Gündem
BBC Türkçe

İngiltere'de maruz kaldığı 'madde' nedeniyle yoğun bakıma kaldırılan eski Rus casusu hakkında neler biliniyor?

Rus askeri istihbaratında görevliyken İngiltere adına casusluk yaptığı gerekçesiyle yargılanan 66 yaşındaki Sergei Skripal'in yoğun bakıma kaldırılmasıyla ilgili soruşturma sürüyor. Skripal'in saldırıya uğrayıp uğramadığı henüz bilinmiyor. Ancak İngiliz b

29 Nisan 2018 20:30

Rus askeri istihbaratında görevliyken İngiltere adına casusluk yapan 66 yaşındaki Sergei Skripal'in ne olduğu henüz bir bilinmeyen bir maddeye maruz kaldıktan sonra yoğun bakıma kaldırılmasıyla ilgili soruşturma devam ediyor.

Skripal'in başına tam olarak ne geldiği ya da bir saldırı veya suikast girişimine maruz kalıp kalmadığı henüz bilinmiyor.

Bununla birlikte, İngiliz basını, gündemin birinci sırasına oturan bu olayın geçmişteki bazı vakalarla benzerlik taşıdığına dikkat çekiyor.

Skripal olayıyla, özellikle eski Rus gizli servisi ajanı Alexander Litvinenko'nun 2006'da zehirlenerek öldürülmesiyle paralellikler bulunduğu belirtiliyor.

Litvinenko cinayetiyle ilgili yapılan adli soruşturmada, olayın arkasında Rus devletinin olabileceğine dair bulgular tespit edilmiş ve İngiltere ile Rusya ilişkilerinde oldukça gerilimli bir dönem yaşanmıştı.

Yapılacak soruşturmanın gidişatına bağlı olarak İngiltere ile Rusya ilişkilerinde yeniden sıkıntılı bir dönem başlatabileceği belirtilen Skripal olayıyla ilgili şu ana kadar bilinenleri derledik:

Sergei Skripal, bir dönem Soğuk Savaş sonrası kurulan Rus askeri istihbarat teşkilatı GRU'da görev yapan emekli bir albay.

Skripal, 2006 yılında Rusya'da İngiltere adına casusluk yapmak suçlamasıyla yargılandığı davada 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

BBC'nin önde gelen haber programlarından Newsnight'ın Diplomatik Editörü olan Mark Urban, Twitter üzerinden attığı mesajlarda, Skripal'in 1990'ların sonu ve 2000'lerin başında İngiliz dış istihbarat birimi MI6 için önemli bir kaynak olduğunu belirtti.

Urban, Skripal'in GRU'nun personel dairesinde üst düzey bir isim olarak görev yaptığını ve İngiliz istihbaratına da örgütün muharebe düzenini verdiğine inanıldığını söyledi.

Skripal'in İngilizlere ayrıca Avrupa'da görev yapan Rus casuslarının kimlik bilgilerini de teslim ettiği de öne sürülüyor.

Rusya, emekli albayın verdiği istihbarat karşılığında MI6'ten 100 bin dolar ödeme aldığını iddia ediyor.

Skripal, 2010 yılında ABD ile Rusya arasında "casus takası" sırasında serbest bırakılan isimler arasında yer alıyor.

Rusya, ABD'ye farklı kimliklerle yerleştirdiği ancak daha sonra yakalanan 10 gizli ajan karşılığında serbest bırakmayı kabul ettiği dört isimden biri olan Skripal, bu takas sonucu İngiltere'ye gitti ve burada yaşamaya başladı.

Soğuk Savaş dönemini anımsatan bu takas, Viyana Havalaanı'nda gerçekleşti.

İngiltere'nin güneyinde bulunan Salisbury kentinde Pazar günü akşamüstü bir alışveriş merkezindeki bankta iki kişinin bilinci kaybetmiş bir halde yattıkları görüldü.

Yapılan ihbar üzerine 60 yaşlarında bir erkek ve 30 yaşlarında bir kadın, hastaneye kaldırıldı ve polis de bölgeyi güvenlik çemberine alarak incelemelere başladı.

Kısa bir süre sonra hastaneye kaldırılan 60 yaşlarındaki erkeğin Skripal olduğu açıklandı.

Emniyet yetkilileri, Skripal ve yanındaki bir kadının henüz ne olduğu bilinmeyen bir maddeye maruz kaldığını açıkladı.

Polis, bunun bir saldırı olup olmadığıyla ilgili incelemesini sürdürüyor.

Skripal ve yanındaki kadının yoğun bakım ünitesindeki tedavileri devam ediyor. İkisinin de hayati tehlikesinin sürdüğü açıklandı.

Bu sorunun yanıtı henüz bilinmiyor. Polisin gerekli incelemeyi yaptıktan sonra konuyla ilgili daha detaylı bir açıklama yapacağı tahmin ediliyor.

İngiliz basını da her ne kadar bunu bir tesadüf olma ihtimalinin düşüklüğüne dikkat çekse de şu aşamada bunun ötesinde yapılacak her yorumun spekülasyonun ötesine geçemeyeceğine dikkat çekiyor.

2010 yılındaki casus takasında Skripal ile birlikte serbest bırakılan isimlerden biri olan eski nükleer silah uzmanı Igor Sutyagin, Guardian'a yaptığı değerlendirmede, bunun planlı bir saldırı olup olmadığını söylemek için çok erken olduğunu belirtti.

Sutyagin, "Hiçbir şey bilmiyoruz. Şu aşamada her şey varsayımdan ibaret" dedi.

Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in muhalifleri, Skripal'in devlet destekli bir suikasta kurban gittiğini öne sürüyor.

Eski dünya satranç şampiyonu ve Putin muhalifi Garry Kasparov, Skripal'in saldırıya uğradığını ve arkasında da Rus devletinin olduğunu iddia etti.

Bununla birlikte isminin yazılmaması kaydıyla The Times gazetesine konuşan bir Rusya uzmanı, Putin'in 18 Mart'taki seçimlere bu kadar az bir zaman kala uluslararası alanda ses getirecek bir suikasta izin vereceğinden pek de emin olamadığını söyledi.

Putin'in 2000 yılında devlet başkanlığına seçilmesinin ardından Rusya'da şiddetlenen iktidar mücadelesi birçok iş adamının ve istihbarat görevlisinin ülke dışına kaçmasına neden oldu.

Bu kişilerden bir kısmı da İngiltere'ye yerleşti ve bu isimlerden bazıları ya şüpheli bir şekilde ya da uğradıkları saldırılar sonucu hayatını kaybetti.

İçlerinde en çok bilineni Alexander Litvinenko. İngiliz gazetelerinin tamamında bugünkü sayılarında Litvinenko olayı ile Skripal'in başına gelenler arasındaki paralelliklere dikkat çekildi.

Litvinenko, Soğuk Savaş sonrası kurulan Rus istihbarat servisi FSB'nin bazı görevlilerinin yasa dışı faaliyetler bulunduğunu, yolsuzluklara bulaştığını ve faili meçhul cinayetlere imza attığını öne sürmüştü.

Litvinenko'nun ifşaatlarından kısa bir süre sonra Putin, FSB'nin başına atanmıştı. Litvinenko, daha sonra tutuklanmış ve aylarca hapis yattıktan sonra serbest bırakılmıştı. Eski istihbarat görevlisi, serbest kalmasından kısa bir süre sonra İngiltere'ye kaçmıştı.

Litvinenko, 2006 yılında Londra'da radyoaktif bir madde olan polonium-210'a maruz kalarak zehirlenmiş ve yaşamını yitirmişti.

İngiltere'de yürütülen adli soruşturmada bu suikasta Rus devletinin dahil olduğunun "açık" olduğu ve eski FSB ajanının "muhtemelen Putin'in şahsi talimatıyla öldürüldüğü" belirtildi.

Litvinenko'nun eşi Marina Litvinenko da Daily Telegraph gazetesine yaptığı değerlendirmede, "Kocama olanlara çok benziyor ancak bunu tam olarak anlamak için daha fazla bilgi sahibi olmamız gerek" dedi.

Marina Litvinenko, Rusya'nın bir kez daha benzer bir suikasta imza atması halinde bunun kocasının ölümünden bu yana "hiçbir şeyin değişmediğini" ortaya koyacağını sözlerine ekledi.

Litvinenko, en bilineni olmasına karşın bu tarz tek vaka değil. Diğer olaylar şöyle:

44 yaşındaki Alexander Perepilichny, İngiltere'de Putin'in yakın çevresindeki bazı isimlerin nasıl zengin olduğuna dair açıklamalarda bulunmaya hazırlanırken, sabah koşusu sırasında kalp krizi geçirerek öldü. Yapılan otopside Perepilichny'nin midesinde kalp krizine yol açan bitkisel bir madde tespit edildi.

Rus bankacı German Garbuntsov, düzenlenen silahlı saldırıda ağır yaralanmasına rağmen kurtuldu. Garbuntsov'un milyarder iş adamı Alexander Antonov'a yönelik suikast girişiminde kimlerin parmağı olduğuna dair elinde kanıtlar bulunduğu iddia edilmişti.

Bir dönem Litvinenko'yu da istihdam eden ve ilk başlarda desteklediği Putin'le daha sonra yaşadığı görüş ayrılığı nedeniyle medya grubunu satıp İngiltere'ye kaçmak zorunda kalan Boris Berezovsky, Londra'daki evinde ölü bulundu. Berezovsky'nin siyah ipek bir atkı ile kendisini banyoda astığı anlaşıldı. Polis, herhangi bir suç unsuru bulamadı ancak adli tıp raporunda cinayet ihtimali saf dışı bırakılmadı.

Başta Berezovsky olmak üzere milyarder Rus iş adamlarına yakınlığıyla bilinen Scot Young, Londra'daki evinin önündeki parmaklıkların üstünde bulundu. Kız arkadaşı Young'un birkaç kez atlayarak intihar etmekten bahsettiğini söylese de adli tıp raporu bunun intihar olduğunu ispatlayacak yeterince kanıt olmadığını yazdı.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir