Karar yazarı İsmet Berkan, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dan önceki yılları "minik bir kavanoza" benzetirken, "Böyle benzetmeler sevimsiz ve sakıncalıdır ama yine de yapacağım, bir minik bir kavanozun içinde yüzüyorduk, Özal bizi aldı küvete koydu. Alanımız, ufkumuz genişledi" dedi. Berkan, Erdoğan ile Bahçeli'nin 15 Temmuz sonrası Türkiye'yi yeniden o "küçük kavanoza" döndürmeye başladığını savundu.
Berkan, AB'ye üyelik müzakerelerinin başlatılmasına işaret ederek, "AB’ye tam üye olsak, küvetten de çıkıp bahçedeki süs havuzuna geçecektik. İçine kapalı, kendine demokrasi adını veren ama aslında ağır bir diktatörlüğün bütün izlerini taşıyan bir ülkeden dünyalı olmayı başarmış bir ülkeye terfi edecektik" dedi.
Berkan, yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Tayyip Erdoğan ve Ak Parti, 2013’ten başlayarak reformcu değişimci özgürleştirici kimliğinden sıyrılır oldu. Bırakın bahçedeki süs havuzuna geçme hayallerini, küvette kalmaya devam etmek bile bir endişe konusu haline geldi.
Nitekim endişelenenler haksız çıkmadılar; Ak Parti iktidarlarının el verdiği bir karanlık örgüt yüzünden yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli el ele verip Türkiye’yi yeniden o küçük kavanozuna döndürmeye başladılar.
'Yerli ve milli' diyorduk herkesin gururunu okşayıp gözünü boyamak için ama aslında ülkemizi dünyadan, dünyadaki yarış ve rekabetten koparıyor, küçülttükçe küçültüyorduk.
Düşünün, düne kadar AB’nin tam üye adayıydık, Kıbrıs takıntımızı aşabilsek, Avrupa’nın bütün engelleyici tutumuna rağmen müzakerelerimizi ilerletebilir, hatta nihayete bile erdirebilir, AB’yi kendi iki yüzlüğüyle baş başa bırakabilirdik. Ama bugün AB’nin yaptırım uyguladığı bir ülkeyiz. Tam üye adayı değil rakip, hatta düşman ülke muamelesi görüyoruz.
Demokratik standartlarımız ve AB’ye tam üye adaylığımız sayesinde bütün İslam aleminin yükselen yıldızıydık; Tayyip Erdoğan da Arap sokağının lideriydi. Bugün Arap aleminde ancak ve en fazla silahlı gücümüzle anılıyoruz. Sevilmiyor, korkuluyoruz."