Merhametsiz, son derece gaddar eylemleriyle dikkat çeken IŞİD, bu harekatın ardında maddi/manevi tahribat izi bıraktı. Kararlılığını sergilemek üzere insanları kurşundan geçirdi, başlarını kesti, kadınlara kötü muamele uyguladı, onları kaçırdı, farklı inançtakileri ya din değiştirmeleri, ya da ölüm seçeneği ile karşı karşıya bıraktı. Onlardan kaçmayı deneyenler de oldu, onlara itaat etmekte karar kılanlar da… .
Bundan bir yıl önce Kuzey Irak’taki Musul kentinin IŞİD’in eline geçmesi üzerine binlerce kişi Irak Kürdistan Özerk Bölgesi hükümetinin merkezi olan Erbil’e doğru kaçmaya başlamıştı. Bugün Erbil ile Musul kentleri arasındaki sınır kapısından sorumlu komutan Amedir Demamucid, Musul’da o dönemde konuşlandırılmış olan 40 bin Irak askerinin tavrı konusunda hayret içinde kaldığını anlatarak şunları söylüyor: “Birkaç yüz IŞİD milisinden korkup kolayca kaçtılar. Arkalarında en modern silahları, zırhlı araçları, ağır silahları ve mühimmatı bıraktılar. Bu silahların hepsi IŞİD’in eline geçti. Kürt peşmergelerin elinde ise o dönemde kendilerini savunmak üzere sadece hafif silahlar vardı.”
'Facia engellenmiş oldu'
Başlayan mülteci akınına ek olarak IŞİD terör milisleri de Kürt bölgelerine doğru ilerlemeye başladılar ve oradaki peşmerge birlikleriyle ağır çatışmaya girdiler. Sadece sınırda kısa süre içinde 150 kadar Kürt askeri öldü. Erbil kendi Belediye Başkanı Nihad Koca, IŞİD’in Kuzey Irak’tan ilerlemesi sırasında ailesinin yanında Almanya’da bulunuyordu. Radikal dinci IŞİD milislerinin özerk Kürt bölgesine doğru da saldırıya geçmesinin kendinde yarattğı şoku şu ifadelerle aktarıyor: “Şahsen ben, her şeyin, son 10 yılda inşa ettiğimiz her şeyin altüst olacağı korkusuna kapıldım. Çünkü her şey beklenmedik bir biçimde gerçekleşti. Birdenbire bir korku senaryosunun içinde bulduk kendimizi. Neyse ki bizim peşmergelerin direnişi sayesinde daha büyük bir facia engellenmiş oldu.”
BM strateji değiştirdi
Amerikan hava kuvvetlerinin havadan bombardımanı desteğindeki peşmergeler, Erbil’in 20 kilometre önüne kadar gelmiş bulunan IŞİD birliklerini durdurabilmiş ve ilerleyişlerini önlemişlerdi. Ama şimdi de IŞİD vahşetinden kaçan gittikçe artan sayıda mülteci Kuzey Irak’ın içlerine doğru kaçmaya başlamıştı. Irak’ta faaliyet gösteren BM’ye bağlı yardım kuruluşları, çok sayıda mültecinin güvenli yerlere gitmek üzere yollara düşmesi üzerine görev stratejisini değiştirmek zorunda kalmıştı.
UNICEF Irak görevlisi Jeffrey Bates: “Ben geçen yılın 10 haziran günü görevli arkadaşlarımla birlikte Musul çevresinde bulunuyordum. O sırada Musul düştü. 10 gün içerisinde kentten yarım milyon insan, yanlarına alabildikleri birkaç eşya ile kaçmaya başladı. Aylar sonra da kaçış dalgasının sonu gelmedi, uygulanan şiddet nedeniyle göç dalgası sürekli devam etti. Bu durumda orta ve uzun vadeli yardım projelerimiz yerine bizim hemen acilen yardım yapma zorunluluğumuz doğdu.”
BM'den acil maddi yardım çağrısı
Bu gelişmeler üzerine bundan bir yıl önce Irak'ın kuzeyinde birçok bölgede mülteci kampları inşa edildi. Bir gecede bu kampların alt yapısının üstesinden gelinmek zorundaydı. Bu kamplara 1 milyon 700 bin mülteci sığındı. Bu ise Irak Kürdistan Özerk Bölgesi'nin tüm nüfusunun yüzde 20'sine denk geliyor.
Irak Kürdistan Özerk Bölgesi hükümeti, geçen 12 ay içinde bu insanlara yardım amacıyla iki milyar dolarlık bir kaynak ayırdığını açıkladı. BM ise uluslalarası topluluğa acil bir çağrıda bulunarak, 500 milyar dolarlık bir yardım fonu sağlanmasını, bu para ile 2015'in sonuna kadar ihtiyaçların karşılanabileceğini bildirdi.