Gündem

IŞİD sanığı, duruşmada "Caiz değil" diyerek Cumhuriyet muhabirini oturduğu yerden kaldırdı!

IŞİD davasında yargılanan Halis Bayancuk: Şeriat istiyorum, bu sistemi benimsemiyorum

24 Şubat 2016 10:21

IŞİD Türkiye yapılanmasına ilişkin İstanbul davasında sanıklar dün (23 Şubat 2016) hâkim karşısına çıktı. 1 hafta önce aynı koridorda görülen Dilek Doğan duruşması öncesi adliyeye çevik kuvvet yığılırken IŞİD davası öncesinde güvenlik önlemi alınmaması dikkat çekti. Duruşmada seyirci kısmında oturan tutuksuz sanık, Cumhuriyet muhabiri Canan Coşkun'u “Caiz değil. Yanımdan kalk” diyerek oturduğu yerden kaldırdı. Davanın dikkat çeken sanıklarından Halis Bayancuk da “Şeriat istiyorum. Bu sistemi benimsemiyorum” dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya aralarında geçen Şeker Bayramı’nda İstanbul Ömerli’de kılınan namazda Türkiye’ye “Aklınızı başınıza alın” diye tehditte bulunan Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk’un da bulunduğu 9 tutuklu ve 35 tutuksuz sanık katıldı. Dava kapsamında örgüt yöneticisi olarak yargılanan ve 15 yıla kadar hapsi istenen tutuksuz sanık İlyas Aydın ise duruşmaya katılmadı. Duruşmayı CHP Milletvekili Ali Şeker de takip etti.

 

Aynı katta iki farklı tablo

 

Duruşmanın yapıldığı katta 1 hafta önce polis kurşunuyla yaşamını yitiren Dilek Doğan’ın davası görülmüştü. Çevik kuvvetin yığıldığı duruşma öncesi yalnızca duruşmanın olduğu katta değil, adliye içerisinde ve dışarısında kuş uçurtulmamış, ne aile üyeleri ne de avukatlar koridora alınmıştı. Dün aynı katta yapılan IŞİD duruşması öncesi sanıklara ve izleyicilere duruşma salonuna girerken engel olunmadı. Ne adliye içinde, ne de adliye çevresinde ek bir güvenlik önlemi alındı.

 

"Caiz değil kalk"

 

Duruşmada tutuksuz sanıklar seyirci kısmına oturtulunca basın mensupları duruşmayı ayakta takip etti. Tutuksuz sanıklardan birinin yerini boşaltması üzerine seyirci kısmına oturan Cumhuriyet muhabiri tutuksuz sanıklardan Fikret Tuğaç’ın “Yanımdan kalk. Caiz değil” demesi üzerine yerinden kaldırıldı. Yargılamaya geçilmeden önce tutuksuz sanıklardan Sina Akkaya ise, “Basın mensupları dışarıya provokatif bilgiler veriyor” dedi. Yine tutuksuz sanık Mehmet Yaser Akkulak ise kimlik tespiti sırasında “Adresimi basın mensupları salonda olduğu için vermeyeceğim” dedi.

 

"Besmele ile başladı"

 

Duruşmada ilk olarak savunma yapan tutuklu sanık Halis Bayancuk, savunmasına besmele çekerek başladı. Bayancuk, ifadesinde, “Biz alındığımızda bir iddianame hazırlanıp ardından başka bir IŞİD iddianamesi daha hazırlandı. Birinde El-Kaide, birinde IŞİD üyesi olarak görünüyorum. IŞİD iddianamesinde ya bana küfrediliyor ya örgüt üyelerinin konuşmaları var” dedi. Bayancuk savunmasında IŞİD üyelerinin kendi hakkındaki konuşmalarına yer verdi. Bayancuk, “Benimle ilgili hiçbir delil yok iddianamede cevap verebilmem için. Savcı dosyaya 21 müşteki ismi koymuş. Bu müştekilerin çocukları kayıp. Polis zoruyla alınmış ifadeler. Bu müştekilerden birinin annesi ifade vermiş. ‘Oğlum Tevhid derslerine katılıyordu. Sonra Suriye’ye gitti’ demiş. Bizim derslerimiz Kültür Bakanlığı’ndan izin alınmış derslerdir. Canlı olarak internet sitesinde de yayımlanır” diye konuştu.

 

"Kuran’ın hükümleri..."

 

Bayancuk, savcının iddianamede kendilerinin inançlarını anlattığını belirterek, “‘Bu inanç IŞİD ve El- Kaide ile paralellik gösterir’ demiş. Bu benim inancımdır, benim akidemdir. Allah diyor ki ‘Hâkimiyet, yasa, egemenlik bana aittir.’ Demokrasi ise ‘Hâkimlik egemenlik milletindir’ diyor. Demokrasiyi bu şekilde benimsemem mümkün değildir. Benim bu devleti benimsemem mümkün değildir. Kuranı kerim’in hükümlerinin olduğu bir devlet istiyorum” dedi. Bu sırada mahkeme başkanı araya girerek, “Git o zaman öyle bir ülkeye” dedi. Bayancuk da, “Bir mahkeme başkanı diyorki ‘git o zaman öyle bir devlete’ Bakıyorum böyle neresi var. Suriye’ye gidiyorum. Sonra terör örgütü üyesi diyorsunuz. Ben bu sistemi benimseyen insanların putperest olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

 

"Niye Atatürk’ün resmi var?"

 

Bayancuk, “Niye Atatürk’ün resmi var duruşma salonunda” diye sorarak, “Okulda neden Atatürk’ün resmi var. Bakkala gidiyorum, paranın üstünde niye Atatürk’ün resmi var. Matematik kitabını açıyorsunuz Atatürk’ün resmi var” diye sorguladı. Bu sırada üye hâkim araya girerek, “Bu dediklerini IŞİD de diyor. Farkı ne? Bize propaganda yapma savunma yap” diye uyardı. Bayancuk da, “Ben inandığımı anlatıyorum. Onlar bunun için savaşıyor. Aradaki fark bu. Tağut (Allah dışında ibadet edilen kişi) Kuranı Kerim’de 8 defa geçiyor. Bizim uydurduğumuz bişey değil” diye konuştu.

 

"Şeriat istiyoruz"

 

“Bana göre bu devletin utancı eli kanlı Selahattin Demirtaş’ın devletin yargısını harekete geçirmesidir” diyen Bayancuk, şunları söyledi:

“Suruç’tan iki gün sonra bize operasyon yapıldı. Polisler bize karakolda ‘Niye geldiniz? Biz sizi telefonla çağıracaktık’ dedi. Bize Sulh Ceza Hakimliği’nde ‘IŞİD’e yakınlık duyuyor musunuz’ sorusunun haricinde ‘Oy kullanıyor musunuz? Demokrasiyi benimsiyor musunuz’ diye sordular. Dilimizde tüy bitti demekten. Oy da kullanmıyoruz. Demokrasiyi de benimsemiyoruz. Müslümanız ve şeriat istiyoruz. En güzel şeriat Allah’ın şeriatıdır. Gelin onun gölgesinde yaşayalım diyeceğiz. Kıyamet gününde Allah da bir mahkeme kuracak, yargılayacak. Bu zulme sebep olanlardan şikayetçi olacağım Allah’ın huzurunda.”

İddianamede sanıklar 5 ayrı eylemden suçlandı. Örgüt lideri olarak belirtilen İlyas Aydın ise “silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” suçundan yalnızca 15 yıla kadar hapsi istendi.