İran asıllı milyarder işadamı Nasser David Khalili'nin, dünyanın en
büyük İslam sanatları koleksiyonu Paris'te sergiye çıktı. Paris'in önde
gelen kültür-sanat merkezlerinden Arap Dünyası Enstitüsü'nde (Institut
du Monde Arabe) açılan sergide, yirmi bin eserden oluşan Khalili
koleksiyonundan seçilmiş 471 eser yer alıyor.
"Sanat ve Kutsal" temasıyla başlayan serginin ilk etabında
geçmişe yolculuk, 18. ve 19. asırdan saklanan çok değişik Kâbe örtüleri
ve panolarla başlıyor. İki-üç asırlık Mekke ve Medine resimlerinin de
bulunduğu bu bölümde hac temasına özel bir yer ayrılmış. Hindistan,
Mısır, Yemen ve Mağrip'ten yola çıkan hacı gemilerinin, kampların ve
hac mekanlarının resmedildiği tablolar, hac kültürünün tarih içindeki
geçirdiği seyri anlatıyor.
Ve ardından Müslümanların en kutsalı, Kur'an-ı Kerim geliyor.
Serginin en büyüleyici ve en ilgi çeken alanı... Ziyaretçilerden
bazıları, sekizinci asrın başında yazılan Kur'an sayfalarının önünde
dakikalarca durarak, hat sanatının bu ilk örneklerini inceliyor. Bu
asrın başında Hicaz'da yazılan, Hud Suresi'nin bulunduğu bir sayfadaki
yazım farklılıkları, o dönemde Kur'an kaligrafisinin henüz daha net bir
biçim kazanmadığının göstergesi. Kullanılan renkli parşömenler, bugünkü
gibi dikey değil de yatay boy Kur'an'lar, farklı boyutlar, süslemeler
ve yazı denemeleri... Sergi, kaligrafi ve hat sanatının ilk
örneklerinden itibaren gelişimine kapı aralıyor. Tulut, Naksi, Kufi ve
Endülüs gibi hatların bin yıl önceki denemelerinin sergilendiği seçme
koleksiyonda, 982-983 yılında Sicilya'da yazılan, Fatımilerden kalan
tek Kur'an da bulunuyor.
Sergide, asırlık Kur'an-ı Kerim'lerin dışında, İbn-i Arabi'nin
1237 tarihli Divan'ı ve Erzurumlu Mustafa Darir'in 1594-5 yıllarında
yazdığı Siyer-i Nebi'si gibi çok sayıda tarihi kitap da yer alıyor.
Seçilen eserler arasında insan ve hayvan figürlerinin sık kullanıldığı
hikâye kitaplarının varlığı dikkat çekiyor. Sergi için hazırlanan
tanıtım broşürlerinde bu konuyu özel olarak gündeme getiren
organizatörler, İslam'daki insan resmi yasağının genel olmadığını ve
sadece dinî metinleri kapsadığını ifade ediyor.
Serginin diğer ana bölümü ise İslam toplumlarının tarih boyunca
oluşturdukları günlük yaşam kültürüne ayrılmış. Tüm İslam
coğrafyasından toplanan halılar, süs eşyaları, mutfak araç gereçleri,
takılar, dekorasyon figürleri, çiniler, mezar taşları Müslümanların
tarih boyunca gündelik hayatlarında estetiğe ve zevke verdikleri önemi
gözler önüne seriyor. Günlük eşyalar bir sanat eseri gibi ilmik ilmik
işlenmiş. Renkler çok çarpıcı... Kutsal ve dünyevinin birbirine geçtiği
günlük eşyalarda kullanılan renkler, biçimler ve öğelerin farklılığı,
aynı kaynaktan beslenen Müslümanların, bunu nasıl farklı yaşadıkları ve
ifade ettikleri görülüyor. Aynı şey kutsallar için de söz konusu.
Afrika'da kırmızı, sarı, kahverengi ve siyah süslenen ve yazılan
Kur'an, Hindistan'da bambaşka renklere bürünüyor. Fakat, herkesin kendi
rengini verdiği günlük eşyalarda bile o tek kaynağın izi hep gözüküyor.
Sergi Moğol hazineleriyle de göz dolduruyor.
Para için toplamadım
İsfahan'da eski eser ticareti yapan Yahudi bir ailenin çocuğu
olan Nasser David Khalili, 1970 yılından bu yana İslam sanatları
eserlerini topluyor. Khalili'nin yirmi bin parçadan oluşan
koleksiyonunun değerinin beş milyar Euro civarında olduğu ifade
ediliyor. Fakat, milyarder işadamı, koleksiyonu spekülasyon ya da para
kazanmak için yapmadığını bildirerek eserlerin değişik müzelerde
sergilenmesini istediğini dile getiriyor. Dünyanın en büyük İslam
sanatları koleksiyonunun şu an sürekli sergilenecek bir müzesi yok.
İngiltere'de yaşayan Khalili'nin Yahudi-Müslüman diyaloğu için çalışan
Maimonide isimli bir vakfı bulunuyor. Paris'teki sergi 14 Mart'a kadar
açık kalacak.