IŞİD'in Kilis'teki Şehit Mehmet Hudut Karakolu'nu basarak bir askeri şehit ettiği, er Serter Taş'ı da kaçırdığı eylemin planlanma aşamasında emniyet dinlemelerine takıldığı iddia edildi. Kilis - Elbeyli sınır hattında 23 Temmuz'da bir astsubayın şehit olduğu, iki uzman çavuşun yaralandığı IŞİD saldırısından 3,5 saat sonra, örgütün Abu Bekir kod adlı üyesi İlhami Balı'nın telefonda Aziz kod adlı bir kişiyle yaptığı telefon görüşmesinde iki Türk askerinin kaçırılmasını istediği öne sürüldü. Birgün'den Erk Acarer'in haberine göre, Emniyet Müdürlüğü’nün, ‘IŞİD’in asker kaçırılabileceği konusunda’ birimlerini uyardığı, ‘Muhtemel Eylem’ notuna da yansıdı.
Birgün'ün bugünkü (24 Nisan 2016) nüshasında yayımlanan haber şöyle:
IŞİD’in ‘sözde’ Sınır Emiri Abu Bekir kod adlı İlhami Balı, bir militanla asker kaçırma eylemi planladı. Konuşma emniyetin istihbaratına takıldı. Bilgi var, önlem yoktu. 39 gün sonra IŞİD dediğini yaptı ve karakol basıp asker kaçırdı. 22 yaşındaki asker Serter Taş, o günden beri yaklaşık 7 aydır Rakka’da tutsak.
Radikal cihatçı örgüt tarafından kimlik bilgileri ve fotoğrafları yayınlanan , ‘o askerin’, yani Serter Taş’ın ya da bir başkasının kaçırılacağı gün gibi ortadaymış. Emniyet, 23 Temmuz 2015’te, Kilis sınırında IŞİD ile TSK arasında çıkan ve bir astsubayın ölüp iki askerin yaralandığı gün IŞİD’i dinlemiş. Bu sayede adeta gelen başka felaketlerden de haberdar olmuş. Yaklaşık 20 IŞİD militanının Türkiye’deki askeri ve emniyet birimlerine saldırı yapmak amacıyla Cerablus’a intikal etmek için hareketlendikleri yönünde teyide muhtaç bilgilere ulaşmış. Daha da önemlisi Kilis’te sınırda saldırının olduğu ‘o gün’ yeni bir eylemin olabileceğinin sinyallerini de almış. Ankara Katliamı’nın da emrini veren 'sözde' IŞİD sınır Emiri İlhami Balı ve onun görevlendirdiği kişinin nasıl adım adım asker kaçıracaklarını anlattıkları konuşmaları dinlemiş. Bu istihbarat bilgilerini paylaşmış ancak yine önlem almayı unutmuş! O tarihten kısa bir süre sonra, IŞİD dediğini yapmış. Şimdi Rakka’daki hapishanesinde tuttuğu Serter Taş’ı kaçırmış. Felaketlerin sinyali hep alınmış fakat bir önlem geliştirilmemiş. Üç maddede 2015 Temmuz’u ve Eylül başı arasında yaşananları özetliyoruz.
1. 23 Temmuz’da Kilis sınır hattında çatışma çıktı- 1 astsubay öldü, 2 asker yaralandı
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün, İl Emniyet Müdürlüklerine dağıtılmasını istediği, 27.07.2015 tarihli ‘Muhtemel Eylem’ konulu yazısının bir bölümünde Genelkurmay Başkanlığı’nın ‘23 Temmuz 2015’te Kilis sınır hattında çıkan çatışma ile ilgili’ verdiği bilgilerin aynısı yer alıyor. Yazıda, IŞİD kontrolündeki bölgeden silahlı 5 kişi tarafından ateş açıldığı, bir astsubay yaşamını yitirdiği, iki uzman çavuşun ise yaralandığı ifade edilirken, bir IŞİD’cinin öldüğü belirtiliyor. Emniyetin yazısında konuyla ilgili kapsamlı açıklamaların yanı sıra yer başka bilgiler de yer alıyor. Hem 23 Temmuz’daki vahim olaydan hem de bir gün sonrasında yaşanan gelişmelerden şu şekilde söz ediliyor:
“Kilis/Elbeyli sınır hattında Türk silahlı Kuvvetlerine (TSK) bağlı Hudut Görevlilerimiz ile Elbeyli sınırına yakın bölgede silahlı faaliyet gösteren DEAŞ mensupları arasında yaşanan çatışmalarda, (1) Astsubayın şehit olduğu, (2) uzman çavuşun yaralandığı, (1) DEAŞ mensubunun öldürüldüğü ve DEAŞ’a ait (3) aracın vurulduğu bilinmekte olup, basın yayın organlarında Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı savaş uçaklarının Bab Bölgesindeki DEAŞ hedeflerin bombaladığı ve 35 DEAŞ militanının öldürüldüğü belirtilmiş,
Ayrıca “DEAŞ terör örgütü üst düzey yöneticilerince, örgüt mensuplarına yapılan operasyonlar nedeniyle, 24.07.2015 tarihinden itibaren legal veya illegal yollardan Türkiye’ye giriş çıkışları esnasında, örgüt mensubu olduklarının anlaşılmaması için sakal ve bıyıklarını keserek normal bir vatandaş görüntüsü vermeleri yönünde talimatlar verildiği,
DEAŞ unsurları ile Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları arasında 23.07.2015 tarihinde Kilis/Elbeyli İlçesinin Suriye sınırına mücavir bölgesinde yaşanan çatışmalar, DEAŞ tarafından Suriye/Rakka’dan Halep-Aktarin ve Rai’ye (Çobanbey) yönelik olarak silahlı unsur sevkiyatı yapıldığı, Suriye-Türkiye sınırı hattında bulunan Suriye’deki Bableymun, Molla Yakup, Ayyeşe ve Çobanbey’de yaşayan halkın köyleri boşaltarak Suriye’nin içlerine doğru kaçmaya başladığı şeklinde bilgiler intikal etmiştir.”
2. IŞİD’in astsubayı öldürdüğü gün, yakında asker kaçıracağı bilgisi de alındı
23 Temmuz 2015 tarihinde sınırda IŞİD askerlere saldırırken, Emniyet’in, IŞİD’in yapacağı faaliyetlerle ilgili başka bilgilere de ulaştığı görülüyor. Emniyetin ‘Muhtemel Eylem’ yazısında, “Yaklaşık 20 kişiden oluşan DEAŞ intihar eylemcilerinin Türkiye’deki askeri ve Emniyet birimlerine ait binalarına saldırı yapmak amacıyla Suriye-Bab’dan Jerablus’a intikal ettiği yönünde teyide muhtaç bilgiler elde edildiği” bildiriliyor.
Ancak Emniyet’in 23 Temmuz saat 17:00’de, yani Kilis/Elbeyli sınır hattında saat 13:30’daki çıkan çatışmadan üç buçuk saat sonra IŞİD’cileri dinleyerek elde ettiği bilgiler, tanık olduğumuz vahim bir durumu da aydınlatıyor. Emniyet Müdürlüğü’nün, ‘IŞİD’in asker kaçırılabileceği konusunda’ birimlerini uyardığı, ‘Muhtemel Eylem’ notuna yansıyor. IŞİD’in Abu Bekir kod adlı sözde Sınır Emiri İlhami Balı, Aziz Kod adlı bir kişiyle irtibata geçerek sınırdaki kulede nöbet tutan iki Türk askerin kaçırılmasını istiyor. İşte, bu konuşmaları dinleyen Emniyet’in tutanağına yansıyan bilgiler:
“…DEAŞ mensubu Abu Bekir (Kod) İlhami Balı’nın Aziz (Kod) adlı şahısla irtibatta olduğu, Aziz adlı şahsın 23.07.2015 günü saat 17:00 sıralarında Abu Bekir ile irtibat kurduğu, söz konusu irtibatta Aziz’in anılana (Abu Bekir’e) Çakallı (Çangallıda olduğunu, anılan bölgede herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını, Suriye-Bableymun yolunun kulesinde sadece iki askerin (Türk askerleri) bulunduğunu belirttiği bunun üzerine Abu Bekir’in Aziz’e, ‘Söz konusu askerleri getirip-getirmeyeceğini’ hususunu sorduğu ve askerlerin getirilmesi halinde de ‘dile benden ne dilersen’ şeklinde bir ifade kullandığı, Aziz isimli şahsın askerleri getirebileceği yönünde olumlu cevap verdiği…”
Emniyet’in istihbaratında söz konusu görüşmenin ilerleyen bölümleri de özetle şu ifadelerle anlatılıyor: “Abu Bekir’in, Aziz’e askerleri alması durumunda hemen almaması, özellikle kendisine haber vermesi hususunu belirttiği, bu doğrultuda Rai bölgesinde faaliyet gösteren DEAŞ mensuplarının, 23.07.2015’te meydana gelen çatışma akabinde bölgede Sırpçılık yapan (illegal sınır geçişlerini organize eden-gerçekleştiren) yandaşları vasıtasıyla ve-veya sınır hattında pusu faaliyetlerini icra ederek, Türkiye-Suriye sınır hattında görev yapan TSK mensuplarına yönelik ‘kaçırma eylemi yapmayı planladıkları-planlayabilecekleri’ şeklinde bilgiler intikal etmiştir.
3. Ve o istihbarattan 39 gün sonra IŞİD göstere göstere asker kaçırdı
Emniyet’in IŞİD üyelerini dinlemesinin ardından yaklaşık bir ay geçmişti ki selefi cihatçılar göstere göstere dediklerini yaptı! IŞİD, Türkiye’de tutuklu militanlarının serbest bırakılması ve Türkiye’nin kendilerine yönelik operasyonları durdurması amacıyla 1 Eylül 2015 tarihinde sınırda karakol bastı. Bir askeri öldürüp bir askeri de kaçırdı. Kilis’in Yavuzlu Köyü sınırları içerisinde bulunan Şehit Mehmet Hudutlu Karakolu’nda görev yapan Serter Taş yaralanmasının ardından kaçırıldı. Genelkurmay Başkanlığı ve Kilis Valisi, Taş’ın kayıp olduğunu açıkladı, ardından da askerin IŞİD tarafından kaçırıldığı öğrenildi. IŞİD, periyodik olarak yayınladığı ‘Konstatiniye’ adlı dergisinde geçen yıl Eylül ayında kaçırdığı Serter Taş’ın fotoğraflarını yayınladı. IŞİD dergisinde, Türk askerlerini kâfirlikle suçladı. Türkiye’ye yine “Tağut” dedi.