin araç kapasiteli otoparkı ile devasa bir yaşam alanı olacak. Merkez, günlük 75 bin çalışan ve ziyaretçiyi ağırlayacak.​​

Peki İstanbul, söz konusu projenin hayata geçmesi ile küresel bir finans merkezi olma hedefini yakalayabilecek mi?

"En büyük sorun hukuk sistemi"

DW Türkçe'ye konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı'ya göre, Türkiye'nin ekonomi politikaları, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi alanlarda son 10 yılda yaşadığı gerileme, İstanbul'un küresel bir finans merkezi olması önündeki en büyük engel.

New York ve Londra gibi itibar sahibi bir finans merkezi olabilmenin temel şartının o ülkedeki demokratik uygulamalar ve evrensel hukuk hizmeti olduğunu dile getiren Prof. Günçavdı, "İFM ilk açıklandığı zaman Türkiye'de hükümet evrensel insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi değerleri savunuyordu. Ama aradan 10 yıl geçtikten sonra, artık o noktada değiliz" diyor.

Şu anda Türkiye'nin demokrasi, insan hakları ve özgürlükler gibi konularda dünyadaki algısının ciddi anlamda bozuk olduğuna işaret eden Günçavdı, "Siz bu şekilde baskıcı yönetim tarzıyla, bütün kararların tek adamın ağzına baktığı böyle bir rejim içerisinde böyle bir finans merkezi kurarsanız, bu merkez bölgedeki kayıt dışı paraların, en hafif tabiriyle gelip aklandığı bir merkez olur" diye konuşuyor.

"Türkiye'de hukuk öngörülebilir değil"

Küresel çapta yatırımcılara danışmanlık hizmeti veren pek çok kurum açısından da, İstanbul Finans Merkezi'ne ilişkin endişelerin odağında Türkiye'nin "hukuk sistemi" yer alıyor.

Küresel borsa, emtia ve döviz piyasalarında yatırımcılara danışmanlık hizmeti sunan STRFS (Stratejistanbul Financial Solutions) Baş Stratejisti Dr. Atahan Çelebi, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada,  "Hukuki altyapıya sadece finans piyasasındaki regülasyonlar olarak değil, aynı zamanda genel hukukun işleyişi olarak bakmak lazım. Türkiye'nin şu son yıllarda bu konuda karnesi çok iyi değil maalesef. Genel hukukun bağımsız olması, uluslararası finansal hukukun koşullarına tam uyum, bakın burada uyum demiyorum, tam uyum olması gerekiyor" diye konuşuyor.

Küresel finans merkezlerinin temel özelliğinin uluslararası hukuka olan bağlılık olduğunun altını çizen Çelebi, Türkiye'nin ise bu konuda 'öngörülebilir' bir ülke olmadığını belirtiyor. Çelebi, şu görüşleri dile getiriyor:

"Öngörülebilir bir yasal çerçeveye ihtiyaç var. Ülkemizde yasal çerçevede çok hızlı değişimler olabiliyor. Bunlara keyfi demek istemiyorum ama çok hızlı kararlar alınabiliyor ve daha sonra geri adımlar atılabiliyor. Bunun çok finansa piyasasında karşılığı yoktur."

"Konut fiyatları daha da artabilir"

İstanbul Finans Merkezi için on binlerce çalışan Ankara'dan İstanbul'a taşınacak. Aileleri ile birlikte hesap edildiğinde, yaklaşık 100 bin kişilik bir göç dalgası yaşanması bekleniyor. Merkez Bankası ve Ziraat Bankası'na bazı bazı birimlerin mart sonu itibariyle taşınmaya başladığı belirtiliyor.  Prof. Öner Günçavdı'ya göre, İstanbul Finans Merkezi nedeniyle yaşanacak bu göç akını, megakentteki konut satış ve kira fiyatlarını daha da yükseltebilir.

Bugün İstanbul konut piyasasındaki temel sorunun hem satın alma hem de kiralama fiyatlarının yüksekliği olduğunu belirten Günçavdı, "TL'nin değer kazanması ve böyle bir finans merkezi olması durumunda, bu kontrol edilemez bir noktaya gelir. Bunu tabii ki inşaatçılar ister. Kiralar bugünkünün çok daha üstüne çıkar. Ev satın almak yerliler için imkansız bir hale gelir" değerlendirmesinde bulunuyor.

"Trafik sorunu ağırlaşacak"

Finans Merkezi projesine ilişkin bir başka endişe de, devasa projenin yoğun trafik ve deprem tehlikesi altındaki kentte yeni bir tehdit yaratabilecek olması. DW Türkçe'ye konuşan Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu, İstanbul'un halihazırda kapasitesinin çok üzerinde bir nüfusa ev sahipliği yaptığını, bu nedenle trafik sorununun her geçen gün arttığını dile getiriyor. Bu şartlar altında İFM'nin İstanbul'un sorunlarını daha da ağırlaştıracağını vurgulayan Giritlioğlu, şöyle konuşuyor:

"İstanbul'un zaten mevcut yükü doz aşımına uğramış durumda. Daha fazla nüfusu kaldıramıyor, daha fazla trafiği kaldıramıyor. İstanbul halkının bugün yüzde 99'u derdiniz ne deseniz, trafik diyor. Şimdi Ataşehir'in içine 100 bin nüfuslu neredeyse yeni bir ilçeyi daha sokuyorsunuz ve İstanbul halkını bu yeni ilçeyle yaşamaya mahkum ediyorsunuz. Artık İstanbul daha fazla bu talanı kaldırabilecek, bu kentsel baskıları, bu mega projeleri tolere edebilecek durumda değil."

İlk kez 2007'de açıklanmıştı

AKP iktidarı ilk kez 2007 yılında Ankara'da bulunan kamu bankaları ve finans kuruluşlarının İstanbul'a taşınacağını açıkladı. İlk önce 2016 olarak duyurulan açılış tarihi önce 2018'e, sonra 2020'ye ve ardından 2022'ye ertelendi.  Türkiye Varlık Fonu, Eylül 2021'de 1,6 milyar TL bedelle projede adı bulunan inşaat şirketlerinin haklarını satın aldı. Ekim ayında ise İFM'den yapılan açıklamada, projenin 10 yıl içinde dünyanın en önemli 10 küresel finans merkezinden biri olması ve 250 milyar dolarlık gelir yaratmasının hedeflendiği kaydedildi.

"İslami Tahkim oluşturacağız"

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan da, 2021 sonunda Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, 2022 ortasında önemli kısmı faaliyete geçecek olan İFM'de Körfez ülkelerinin önemli yer tutacağını belirtmişti. İFM içerisinde bir "Tahkim Merkezi" de kurulacağını dile getiren Aşan, "İFM Tahkim Merkezi'ni kuruyoruz. Bunun altında ilk defa 'İslami Tahkim'i oluşturacağız" diye konuşmuştu.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle