Gündem
BBC Türkçe

İran'da protestoların kaynağı kemer sıkma politikaları mı?

İran'da son dört gündür devam eden protestolarda sokaktakilerin öfkesi her ne kadar rejime karşı dönse de eylemlerin başlangıç noktası ekonomi olarak duruyor. İran'da 2009 yılından beri görülen en şiddetli protestolarda kemer sıkma politikalarının rolü ne

29 Nisan 2018 20:30

İran'da son dört gündür devam eden protestolarda sokaktakilerin öfkesi her ne kadar rejime karşı dönse de eylemlerin başlangıç noktası ekonomi olarak duruyor.

28 Aralık'ta ülkenin kuzeydoğusundaki Meşhed kentinde yüksek enflasyonu protesto etmek için sokağa çıkan göstericilerle başlayan eylemler ülkenin önemli bölümüne yayılmış durumda.

Protestolarda en az 10 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi gözaltına alındı.

AFP haber ajansı, gösterilerin kaynağında 2008 finansal krizinden beri çok sayıda ülkede eylemlere yol açan kemer sıkma politikalarının olup olmadığını analistlere sordu.

Avrupa-İran Ticaret Forumu'nun kurucusu ve analist Esfandyar Batmanghelidj, gösterilerin temelinde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin 2013 yılından beri uyguladığı kemer sıkma politikalarının olduğunu söylüyor.

"İranlıları sokağa çıkaran normal ekonomik sorunlar, iş olmamasından ötürü açığa çıkan hayal kırıklığı, çocuklarının geleceğine dair belirsizlik" diyen Batmanghelidj, birkaç hafta önce açıklanan bütçede sosyal devlet harcamalarının kısıldığını ve benzine zam yapıldığını vurguluyor:

"Ruhani kemer sıkma politikalarını, enflasyonu kontrol altına almak, kur sorunlarının üstünden gelmek ve İran'ı yatırımcı için daha çekici hale getirmek adına yutması zor ama zorunlu bir ilaç olarak gördü.

"Ancak uzun yıllar boyunca süren yaptırım döneminden sonra hemen kemer sıkma politikalarına geçmek insanların sabrını zorlamak anlamına geliyor."

Ekonomik sorunlar Mayıs ayında düzenlenen İran seçimlerine de damga vuran bir konuydu.

Son haftalarda da küçük çapta düzenlenen protestolar vardı.

Geçtiğimiz haftalarda yüzlerce petrol sektörü işçisi ve kamyon şoförü geç gelen ödemeleri protesto etti.

Tebriz'de kamyon üreticileri fabrikalarının kapanmaması için eylem yaparken Tahran'da ise lastik işçilerinin ikramiyelerinin ödenmesinde gecikme yaşandı.

Ülkede faaliyetleri yasak olan kredi şirketlerinden oluşan sistemin çökmesiyle milyonlarca yatırımcının zarara girmesi de son zamanlarda büyük bir öfkeye yol açmıştı.

Bu şirketler daha çok eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın finansal anlamda çoğu şeyi serbest bıraktığı ve inşaat sektörünün yükselişe geçtiği dönemde kredi vermiş, emlak balonu patladığında da sistem çökmüştü.

Ruhani, Aralık ayında yaptığı açıklamada bu şirketlerin 3-4 milyon hesap ile finans sektörünün yüzde 25'ini oluşturduğunu söylemiş, 2013'te başa geldiğinden beri bu şirketleri tek tek kapatmaya başlamıştı.

Tahran merkezli siyasi analist Mojtaba Mousavi, son iki yıldır bankalar ve kredi kurumlarına karşı sokak protestolarının olduğunu söyleyerek düzenlenen son eylemlere şaşırmadığını belirtiyor.

Mousavi, "Herkes protestocuların alt sınıflardan olduğunu söylüyor ancak çoğu ellerindekileri kaybeden orta sınıf insanlar" yorumunda bulunuyor.

Bütün bunların yolsuzluk, çok az bir kesimi zengin eden yozlaşmış sistem algısı, medya üzerinde kurulan baskı ve insan hakları açısından zayıf bir karne ile birleştiğinde protestoların kaçınılmaz olduğu aktarılıyor.

Ancak analistler, söylemlerin ekonomiden siyasete kaymasının hükümetin eylemleri bastırmasında etkili olacağını söylüyor.

Mousavi, "Sistem, ekonomik yerine siyasi protestoları kontrol altına alması daha kolay olduğu için tercih eder. Ekonomik gerekçelerle sokakta olanlar bundan vazgeçecektir, çünkü siyasi bir ayaklanma ülkenin ekonomik durumunu sadece daha da kötüleştirir" diyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir