Dünya

İslam İşbirliği Teşkilatı ile Arap Birliği'nin Gazze konulu zirveleri, ortaklaşa yapıldı | Erdoğan: Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız

11 Kasım 2023 13:13

T24 Dış Haberler

Suudi Arabistan, Gazze'deki gelişmeleri görüşmek üzere yapılacak Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvelerini birleştirme kararı almıştı. Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da bugün iki zirve ortaklaşa yapıldı. 

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, zirveyi ortaklaşa yapma kararının, Gazze ve Filistin topraklarının tanık olduğu benzeri görülmemiş gelişmelere karşı ortak bir tutum sergilemenin ve Arap ve İslam ülkelerinin iradesini ortaya koymanın gerekliliğine binaen ve Arap Birliği ve İİT'yle yapılan istişareler sonucu alındığı belirtildi.

Erdoğan, Riyad'a gitti

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'ne katılmak üzere özel uçak "TRK" ile saat 09.30'da Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a gitti.

Erdoğan, bugün Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç da eşlik etti. 

Zirve oturumunda hitapta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, katılımcı liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştirmesi de bekleniyordu. Erdoğan; Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi,  Endonezya Cumhurbaşkanı Widodo ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz El Suud ile görüştü.

Erdoğan ve Sisi bir araya geldi

Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi ile görüştü. Görüşmede İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve son gelişmeler ele alındı. İletişim Başkanlığı'nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda görüşmeye ilişkin şunlar kaydedildi:

"Görüşmede, İsrail’in Gazze’ye yönelik şiddetini her geçen gün artıran saldırıları ile ilgili son gelişmeler ele alındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'deki masum sivillere karşı İsrail'in sergilediği insan hakları ihlallerinin uluslararası hukuk kapsamında cezalandırılması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Filistin’de kalıcı barışın sağlanması için yürüttüğü yoğun diplomasi trafiğini anlatarak Gazze’ye yönelik insani yardım ve sağlık hizmetlerinin ulaştırılması için iş birliğine hazır olduğunun altını çizdi."

Erdoğan ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi görüştü

Erdoğan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz El Suud ile bir araya geldi.

Görüşmede İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve ateşkesin sağlanması için atılabilecek adımlar ele alındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, İsrail’in saldırılarının katliam boyutuna ulaştığını, İslam dünyasının birlik içinde bu katliamın sonlanması ve bölgede barışın sağlanması için çaba göstermesi gerektiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin insani yardım faaliyetlerinin devam ettiğini ve yaralılara tıbbi destek sağlamak için başlatılan çalışmaların aralıksız sürdüğünü de belirtti.

"Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız"

Erdoğan'ın zirvede yaptığı konuşmadan satır başları şöyle:

"Bugünkü zirvemizde İslam alemi olarak Filistin halkı ile dayanışmamızı çok net biçimde göstermiş oluyoruz. Verdiğiniz bu dayanışma mesajını alacağımız ve uygulamaya koyacağımız bu kararlarla perçinleyeceğiz. 7 Ekim'den bu yana Gazze ve Ramallah'ta yaşananları tarif etmeye artık kelimeler kifayetsiz kalıyor. Hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının ambulansların bombalandığı güvenli denilen bölgelere göç eden sivillerin katledildiği tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız. Hastane koridorlarında masum bedenleri sıra sıra dizilen çocuklar, sevip koklamaya kıyamadıkları evlatlarına sarılarak can veren analar, enkaz yığınına dönmüş binalarda elleriyle aile fertlerini arayan babalar, hasılı, doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarda yitip giden hayatlar tam 36 gündür süregiden vahşetin birer şahididir. İsrail yönetimi birçoğumuzun doğru bulmadığı 7 Ekim hadisesinin intikamını Gazzeli bebeklerden, Filistinli masum çocuklar ve kadınlardan çıkarmaktadır. Vatanlarını savunan Hamaslı direnişçiler ile işgalcileri aynı kefeye koymamız mümkün değildir.

"12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73'ü kadın ve çocuk"

İsrail güçlerinin ve işgalci yerleşimcilerin saldırılarından Batı Şeria'daki kardeşlerimiz de olumsuz etkileniyor. BM'ye göre Gazze ve Ramallah'ta katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73'ü kadın ve çocuklar. Bu cinnet hâlinin savunulabilir veya mazur gösterilebilir hiçbir tarafı yoktur. İnsan hak ve hürriyetlerini dilinden düşürmeyen Batılı ülkelerin, Filistin'de süregiden katliamlar karşısında sessizliğe bürünmeleri utanç vericidir. Gazze'de 12 bine yakın insan ölmüş, Gazze'nin neredeyse tamamı yıkılmış ama bu ülkeler İsrail'e ateşkes çağrısı bile yapmıyor, yapamıyor. Yaklaşık 20 bin kişinin öldüğü Charlie Hebdo olayında dünyanın devlet ve hükümet başkanları Paris'te yürüyüş yaparken, 12 bini aşkın şu anda Gazze'de insanlar ölüyor, ama onların hiçbirinin kılı kıpırdamıyor. Bu sadece acizlik değil, aynı zamanda korkaklık, vicdansızlıktır. Zulüm karşısında susanlar da en az zalimler kadar akan kana ortaktır. Amerika ve Batılı ülkeler güya savunuculuğunu yaptığı değerleri, İsrail yönetiminin ihtiraslarına kurban etmişlerdir. BM Genel Kurulu'nda 121 evet oyu ile kabul edilen karar ise İsrail ve destekçilerinin ne kadar yalnız olduklarını göstermiştir.

"666 ton insani yardım malzemesi taşıyan sivil gemimiz yola çıktı"

İslam dünyası, bu sefer diğer krizlerden farklı olarak daha birlik ve beraberlik içinde bir duruş sergilemiştir. Bizim gibi çatışmaların durması ve insani yardımların bölgeye ulaştırılması için gayret gösteren diğer ülkeleri de burada özellikle tebrik ediyorum. Mısırlı kardeşlerimizle işbirliği içinde Gazze'ye ulaştırılmak üzere 10 uçak dolusu insani yardım malzemesini El-Ariş Havalimanı'na sevk ettik. Dün toplam 666 ton insani yardım malzemesi taşıyan sivil gemimiz yola çıktı, inşallah bugün El-Ariş Limanı'na varmış olacak.

Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların tedavileri ile ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. 15 Kasım tarihinde eşimin himayesinde devlet ve hükümet başkanlarının eşlerinin katılımıyla İstanbul'da düzenlenecek toplantıya dair hazırlıklarımız devam ediyor. gelinen aşamada birinci önceliğimiz ateşkesin sağlanması ve insani yardımların kesintisiz şekilde ulaştırılmasıdır. Acil olan birkaç saatlik hasıla değil, kalıcı ateşkestir.

"Tüm teşkilat üyesi ülkeler Refah Sınır Kapısı'nın sürekli açık tutulmasını sağlamalı"

Hastaneler başta olmak üzere acil ihtiyaç içindeki yerlere akaryakıt ulaştırılması hayati önemdedir. BM İnsani İşleri Koordinasyon Ofisi Sözcüsü yardım tırlarının ulaştırılmadığı Gazze'nin kuzeyini cehenneme benzetmektedir. Tüm teşkilat üyesi ülkeler Mısırlı kardeşlerimize gereken desteği vererek Refah Sınır Kapısı'nın sürekli açık tutulmasını sağlamalıdır.

İsrail'in işlediği savaş ve insanlık suçlarının hesabının hukuk önünde sorulması için de gayret göstermeliyiz. BM İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından bunlar incelenmeli, sorumlular hakkında gerekli işlemler başlatılmalıdır. Aynı şekilde, İsrailli Bakanlar tarafından varlığı ikrar edilen nükleer silahlar meselesi araştırılmalı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın denetiminden kaçırılan nükleer bombalar varsa bunlar mutlaka ortaya çıkarılmalıdır. Sadece bölgemizin değil, tüm insanlığın bekasını tehdit etme potansiyeline sahip böyle bir konunun geçiştirilmesine izin verilmemelidir.

"Filistinli kardeşlerimizi elbette sahipsiz ve çaresiz bırakamayız"

İsrail'i her seferinde daha pervasızlaştıran faktör, katlettiği, topraklarını işgal ettiği, yaktığı, yıktığı, zulüm ettiği insanlara verdiği zararı tazmin etmemesidir. Batı'nın şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi yol açtığı tahribatı tazmin etmek mecburiyetindedir. Bu gerçekleşene kadar İslam dünyası olarak Filistinli kardeşlerimizi elbette sahipsiz ve çaresiz bırakamayız. Gazze'nin yeniden ayağa kaldırılması için İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde bir fon kurulması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye olarak Gazze'nin inşa ve ihyasına her türlü desteği vermekten imtina etmeyeceğimizin bilinmesini isterim. Bu krizi Filistin meselesine kalıcı çözümün vasatı hâline getirmemiz önem arz ediyor. Filistin meselesi görmezden gelindikçe bölgede normalleşme çabaları akil kalmaya mahkumdur. Soruna kalıcı çözümün yolu ise temel sebepleri ortadan kaldırmaktan geçiyor. Bu da ancak 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devletinin kurulması ile mümkündür.

Filistinli kardeşlerimizin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalara da ihtiyaç duyulduğu görülüyor. Bu kapsamda tesis edilecek barışın korunması için garantörlük dahil gerekli gayreti göstermeye hazırız. Kalıcı barış sadece Filistinlilerin değil İsrail halkı dahil olmak üzere, tüm bölgenin huzur ve esenliğini temin edecektir.

İsrail'in yaşananları fırsat bilerek Harem-i Şerif'e yönelik emrivakiler yapması kuvvetle muhtemeldir. Türkiye dahil bölgedeki birçok ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit eden vaat edilmiş topraklar hezeyanlarının dillendirilmesi bunun en açık ispatıdır. Hep söylediğim gibi, Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir."

Erdoğan'ı, Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nda Riyad Emiri Prens Faisal bin Bandar Al Saud ve Türkiye'nin Riyad Büyükelçisi Fatih Ulusoy ile ilgililer karşıladı.

Zirvede İslam dünyasının temsilcilerinin, gelişmeler karşısında atılacak somut adımlar hakkında fikir alışverişinde bulunması öngörülüyor.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Raisi'nin ortak zirveyebeklenen katılımı, Orta Doğu'nun iki ağır topunun Mart ayında sürpriz bir yakınlaşma anlaşmasına vararak yedi yıllık kopmuş ilişkileri sona erdirmesinden bu yana Suudi Arabistan'a yapacağı ilk ziyaret olacak.

Erdoğan ve Esad yıllar sonra aynı karede 

Zirveye katılanlar arasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Esad yıllar sonra aynı karede yer aldı. 

Zirvenin açılış fotoğrafında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ortada; sağ tarafında sırasıyla Ürdün, Mısır ve Suriye; sol tarafında ise sırasıyla Filistin, Türkiye, İran ve Katar liderleri bulunuyor. 

TIKLAYIN | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan'a gitti

TIKLAYIN | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Widodo ile görüştü

Ayrıntılar gelecek...