Kıbrıs Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Londra Eski Temsilcisi İlker Kılıç, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması sonrası Kıbrıs’ın da Brexit sürecinden ve sonucundan nasıl etkileneceği de aynı ölçüde belirsiz olacağı değerlendirmesinde bulundu. Kılıç, "Sonuçta Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması durumunda Kıbrıs’ın da AB’den ayrılması (CEXIT) gündeme gelebilir" dedi.
Kılıç'ın Evrsensle'de "Brexit sonuçlanana kadar Kıbrıs’ta çözüm zor olabilir" yayımlanan (17 Nisan 2018) değerlendirmesi şöyle:
Kıbrıslı Türklerin ana vatanı hep Türkiye, Kıbrıslı Rumların ana vatanı da hep Yunanistan olabilir, ama modern tarihte bir bütün ada olarak “Kıbrıs’ın ana vatanı hep Birleşik Krallık olmuştur” dersek fazla da yanılmış olmayız; 1878’den 1960’a kadar Kıbrıs Adası’nı istediği şekilde yönetmiş ve yönlendirmiştir. II. Dünya Harbi akabinde dünyada birçok sömürge ülke “anticolonyal” mücadelelerle bağımsızlıklarına kavuşurken Birleşik Kırallık antisömürgeci hareketin Kıbrıs’ta başarıya ulaşmasını engellemişti. Bir İngiliz sömürgesi olan Kıbrıs’ın ayrı bir cumhuriyete dönüşmesi 1960 yılında Birleşık Kırallık’ın bir lütfuyla mümkün olmuştur.
Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıslıların anticolonyal mücadeleleri sonucu doğmamış ve doğal olarak da Kıbrıslıların tümü tarafından sahiplenilmemiştir.
Kıbrıs’ın bugün bir bütün olarak değil de bölünmüş bir ada olarak Avrupa Birliği üyeliğinin altında yatan gizli sebep de budur.
AB ile ilişkisi
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bugünkü AB ile ile ilişkisi aralık 1962 yılında yaptığı Ortaklık Antlaşması ile başlar. Bu karar aslında Birleşik Krallık’ın 1961’de yapmış olduğu Avrupa Topluluğuna (AT) üyelik başvurusunu takip ediyordu. Nitekim, Charles de Gaulle İngiltere’nin müracatını veto edince (1967) Kıbrıs da ortaklık anlasmasınından çekilmişti.
De Gaulle, 1969 yılında ayrıldıktan sonra Birleşik Krallık bu sefer 1970 yılında EEC’ye tam üyelik için müracat eder ve 1973’te üye olur. Buna paralel olarak Kıbrıs Cumhuriyeti de 1973’te Ortaklık Antlaşmasını imzalar. 1974 olayları tabii olarak Kıbrıs’ın AET veya AB üyelik sürecini önemli ölçüde erteler. 1992’de yapılan yeni başvuru İngiltere’nin açık desteği ile 1994’te kabul görür ve Kıbrıs’ın önü açılır. Nihayet 2004’te AB’nin tam üyesi olur.
Brexit
2016 referandumu sonucu Birleşik Krallık AB’den ayrılma kararı aldı. Bugün itibariyle bu ayrılmanın nasıl, hangi şartlarda ve ne zaman gerçekleşebileceği konuları belirsiz. Tarihi olarak Birleşik Krallık’ın ayak izlerini takip edegelmiş Kıbrıs’ın, Brexit sürecinden ve sonucundan nasıl etkileneceği de aynı ölçüde belirsiz. Buna rağmen Brexit sürecinin kendisi Kıbrıs’ı en az dört alanda ciddi olarak etkilemektedir.
Brexit ve çözüm süreci
Şu anda AB’den ayrılma ve pazarlık süreci içerisinde olan Birleşik Krallık’ın bu süreç tamamlanmadan, garantörü olduğu ve üzerinde egemen üsler bulundurduğu sorunlu Kıbrıs’ta herhangi bir çözüme müsaade etmesi mümkün görülmüyor. Görüşme sürecinin dumura uğratılması bu siyasi halin bir tezahürüdür. Dolayısıyla Brexit sonuçlanana kadar Kıbrıs sorununda çözüm mümkün görülmüyor.
Birleşik Kırallık, Türkiye ve Yunanistan ile birlikte Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “garantör” güçleridirler. Kıbrıs Ortadoğu’da stratejik öneme sahip bir ada olmanın yanında üzerinde iki egemen İngiliz (NATO) üssü ve bir dizi sofistike dinleme tesisleri bulundurmaktadır. Brexit’ten dolayı AB ile İngiltere, ABD ve NATO arasında halledilmesi gereken birçok husus varken, Kıbrıs’ta olası bir çözüme katkı koyma maksadıyla İngiltere’nin garantörlükten vazgeçmesi pek düşünülemez.
Brexit ve doğaz gaz ve petrol
Son zamanlarda gündemi meşgul eden hatta gerginlik yaratan Kıbrıs açıklarındaki doğal gaz sondajlarının da eninde sonunda Brexit ile ilişkilendirilmesi kaçınılmaz olacaktır.
AB üyesi iken İngiltere’nin bu doğal kaynaklardan yararı, AB’nin elde edeceği yararlarla eş güdümlüydü. Brexit sonucu Birleşik Krallık bu menfaatlerini kaybedebilir ve yeniden kazanabilmek için başka çarelere veya taleplere başvurabilir.
İngiltere’nin mevcut iki egemen üssüne Münhasır Ekonomik Bölge talep etmesi halinde Kıbrıs sorunu büyük bir ihtimalle başka safhalara sıçrayabilir.
Brexit ve Cexit
Brexit süreci devam etmekle beraber sonuçta nereye varılacağını kimse bilmiyor ve ikinci bir referandum (AB’de kalma umuduyla) da ihtimal dışı tutulamaz.
Ama Brexit süreci devam ettiği sürece Kıbrıs’a olumsuz etkileri devam edecek ve sonuçta Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması durumunda Kıbrıs’ın da AB’den ayrılması (CEXIT) gündeme gelebilir.
Hele Kıbrıs sorununun bugünkü çıkmazından AB’yi ve AB üyeliğini sorumlu tutanlar tarafından.
İşin üzücü tarafı ise dış güçlerin insiyatifine terkedilmiş gelişmeler ve olasılıklar yanında, özellikle Kıbrıs’ta barıştan yana olan kitlelerin ve siyasi örgütlerin tamamen sessiz ve etkisiz bir görünüm arzetmeleridir.