Dünya
Deutsche Welle

Irak’ta iktidar faktörü: Mukteda El Sadr

Bağdat’ta aylardan bu yana göstericiler hükümeti protesto etmek üzere cumaları biraraya geliyor. Radikal Şiilerin lideri El Sadr da protesto hareketini yönlendiriyor.

06 Mayıs 2016 15:30


Hafta başında Irak’taki Yeşil Bölge'de bulunan parlamento binasına yüreyen göstericiler “Buraya tekrar geleceğiz” diyerek yürüyüşe başladıkları yere, Bağdat’ın merkezindeki Tahrir Meydanı’na dönüyorlar. Cumaları bu meydanda Irak halkının çeşitli kesimlerinden insanlar hükümeti protesto etmek amacıyla toplanıyor. İlk başlarda protestoların odağında halkın elektrik ve su ihtiyacının giderilmesi gibi talepler varken, şimdilerde siyasi reformlar, hükümette değişiklik ve yolsuzluklara karşı daha etkin mücadele gibi istekler öne çıkıyor.

El Sadr protesto hareketinin başında

Protesto hareketini önceleri kültür/sanat çevreleri başlatmıştı, bunlara daha sonra siyasi aktivistler de katılmaya başladı. Şimdilerde ise hareketin başına radikal Şii lider Mukteda El Sadr geçmiş bulunuyor. Bir ara protestoların hızının kesilme tehlikesini gören El Sadr yandaşlarını harekete geçirerek hareketi kendine yönlendirmişti. Onun tahrikleri sonucunda da geçen hafta sonu tansiyon iyice yükselmişti.

Eylemcilerden "iktidar halka" sloganı

Binlerce gösterici Dicle nehrinin batısında yoğun güvenlik altındaki hükümet organlarının bulunduğu semte saldırmış, “iktidar halka” sloganıyla parlamento binasını üç günlüğüne işgal etmişti. Güvenlik güçleri de göstericilere göz yummuş ve silahsız kişilere ateş açmayı reddetmişti. Siyasi gözlemciler Mukteda El Sadr’ın bu gelişmeden memnun olmuş olacağı yorumunu yapıyorlar ve Irak’ta siyasi gelişmeleri hiçbir zaman şimdiki kadar sıkı bir biçimde kontrolü altında tutmamış olduğuna dikkat çekiyorlar.

El Sadr'ın "Mehdi Ordusu" terör estirmişti

Bugün 42 yaşında olan El Sadr bundan 10 yıl önce kendisinden korkulan bir asî, öfkeli, radikal ve şiddet eğilimli bir lider olarak tanınıyordu. Yandaşları Irak’ın ara sokaklarında adam kaçırıyor, Sünnileri öldürüyor, kentin semtlerinde terör estiriyor ve böylece oturum alanlarının dinî etnisiteye göre bölünmesini tahrik ediyordu. Üç yıl süren iç savaş El Sadr’a bağlı 50 bin milisten oluşan “Mehdi Ordusu”nun hesabına yazılıyordu. Bu milisler ölüm mangaları oluşturmuş ve Saddam rejimine bağlı kişileri ortadan kaldırmaya çalışmıştı.

Sünniler ile diyaloğu birçoklarını şaşırttı

El Sadr’ın milislerinden Irak’taki Amerikan askerleri de nasibini aldı. Milisler Amerikan askerlerine karşı 6 binden fazla suikast eylemine giriştiler. Amerikan Yönetimi'nin El Sadr'ı “Şii terörist” ilân etmesi ve hakkında tutuklama emri çıkartması üzerine radikal Şii lider “dinî incelemelerde bulunma” gerekçesiyle İran’ın Kum kentine kaçmıştı. Amerikan askerlerinin Irak'tan çekilmesinden sonra Irak'a döndü ve Sünniler ile diyaloğa girmesi de birçoklarını şaşırttı.

"Mehdi Ordusu" "Barış Tugayları"na dönüştürüldü

Geçen zaman içinde El Sadr’ın yandaşları, Şii Nuri el Maliki hükümetinde yer alır ve onu desteklerken El Sadr bu defa Maliki hükümetinden daha fazla hak ve siyasi katılım talep eden Sünni göstericilerin safında harekete geçti. Kendisine bağlı “Mehdi Ordusu”na silahlarını bırakmasını emretti, politikadan da çekileceğini ilan etti. Ancak terör örgütü IŞİD’in ortaya çıkmasından sonra El Sadr “Mehdi Ordusu”nu “Barış Tugayları”na dönüştürdü.

El Sadr: “Bugün Yeşil Bölge’nin kapısındayız, yarın o kapıdan içeri gireceğiz”

Ama ufukta henüz politikadan çekileceğine dair bir işaret görünmüyor. 26 Şubat’ta Bağdat’taki bir protesto gösterisinde Maliki’nin halefi Haydar el Abadi’yi açıkça eleştirdi ve Tahrir Meydanı’nda Abadi’ye adeta meydan okudu. Hınca hınç dolu meydanda kitleye hitaben yaptığı konuşmada “Bugün Yeşil Bölge’nin kapısındayız, yarın o kapıdan içeri gireceğiz” diye konuştu. Bu konuşmadan tam iki ay sonra göstericiler Yeşil Bölge’ye hücum etti.

'Demagogların zamanı geldi'

Irak’ta hâlâ yeni bir hükümet kurulabilmiş değil. Halkın yolsuzluklara karşı öfkesinin iyice kabardığı, terörle mücadele nedeniyle ülkenin elindeki son kaynakların heba olduğu, hampetrol fiyatlarının fena halde düştüğü ve ekonominin uçurumun eşiğine geldiği bu ortamda demagogların zamanının geldiği yorumları yapılıyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle