Işıkara, Türkiye’de 1 Mayıs 2003’ten bu yana 6’nın üzerinde deprem olmadığını belirterek “2010- 2014 yılları arasında olacak depreme hazırlıklı olmalıyız” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Emekli Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Türkiye’de 1 Mayıs 2003’ten bu yana 6’nın üzerinde deprem olmamasının kendisini rahatsız ettiğini söyleyerek, “2010- 2014 yılları arasında olacak depreme hazırlıklı olmalıyız” dedi.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Okyanus Enerji - İnşaat’ın düzenlediği ‘Deprem ve Enerji Tasarrufu’ konulu konferansa katılan Kızılay Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, depremin her gün bir gün daha yaklaştığına dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Marmara ve Türkiye’nin her yerinde deprem tehlikesi var. 1 Mayıs 2003’ten bu yana Türkiye’de 6’nın üzerinde deprem yok. Bu beni çok rahatsız ediyor. Çünkü 6 ile 6.9 büyüklükleri arasındaki depremlerin oluş sıklığına baktığımız zaman Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’nün verilerine göre Türkiye’de 2003 yılına kadar yılda bir kere 6 ila 6.9 büyüklüğü arasında bir deprem meydana gelmiş. Ama 1 Mayıs 2003’ten bu yana böyle bir deprem yok. Benim olasılık hesabıma göre, 2010- 2014 yılları arasında bu depremin olma olasılığı çok yüksek.”
‘Hatalardan ders alınmıyor’
1939 Erzincan depreminin Türkiye’nin en büyük depremi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, “Depremden sonra Erzincan’da çok yüksek katlı binalar yaptık. Ve 13 Mart 1992’de Erzincan bir daha yıkıldı. 1967 Adapazarı yerle bir oldu. Bu depremi İstanbul da hissetti ama 1999’da Adapazarı bir daha yıkıldı” dedi.
‘Hayvanlarla önceden bilinemez’
Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, depremlerin önceden belirlenmesiyle ilgili basında bazı bilgiler yer aldığını da kaydederek şunları söyledi: “İşte karıncalar toplanıyormuş, köpekler havlıyormuş. Havlamayanlar da var. Havlamadığı zaman bana ‘Psikologa götürsem mi?’ diyorlar. ABD, 1976 yılında depremleri önceden öğrenmek için yapılan araştırmaları devlet eliyle desteklemekten vazgeçti. Japonlarda bu araştırmalarını 2004 yılında sonlandırdı. Çünkü şu gerçek ortaya çıktı: Bir depremden korunmanın vazgeçilmez yolu güvenli binalardır. Depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız.”