İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, İç Anadolu Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri İzleme Raporu’nu yayımladı. Rapor, İHD Ankara Şube Hapishaneler Komisyonu’na cezaevlerinden yapılan başvurular, avukat ziyaretleri, tutukluların yolladığı mektuplar, tutuklu-aile görüşmelerinin aktarılmasıyla elde edilen bilgiler doğrultusunda hazırlandı.
İlk 3 ayda 9 ölüm
Yeni Yaşam'da yer alan habere göre raporda, teyit edilen bilgilere göre, 2020 yılının ilk 3 ayında cezaevlerinde, biri İç Anadolu bölgesinde olmak üzere 9 tutuklunun yaşamını yitirdiği bilgisi paylaşılarak, cezaevinde yaşamını yitiren kişilerle ilgili bilgilere yer verildi.
Raporda, cezaevlerine öne çıkan sorunlar şöyle:
Afyon 1 Nolu T Tipi Cezaevi
“Cezaevinden fiziki şiddet, sözlü ve psikolojik şiddete maruz kalan mahpuslar var. İşkenceye uğrayan, tek kişilik hücrede tutulan tutuklular ayakta sayıma tabi tutuluyor. Gardiyanların tutuklulara, ‘dövün ama iz bırakmayın’ diyerek, işkence yaptığı öğrenilmiştir.
Bolu F Tipi Cezaevi
Hastanede mahpuslar kelepçeli muayene ediliyor. Ağır sağlık sorunu olan mahpusların tedavi edilmediği, hastalıkların tam tespiti yapılmadan ilaç yazıldığı öğrenilmiştir. Hasta mahpusun uzun zamandır keyfi olarak hastaneye götürülmediği, bu yüzden durumunun ağırlaştığı tarafımıza iletilmiştir. Hasta tutukluların ilaç talebi gerekçe gösterilmeden karşılanmadığı öğrenilmiştir.
Kırıkkale F Tipi Cezaevi
Koronavirüs tedbirleri adı altında alınan önlemlerin yetersiz olduğunu, birkaç gün içinde mahpuslara başka kimsenin temas etmediği, elektrik düğmelerine, kapı koluna dezenfektan püskürtülürken ardı ardına birçok tutuklu-hükümlü insanın temas ettiği telefon ahizelerinin hiçbir şekilde dezenfekte edilmediğini, şu ana kadar verdikleri iki su bardağı çamaşır suyu ve sıvı deterjan, kişi başına birer paket sabun verildiğini, sıvı dezenfektan taleplerine ise hücre dışında tutulması şartıyla para karşılığı alabileceklerinin söylendiği öğrenilmiştir. Ayrıca şimdiye kadar tutuklulara salgından kaynaklı tarama testi hiç yapılmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Sincan 1 Nolu L Tipi Cezaevi
Kanser hastası mahpusa acil müdahale edilmesi gerekirken, ameliyatın iki yıl sonrasına verildiği bildirilmiştir.
Sincan Kadın Cezaevi
Ailelerinden uzak olan mahpusların nakil için verdikleri dilekçelere, idare tarafından olumlu yada olumsuz bir cevap verilmediği, diyet menülerinin bulunmadığı tarafımıza iletilmiştir.”
Raporda, “İç Anadolu Bölgesindeki cezaevlerinde insanlık onuruna yakışır muamele yapılmamakta ve mahpuslar şiddet, hakaret ve kötü muameleye ve hak ihlallerine maruz kalmakta, hasta olanların tedavileri aksatılmakta, iletişim ve bilgi edinme hakları engellenmektedir” değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, şu talepler sıralandı:
“Süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan mahpuslara karşı disiplin cezası uygulamaları, iletişim yasakları, gazetelerin verilmemesi gibi uygulamalara hemen son verilmeli, iletişim hakları sağlanmalıdır.
Açlık grevindeki mahpuslar ile avukat görüşlerinde kamerayla kayıt uygulaması yapılan hapishaneler bulunmaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilmelidir.
Cezaevi idareleri tarafından hasta tutuklu veya hükümlülere diyete uygun yemek sağlanmalıdır.
Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır.
Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır.
Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır.
Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir.
Hapishanelerin infaz sistemi ve hukuk sistemi, bir bütünlük içinde ele alınarak değerlendirilmeli, insan haklarına, evrensel hukuk ilkelerine uygun çözümler üretilmelidir.
Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir.
Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir.
Cezaevlerinde son dönemlerde artış gösteren işkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.
Cezaevlerinde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için, mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa, etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.”