Taraf - Telesiyej
Perihan Mağden’in, Midillili Rita’yı kurtarışının hikâyesidir!
Ve herkese örnek olmalıdır bence.
Perihan Mağden, geçen hafta birkaç gün için Midilli’ye gitmiş.
Kaldığı otelin civarında arka ayakları tutmayan, ön ayaklarıyla kendini sürükleyerek yürümeye çalışan, kir pas içinde
terrier kaniş karışımı küçük bir köpekle karşılaşmış. Oteldekiler birkaç haftadır köpeğin civarda dolaştığını, ihtimal ki, sokağa atılmış bir ev köpeği olduğunu, sokaklardaki hayata, arabalara, trafiğe yabancı olduğu için de kendini koruyamayıp bir arabanın altında kalmış olabileceğini söylemişler.
Kehribar rengi gözleri varmış bu küçük köpeğin, insana derin derin bakıyormuş.
Kafka, “Bütün soruların cevapları bir köpeğin gözlerinde gizlidir” demez mi zaten!
Perihan Mağden, köpeği odasına çıkarmış, yara bere içinde olan bacaklarını temizlemiş, mama vermiş, daha da önemlisi sevmiş onu. Köpecik, sokaklardaki tedirgin hayatında kimbilir ne zamandır güven duygusu içinde derin bir uyku çekememiş olmalı ki, saatlerce uyumuş, uyumuş.. uyanmış mama yemiş, tuvalete çıkmış, yine uyumuş.
Derken dönüş günü yaklaşmış.
Perihan Mağden’in yüreği elvermemiş, iki ayağını kullanamayan köpeciği tekrar sokaklara bırakmaya.
Onu Türkiye’ye getirmeye karar vermiş.
Ama sadece karar vermek yetmez tabii bir köpeğe ülke değiştirtmeye. Ona önce bir ad vermiş, Ritademiş. Sonra resmî makamlara başvurulmuş; bir gün içinde bütün aşıları yapılmış ve gerekli izinler alınıp, kâğıtları hazırlanmış Rita’nın.
Sonra ver elini Türkiye.
Midilli-Ayvalık arası feribotta bir sorun çıkmamış da, Ayvalık-İstanbul arası otobüsler uyuşturulmadan hayvan taşımaya izin vermiyormuş.
Perihan Mağden, kıyamamış Rita’nın uyuşturulmasına; atlamışlar Ayvalık’tan bir taksiye, Bandırma’ya gidip feribota binmişler. Rita öyle uyumlu, öyle sessiz, öyle keyifliymiş ki.. ve müteşekkir bence.
Yeni evine yerleşir yerleşmez, önce bir veterinere muayene ettirilmiş Rita. Röntgen çekilmiş. Zeytinburnu Veteriner Kliniği’nin muhteşem hekimlerinden Murat İlgün, Rita’nın doğuştan kalça çıkığı rahatsızlığı olduğunu, sakat doğunca sokağa bırakılmış olabileceğini söylemiş; oysa hemen ameliyat edilse, sakat kalmazdı demiş. Artık Rita’nın ameliyat edilmesi imkânsızmış. Ama o çok akıllı bir köpek olduğu için ön ayaklarıyla kısmen de olsa sorununu çözmüş, proteze ihtiyacı yokmuş.
Rita şimdi çok mutluymuş. El üstünde tutulduğu yeni evini, yeni annesini, hatta evin ilk göz ağrısı Pamuk’u (biraz asabi bir köpekmiş Pamuk) bile çok sevmiş.
Perihan Mağden’in soğuk kış gecelerinde, ısınmaları ve uyumaları için içeri aldığı üç sokak köpeği vardır bir de. Rita’nın onlara ne tepki göstereceği şu anda biraz muamma; ama kimbilir ne acılar çekmiş, bir başına, aç susuz aylarca sokakta yaşamış ve arka ayakları çalışmayan bir köpek yavrusu olarak hayatta kalmayı başarmışsa, onlara da anlayışla yaklaşacaktır bence.
İnsanı mutlu eden bir hikâye bu.
Bu yüzden de nadir rastlanır bir hikâye.
Daha sık rastlanan, tatile çıkarken bırakacak yer bulamadıkları için, dağda bayırda hayvanlarını terk edenlerin, veya çocuklarını kıramayıp yazlıklarda edindikleri hayvanları, kışlıklara dönerken sokaklara bırakanların hikâyeleridir.
Yüksel Aytuğ, pazar günkü (Sabah Günaydın) yazısında, yazlıklarda çocuklarını eğlendirmek için aldıkları hayvancıkları, –Ramazan nedeniyle– kışlıklarına erken dönerken sokaklara terk edenleri anlatıyor: “Şimdilerde yazlıkların sokaklarında kaderine terk edilmiş bahtsız kuçuların, kadersiz pisilerin hüzünlü yüzleri dolaşıyor.
Onlar ki, ana-babaların çocuklarına yaz ayları boyunca 'eğlenmeleri' için alınmış kova-kürek, şnorkel-palet, şezlong-şemsiye gibi görülmüşler.
Yaz bitince kışlığa götürülmeye gerek duyulmayan eşyalar gibi terk edilmişler” diyordu.
Köpek ya da kedi.. aklımızın, çıkarlarımızın sokaktaki kurbanları; açlığa, susuzluğa, işkencelere, itlaflara terk edilmiş can’lar.. belki bir gün bizi affederler, ama acaba biz bir gün kendi zalimliğimizi affedebilecek miyiz!
Perihan Mağden’in bu sorumlu ve duyarlı davranışını, bu can kurtarma eylemini örnek almamız umuduyla...