Gazeteci İsmail Saymaz, CHP’den ayrılan Muharrem İnce'nin kurduğu Memleket Partisi’nin kuruluşunun dokuzuncu ayı dolmadan çatırdadığını, art arda ihraç ya da istifa haberleri geldiğini yazdı. Geçen ay partideki genel başkan yardımcılığı görevinden ayrılan Mehmet Ali Çelebi'nin de istifayı düşündüğünü ifade eden Saymaz, Çelebi'nin Memleket Partisi'ne ilişkin eleştirilerini aktardı.
(Saymaz'ın yazısının ardından Çelebi istifasını duyurdu.)
“İnce'nin tek adam yönetimi kurduğu, WhatsApp'ta bazı partililere hakaret ettiği, tweet atma yasağı koyduğu ileri sürülüyor. Partide kadınların taciz edildiği, bir kurucuya Kuyruklu Kürt’ denildiği savunuluyor. Kemalistlerin dışlandığı ve 10 Aralık'çıların partiyi ele geçirdiği iddia ediliyor. İnce'nin Ekrem İmamoğlu ile pazarlık masasına oturduğu söyleniyor” diyen Saymaz, 9 ayın sonunda 82 kurucudan 27’sinin istifa ettiğine dikkati çekti.
Geçen ay partiden ayrılan Mehmet Ali Çelebi, istifayı düşündüğünü söyledi. Saymaz’a konuşan Çelebi, Memleket Partisi’ne ilişkin eleştirilerini şöyle aktardı:
Neden Twitter hesabınızdaki 'Memleket Partisi' ibaresini kaldırdınız?
Memleket Partisi yönetiminden ayrıldım. Uzun süredir partiyi izliyorum, değişiklik olacak mı diye. Israrlı uyarılarımız var.
Bu bir ültimatom sanırım.
Öyle değerlendirilebilir.
İtirazlarınız neler?
Bizim hayalimizde farklı bir yapı kurmak vardı.
Ne gibi?
Bir defa ben değil, biz olmalıyız. Zaten bütün siyasi partiler tek adam yönetiminde. Farklı bir yapı kuralım, ona göre davranalım istedik.
Oldu mu?
Olmadı.
Ne yaşandı da olmadığı sonucuna vardınız?
Parti kurullarının işletilmemesi, ortak aklın devre dışı bırakılması. Genel başkanın bir gece yatıp sabah kalkınca politika üretilmesi.
Başka?
Kuruluş ilkelerimize ve rotaya aykırı tutum ve söylemler var. "Ne Cumhur ne Millet, tek yol Memleket" diye çıkmadık mı? Üçüncü yol partisi değil mi? "Seçime üç ay kala bakarız, asla Cumhur, belki Millet" diyerek, Millet İttifakı'na göz kırpmak olur mu?
Millet İttifakı'na göz kırpma var mı?
Var. Bunu yetkili kurallardan elbette geçirebilirsin. Üyelere de parti içi referandumla sorabilirsin ama kafana göre açıklama yapamazsın.
İmamoğlu tartışması nedir?
Çeşitli söylentiler çıktı görüşme var diye. Biz de duyuyoruz. İnce, "Cumhurbaşkanı adayı olacağım" diye yola çıktı. Şimdi "İmamoğlu aday olabilir. İstanbul'u ver, Türkiye'yi al" diyor. Bizimle alakası yok ki bu konunun.
Bu da İmamoğlu'na göz kırpmak öyle mi?
Göz kırpmak tabi ki. İmamoğlu'nu Twitter'da eleştiren üst düzey bir yöneticiyi Genel Başkanvekili Gaye Usluer arayıp "Kaldır o paylaşımı" diyor. Bu tarz şeyler olunca diyorsun ki irtibat var. CHP'yi eleştirmekle ilgili de benzer uyarılar oldu. "İktidarı değil, sadece muhalefeti eleştiriyorsunuz" diye bir yaklaşım var. Gerektiğinde hepsini eleştirebilmelisin, bizim çıkış rotamız bu.
İnce, istediği oya mı erişemedi?
Kuruluş rotasında kararlı devam etmezsen erişemezsin. Erişemeyince ittifaka zorunlu kalırsın. Sanki ittifak yapalım diye partinin büyümesine engel olunuyor.
"Millet İttifakı'na girer, şu kadar milletvekilliği alırız" gibi bir düşünce var mı?
Olabilir. Böyle bir durumda örgütleri ve kurulları aldatmış oluyorsun. Sen örgütlerini öyle kurmadın. Mesela Erzurum'da gelenlerin çoğu AKP ve MHP tabanından. Bunlara bilgi vermeden o tarz bir şeye giremezsin. İlkesel olarak karşı çıktığım bu.
Siz CHP'de 10 Aralık Hareketi'ne karşı 29 Ekim Hareketi'ni kurup ayrılmıştınız. Bu kez Memleket Partisi'nde 10 Aralık tartışması çıktı. Bu nedir?
Ben "10 Aralık Zihniyeti" dedim. Bu zihniyeti şöyle tanımlıyorum: bölücü, ayrılıkçı, rantçı. Memleket Partisi'nin üst noktasında tezkereye hayır diyen vardı. Ben kendisine "Evet de deseniz evet, hayır da deseniz evet diyeceğim" dedim. Ama genel başkanın son kararı "Evet" oldu.
En çok sıkıntı yaşadığımız konu şu: Disiplin dosyalarının işletilmemesi. Partide iftira üreten ve yayanlar var. Kadınlara yönelik iftiralarla manevi şiddete sessiz kalınmamalı. Ayrımcılık yapanlar var. İl başkanı çıkıyor, kurucuya etnik ayrımcılık yapıyor. Kuruluş ilkelerine aykırı tutumdan bahsim, biri bu. Kuruluş ilkelerinde, ayrımcılığa karşı olmak var. Ama başkanın böyle diyor, sümenaltı ediyorsun. Olmaz.
Yalnız hareket ediyorsunuz, değil mi?
Şu an öyle.
En son ne zaman İnce ile görüştünüz?
4 Ocak'ta yüz yüze milletvekillerinin huzurunda görüştük.
Ne oldu?
Sonuç alamadım. Değişen birşey olmadı.
En son ne zaman telefonda görüştünüz?
Telefonla değil de MYK'da ve PM'de görüştük.
Kişisel ilişkiniz kalmadı.
Şu an yok.
İnce'nin partililere tweet atma ve sohbet odalarına girme yasağı koyduğu doğru mu?
Doğru, şahit olduk.
Böyle yasaklar olağan mıdır?
İşte, olağan olmadığı için... Türkiye'nin en demokratik tüzüğünü yazdık yazmasına da bir türlü uygulayamadık.
Peki, neyi bekliyorsunuz?
Belki düzelme olur diye bekliyorum ama pek ümitli değilim.
Memleket Partisi bir şahıs partisi mi?
O hale gelmiş durumda.
İstifayı düşünüyorsunuz sanırım.
O noktaya geldim maalesef.
CHP'ye dönmek gibi bir düşünceniz var mı?
Yok. CHP'de değişen bir şey var mı ki?
Yazının tamamını okumak için tıklayın.