Dünya
BBC Türkçe

İngiltere Parlamentosu: AB’den anlaşma olmadan ayrılmayalım, Kuzey İrlanda için yeniden pazarlık yapalım

Parlamentoda kabul edilen önergelerden ilki İngiltere’nin AB’den anlaşma olmadan ayrılmamasını, ikincisi Kuzey İrlanda konusunda AB’yle yeniden pazarlık yapılmasını öngörüyor. İşçi Partisi lideri Corbyn, Başbakan May’le görüşmeyi kabul etti. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ise mevcut anlaşmanın müzakereye açık olmadığını söyledi.

30 Ocak 2019 12:29

Parlamento
PA

İngiltere Parlamentosu Salı akşam yaptığı oylamalarla Başbakan Theresa May'den Avrupa Birliği'nden (AB) anlaşma olmadan ayrılmamasını ve Kuzey İrlanda'da "backstop" yerine başka formüller bulmasını talep eden önergeleri kabul etti.

Kabul edilen ilk önerge, Muhafazakar Parti Milletvekili Dame Caroline Spelman ve İşçi Partisi Milletvekili Jack Dromey'nin teklifi oldu. 310'a karşı 318 oyla kabul edilen teklif Başbakan Theresa May'in AB ile herhangi bir anlaşmaya varmadan 29 Mart'ta AB'nden ayrılmamasını talep ediyor.

Önergenin yasal olarak bağlayıcılığı bulunmasa da Başbakan May üzerinde siyasi bir baskı oluşturması bekleniyor.

Kabul edilen ikinci önerge de de Muhafazakar Milletvekili Sir Graham Brady'nin "backstop" yerine alternatif düzenlemeler için AB ile müzakere yapılmasını talep eden teklifti. Hükümetin desteklediği bu önerge de, 301'e karşı 317 oyla kabul edildi.

Fakat AB, Theresa May ile vardıkları anlaşmayı yeniden müzakere etmeye soğuk bakıyor. Ancak "backstop" İngiltere Parlamentosu'nda milletvekillerinin çoğu tarafından kabul edilmiyor.

Oylamaların ardından İngiltere Başbakanı Theresa May, sonuçları dikkate alacaklarını ve AB ile bundan sonraki görüşmelerinde bu görüşleri yansıtacaklarını söyledi.

Ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Jeremy Corbyn, anlaşmasız Brexit seçeneğinin masadan kaldırılmasının ardından Başbakan May ile görüşmeye hazır olduğunu açıkladı.

Theresa May, iki hafta önce Brexit anlaşması teklifinin Parlamento'da reddedilmesinin ardından muhalefet partileriyle görüşmüş, Corbyn ise görüşme için ön şartı olan anlaşmasız Brexit seçeneğinin masadan kaldırılması gerçekleşmediği için görüşmeyi reddetmişti.

İskoç Ulusal Partisi Avam Kamarası Grup Başkanı Ian Blackford ise bu şekilde gerçekleşecek bir Brexit'in İrlanda adasında barışı sağlayan Hayırlı Cuma Anlaşması'na bir ihanet olduğunu söyledi.

Kuzey İrlanda'nın muhafazakar ve partisi Demokratik Birlik Partisi ise bunun Hayırlı Cuma Anlaşması'na aykırı olmadığını, adada kimsenin fiziki bir sınır istemediğini belirtti.

Avrupa Birliği'nden ilk yanıt: Anlaşma müzakereye açık değil

İngiltere'deki oylamanın sonuçları AB tarafından da yakından takip ediliyordu.

Oylamanın ardından AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, İngiltere'nin birlikten bir anlaşma olmadan çıkma seçeneğini masadan kaldırmasına sevindiğini söyledi ve ekledi:

"Mevcut anlaşma Brexit'in düzenli bir şekilde gerçekleşmesinin tek yolu, backstop da bu anlaşmanın bir parçası ve anlaşma yeniden müzakereye açık değil. AB Konseyi'nin Aralık ayındaki buluşmasında bu konuda çok net mesajlar verildi.

"Eğer İngiltere'nin Brexit sonrası ortaklığa dair fikirleri değiştiyse, bunu siyasi deklarasyona, deklarasyonun prensiplerine ters düşmeyecek bir şekilde ekleyebiliriz.

"İngiltere Brexit müzakerelerini uzatmayı talep ederse bunu değerlendirmeye ve oybirliği ile karar vermeye hazırız.

"Anlaşmasız Brexit de dahil olmak üzere her seçeneğe dair hazırlıklarımıza devam edeceğiz."

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İrlanda Başbakanı Leo Varadkar da benzer bir şekilde anlaşmanın yeniden müzakere edilmeyeceğini vurgulayan açıklamalarda bulundu.

Backstop nedir?

"Backstop" esasında bir acil durum mekanizması. Brexit sonrası AB ile İngiltere arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Birleşik Krallık'ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır olmamasının garanti altına alınmasını amaçlıyor.

Ancak İngiltere ile AB arasında varılan anlaşma, taraflardan herhangi birinin bu sürece tek taraflı olarak son verememesini öngörüyor. İngiltere'de anlaşmaya karşı çıkanlar da bunun, Birleşik Krallık'ın tamamında gümrüklerin kontrol edilememesi anlamına geleceğini vurguluyor.

En büyük korku, Kuzey İrlanda Cumhuriyeti'nin fiili olarak İrlanda Cumhuriyeti'nin parçası haline gelmesi ve Kuzey İrlanda gibi 2016'daki referandumda Brexit'e karşı çıkan İskoçya'da 2014'ten sonra yeniden bir bağımsızlık referandumu yapılması. Yani, Birleşik Krallık'ın parçalanması.

İrlanda adasındaki çatışmalara son veren 1998 tarihli Hayırlı Cuma Anlaşması, İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda'nın ortak bir ekonomik pazarda yer almasını; sınırın iki tarafında serbest yaşamı, dolaşımı ve çalışmayı sağladı. Zira Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti AB üyesiydi. Ancak Brexit ile beraber bu durum noktalanacağından; hem İngiltere hükümetini hem AB'yi hem İrlanda Cumhuriyeti'ni hem de Kuzey İrlanda'daki tüm tarafları tatmin edecek bir formülün bulunması gerekiyor. Brexit sürecinin bugün itibarıyla çeşitli senaryolara açık olmasının en önemli nedeni de bu.


Teklifler nasıl oynandı?

Brexit planını değiştirmek için ortada yedi ayrı öneri vardı.

Milletvekillerinin teklifleri arasında anlaşmasız Brexit'i imkansız kılmayı, İngiltere'yi kalıcı olarak AB ile gümrük birliğinde ve Ortak Pazar'da tutmayı hedefleyen maddeler vardı.

Bunlar arasında öncelikle Jeremy Corbyn'in teklifi görüşüldü.

Corbyn'in planı anlaşmasız Brexit'i devre dışı bırakacak, Parlamento'nun da AB ile gümrük birliğinde kalarak ayrılma veya ikinci bir Brexit referandumu düzenleme konusunda bir oylama yapmasını talep edecek bir düzenleme öngörüyordu.

Corbyn'in teklifi 298'a karşı 327 oyla reddedildi.

İkinci olarak İskoç Ulusal Partisi ve Galler partisi Plaid Cymru'nun teklifi oylandı. Bu teklif de anlaşmasız Brexit'i seçenek dışı bırakmayı ve AB'den çıkış sürecinin uzatılmasını talep ediyordu. Birleşik Krallık'ı oluşturan dört özerk bölgeden ikisi olan İskoçya ve Galler partilerinden gelen bu teklif, Brexit müzakereleri sürecine özerk bölgelerin daha fazla dahil edilmesini öneriyordu.

Bu teklif de 39'a karşı 327 oyla reddedildi.

Üçüncü sırada Muhafazakar Parti milletvekili Dominic Grieve'in teklifi oylandı. Grieve 29 Mart'taki AB'den ayrılık tarihinden önce, 20-26 Mart tarihleri arasında Parlamento'nun Brexit üzerine altı günlük bir oturum gerçekleştirmesini, bu sürenin sonunda anlaşmasız Brexit, ikinci bire referandum veya AB ile gümrük birliğinde kalarak ayrılma gibi seçeneklerin değerlendirilmesini öngörüyordu.

Teklif 301'e karşı 321 oyla reddedildi.

Dördüncü olarak İşçi Partisi milletvekili Yvette Cooper'ın teklifi değerlendirildi. Cooper, Theresa May'in teklifinin kabul edilmemesi durumunda Brexit'in 29 Mart'tan 31 Aralık 2019'a ertelenmesini ve anlaşmasız Brexit'in masadan kaldırılmasını talep ediyordu. Bu teklif de 298'e karşı 321'le reddedildi.

Beşinci teklif İşçi Partili Rachel Reeves'in önerisiydi. Reeves, herhangi bir tarih belirtmeden AB'den Brexit müzakerelerini uzatmayı talep ediyordu. Bu öneri de 290'a karşı 322 oyla reddedildi.

Kabul edilen ilk teklif Muhafazakar Parti Milletvekili Dame Caroline Spelman ve İşçi Partisi Milletvekili Jack Dromey'nin teklifi oldu.

310'a karşı 318 oyla kabul edilen teklif Başbakan Theresa May'in AB ile herhangi bir anlaşmaya varmadan 29 Mart'ta Avrupa Birliği'nden ayrılmamasını talep ediyor.

Bu maddenin yasal olarak bağlayıcılığı bulunmasa da Başbakan May üzerinde siyasi bir baskı oluşturması bekleniyor.

Oylanan son ve kabul edilen ikinci teklif de Muhafazakar Milletvekili Sir Graham Brady'nin backstop yerine alternatif düzenlemeler için AB ile müzakere yapılmasını talep eden teklifti. Teklif 301'e karşı 317 oyla kabul edildi.


Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir