T24 - İlaçta ıskonto krizi hastaları vuruyor. Bir eczacı "Elimdeki son insülini iki hastama paylaştırdım" derken TEB uyarıyor: "Bir haftaya kadar hayati önemdeki ilaçlar bulunamayacak."
Radikal gazetesinden Mine Tuduk'ın haberine göre; “Elimde kalan son insülini iki hastama bölüştürerek verdim...”
Şeker hastaları için hayati önemdeki insülini İstanbul’da eczane eczane dolaşıp bulamayınca araya denizci dostlarını sokarak Rodos’tan getiren reklamcı Nail Keçili gibi örneklerin sayısı her geçen gün artıyor. İlaçtaki devlet-üretici firma-eczacı arasındaki ıskonto kavgasıyla birlikte kanserden şeker ilaçlarına kadar sıkıntı da hastalara yansıyarak büyüyor. Devletin üretici firmalardan yüzde 41’e varan oranlarda iskonto istemesiyle başlayan krizde firmalar ucuzlatmak istemedikleri ilaçları piyasaya vermek istemezken eczane raflarındaki ilaçlar da tükeniyor. Türk Eczacıları, Birliği (TEB) Genel Sekreteri Harun Kızılay’ın bu konudaki uyarıları vahim:
“Bir haftaya kadar artık eczane raflarında hayati önem taşıyan kanser, kemoterapi, büyüme hormonu ve organ nakli ilaçları da bulunamayacak.
İlaçlar vatandaşın cebinden para vererek alamayacağı kadar pahalı. Şimdiye dek eczacılar, bu ilaçları vatandaşa stoklarından vererek zararına da olsa sattı. Ancak artık stoklar da kurudu. Kriz tırmanarak geliyor. İvedi bir şekilde çözüm gerek. Yaşamsal ilaçların bulunamaması bir iki haftaya kadar ölümlere yol açacak hale gelecek. Bunun sorumlusu da biz eczacılar olmayacağız. Bunun bir sorumlusu, kuralı koyup işletemeyen yetkililer ve diğer bir sorumlusu ise ‘koyduğunuz kuralı tanımıyoruz’ diyen üretici firmalardır. Eczacı yapabileceğinin en son noktasında.”
Nedeni, tutmayan bütçe
İlaç kamu ıskonto indirim bedeli tartışmalarının altında yatan nedenin, devletin bir yıllık ilaç harcamalarının, bütçe rakamlarına uymaması olduğuna dikkat çeken Kızılay, şöyle devam etti:
“Bu durumda Ekonomi Koordinasyon Kurulu, SGK’ya ‘yeni önlemler al’ diyor. SGK da üretici firmalardan kamu ıskontosu isteyerek bütçeyi denkleştirmeye çalışıyor. Ancak sağlık hizmetleri her geçen gün artıyor, doğal olarak ilaç harcamaları da artıyor. 10 yıl önce bir kişi yılda iki kez doktora giderken, şimdi bir kişi yılda 8.1 kez doktora gidiyor. Ama 2010 yılından 2012’ye kadar global bütçeden, ilaç harcamalarına ayrılan miktar buna paralel olarak artmadı. Yapılması gereken global bütçenin revize edilmesi. Sıkıntı ve önerilerilerimizi, Bakan Faruk Çelik’e dört gün önce ilettik. Acil bir çözüm bekliyoruz.”
Çelik: Yıllarca çok kâr ettiler
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik dün CNN Türk televizyonunda krizi şöyle değerlendirdi: “İlaç firmalarıyla konuyu çözme noktasındayız. Global bütçede meydana gelen açık nedeniyle kamunun aldığı önlemler karşısında, ne üretici ilaç firmalarının, ne depoların, ne de eczacıların 74 milyonun sağlığını hiçe saymaya hakkı yok. 6 bin 600 ilaçtan 300-400 tanesinde yaşanan bir durum var.
Çarşamba gününe kadar nihai bir noktaya gelmiş olacağız. Yıllardır küçük ıskontolarla piyasa ilaç verdiniz, ‘15 gün içinde alınan karardan dolayı istediğimiz kadar kâr edemiyoruz’ söylemleriyle vatandaşları mağdur eden hareketler yapıyorsanız samimi değilsinizdir. İlaç alımını beş ülke ilaç fiyatları baz alarak belirliyoruz. Uzun yıllar sektör çok kâr etti. Bizim orada gözümüz var anlamında söylemiyorum. 16 milyarlık bir pazar sektör için iştah açıcı ama buna karşı kamunun da alacağı önlemler vardı. Herkes saygıyla karşılamalı.”
Tebliğ çözüme kadar durdurulsun
İstanbul Eczacılar Odası Başkanı Semih Güngör: Süreç böyle devam eder ve firmalar dağıtım kanallarına ilaçlarını göndermezlerse hastalar ilaçlarını bulamayacaklar. Çözüm bulunana kadar SGK’nın tebliği durdurması gerekli. O zaman kaos ortadan kalkacak.
Depolarda ekranlar kapalı
Eczacı Hakkı Kaya: Sipariş vermek için ilaç deposuna bağlandığımızda, ekranların kapalı olduğunu görüyoruz. Birçok eczanede insülin bitti ya da son demlerini yaşıyor. Elimde kalan son insülini iki hastaya bölüştürmek zorunda kaldım. Hastalar eczane eczane dolaşıyor.
Kâr değil zarar ediyoruz
Eczacı Fatme Ç.: Hastaları geri çevirmiyoruz. Elimizden geldiğince, zarar bizim cebimizden çıksa da ilaç yetiştirmeye çalışıyoruz. Ama buna daha ne kadar dayanabiliriz. Bazı ilaçlarda, kutu başına 6 lirayı bulan zarar ediyoruz. Bırakın kârı, bu para cebimizden çıkıyor.