İspanya’nın içinde ayrı bir ülke gibi nitelendirilen Barselona, kış yorgunluğunu üstünden attı. Bahar güneşiyle aydınlanan muhteşem mimari, sokak çalgıcılarının flamenko ezgileri ve sanata dair aradığınız her şey var bu kentte. Havalar ısınmışken, uzaklara açılmanın, şöyle bir İspanya havası almanın tam vakti diyorsanız, hemen alın biletlerinizi... İspanya’nın en güzel şehri Barselona, ilginçtir ki İspanya’nın tarihinden daha eski bir tarihe sahip. Katalan izleri ise hâlâ kentin üzerinde. Barselona üç ana bölüme ayrılıyor. Eski kent ‘Ciutat Vella’, adım adım keşfedilecek bir yer. Dünyaya ünü yayılan, birçok sanat tarihi meraklısının ‘ölmeden önce görülmesi gereken yerler’ listesine aldığı bütün yapıtlar burada bulunuyor.
Özellikle uğruna şarkılar yapılan, Barselona’daki hemen her kartpostalı süsleyen, Gaudi’nin bitiremeden hayata gözlerini yumduğu La Sagrada Familia Kilisesi görenleri büyülüyor. Gotik Kent denen ‘Barri Gotic’ bölgesi ise müzelerle dolu. Burada 14 ve 15’inci yüzyıllardan kalan binalar var. Müzeler görülmeye değer. Özellikle Avrupa’nın en çok ziyaret edilen müzesi olan Picasso Müzesi bunlardan en şahanesi. Ünlü ressam Picasso, bir dönem Barselona’da yaşamış. Hatta “Mavi dönemim” dediği yıllarını bu şehirde geçirmiş. Kendisinin seramik çalışmalarını da görmek ve resimlerini ayrıntılı biçimde incelemek istiyorsanız, müzeye birkaç saatinizi ayırmanızda fayda var. Zira Picasso’nun 2 bin 500’den fazla eseri, bu müzede bulunuyor.
Kentin üçüncü bölgesine gidecek olursanız; Bari de la Riberra’nın sokak sokak gezilmeyi hak eden bir bölge olduğuna hak vereceksiniz. Burada hem eğlence hem iş alanları var. Bitpazarı dolaşılmaya değer; ucuza birçok hediyelik eşya alabilirsiniz. Bari de la Riberra’nın yemekleri de harika. Masaları sokaklara dağılmış kafelerdeki şen şakrak insanları gördükçe, siz de aralarına karışmak isteyeceksiniz.
İspanyol kültürü sokak aralarındaBarselona’da yürüyüş yapmak gibisi yok. Bu yüzden şehir içinde merak ettiğiniz her sokağa girmenizde yarar var. İspanyol kültürünü en net bu şekilde görebilirsiniz. Gündüz şehir içinde, hatta özellikle meşhur Las Ramblas Caddesi’ni gezmenizi ve bu gezintiden eli boş dönmemeniz adına sokak ressamlarından tablolar satın almanızı öneririz.
İstanbul’da İstiklal Caddesi neyse, Barselona’da da Las Ramblas Caddesi o. Sokak müzisyenlerinden akrobatlar sizi çok eğlendirecek. Ayrıca 80 metrekarelik sualtı tüneli L’aquarium Barcelona’da denizaltını seyre dalabilirsiniz. Denizaltı 11 binden fazla deniz hayvanını görmenize imkân sağlıyor.
Gece hayatı Barcelona’da pek renkli. İspanyollar da gece hayatını çok seviyor üstelik. Hatta sokakların gündüze oranla daha da kalabalıklaştığını söylemek bile mümkün. Şehirde Flamenko müziği yapan barların haricinde underground kulüpler de var. Ayrıca ilgilenenler için kumarhane sayıları da azımsanmayacak düzeyde.
Ne yenir? İspanyollar yemek yemeyi çok seviyor; günde iki kez kahvaltı yapıyorlar. İlk kahvaltıda ekmek üzeri zeytinyağı tüketiliyor. İkinci kahvaltıdaysa; sosisli, peynirli sandviçler, patatesli omlet ve meyve suyu tercih ediliyor. Öğle yemekleri ve akşam yemekleri de bu saatlere bağlı olarak bize göre daha geç saatlerde yeniliyor.
Barselona’da yemekler hakikaten harika. Önceliğinizi balık, şarap ve meşhur paella’ya vermenizi öneririz. Paella içine bolca balık ve deniz mahsulü konmuş, tercihe göre et veya sebze de konulabilen, safranla renklendirilmiş zeytinyağlı bir pilav. ‘Tapas Bar’ adı verilen küçük lokantaların mezelerini denemelisiniz.
Nasıl gidilir? Pasaportunuzda Schengen vizesinin olması gerekiyor. Turla gitmeyi tercih ederseniz, turizm şirketleri vize başvurularını da yapıyor. THY, Iberia ve özel havayollarının uçuşları var. Turlar ortalama 199 Euro’dan başlıyor.