Damat Ferit Paşa hükümetlerinde kısa bir süre Maarif ve Dahiliye nazırlığı Ali Kemal'in torununun oğlu olan İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu'na hitaben "Belki de bazılarınız biliyorsunuz, benim atalarım buradan. Büyük amcam, zannediyorum sizin yaptığınız işi yapıyordu. Benim kuzenim de aynı şekilde. Bu bakanlıktaydı. Bu bakanlıkta benim ailemin bir tarihi var. Burada olmak benim için çok güzel" dedi. Dün Gaziantep'teki mülteci kamplarını gezen Johnson, Suriye'den savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen mültecilere yapılan yardımları kastederek "Suriye’deki çatışmanın sonucu dün benim için çok belirgin hale geldi. Türk hükümetinin ne kadar kahramanca mücadele ettiğini gördüm" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara'da İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile ortak basın açıklamasından satır başları şöyle:
Çavuşoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Maalesef bugün Suriye’de ateşkesi ihlal eden bir rejim ve destekçileri var. Halep’te sivilleri bombalayan, klor gazı kullanan zalim bir Esad rejimi var. İngiltere’nin özellikle PKK politikasından memnunuz. Desteğini net bir şekilde görüyoruz. Bundan sonraki süreçte de bu desteği net bir şekilde artarak devam etmesi en büyük arzumuz.
"Belçika'nın çiftte standartı..."
"Türkiye’de PKK, Kürt vatandaşları temsil etmiyor. Suriye ve Irak’ta da PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG Kürt kardeşlerimizi temsil etmiyor. Bugün bunu konuştuk. Özellikle YPG ve PKK’nın Avrupa’daki faaliyetlerine izin veren, başta Belçika, bazı Avrupa ülkelerini kınadığımızı bir kez daha belirtmek isterim. Dün akşam çalışma yemeğinde bölgesel konular dahil birçok konuyu değerlendirme fırsatı bulduk. Kısa bir süre içinde Türkiye’ye gerçekleştirdiği bu ziyaret için dostum Boris’e teşekkür ediyorum.
"PYD, YPG 8. kongresini Brüksel'de yaptı. Belçika ve bazı AB üyesi ülkelerinin PKK ve PYD'nin faaliyetlerine izin vermesi terör konusunda bunların çifte standardını ortaya koyuyor. Bu sözde kongre, PYD'nin, YPG'nin ve PKK'nın gerçek yüzünü bir kere daha ortaya koydu. Burada da gördüğümüz gibi PKK ve PYD ile YPG'nin hiçbir farkı olmadığını biz zaten söylüyorduk, tüm dostlarımızı ikna etmeye çalışıyorduk. Görmek isteyen herkes bu kongrede PKK, PYD ve YPG'nin aynı olduğunu herkes gördü, görmek istemeyenlere de anlatmaya devam edeceğiz.
"YPG unsurları hala Menbiç'te"
"Rakka, Musul, DAEŞ'in sözde başkenti olan diğer şehirlerde de DAEŞ'in yenilgiye uğratılması gerekiyor. Bu iki ülkede istikrar ve güveni geri getirmek istiyorsak, bu iki ülkenin geleceğini inşa etmek istiyorsak DAEŞ ve diğer örgütlerin temizlenmesi gerekiyor. Boris ile de konuştuk, çok sayıda ülke olmamıza rağmen bugüne kadar sonuç odaklı, kararlı bir stratejimiz olmadı ve hep yanlış adımlar attık. Böyle bir strateji olmadığı için YPG ve PYD'den verim almaya kalkışıldı. Brüksel'deki kongre bunu da ortaya çıkardı. Gerçek gündemlerinin ne olduğunu itiraf ettiler. Suriye'nin geleceği için değil, kendi kantonlarını kurmak için çalıştıklarını itiraf ettiler. Biz bunları kontrol ediyoruz diyenler de ya kendilerini kandırıyorlar ya da bizi kandırmaya çalışıyorlar ama yanılıyorlar. Biz gerçeği görüyoruz.
"Menbiç operasyonu biter bitmez YPG'liler Fırat Nehri'nin gerisine gidecek dedik. YPG unsurları hala Menbiç'te. Tüm yetkililer söz verdi, ya söz geçiremiyorsunuz ya da geri göndermek istemiyorsunuz. 200 YPG'liyi Fırat'ın ötesine gönderemiyorsanız."
Johnson'ın açıklamaları şöyle:
"Türkiye’de olmak çok güzel. Çok sıkı ve verimli bir şekilde çalışıyoruz. Belki de bazılarınız biliyorsunuz, benim atalarım buradan. Büyük amcam, zannediyorum sizin yaptığınız işi yapıyordu. Benim kuzenim de aynı şekilde. Bu bakanlıktaydı. Bu bakanlıkta benim ailemin bir tarihi var. Burada olmak benim için çok güzel.
"Kıbrıs’taki çözüm süreci..."
"Bu kalkışmayla mücadelede, demokrasiyi korumada tamamen arkasındayız. Tabii ki biz şu anda verilen mücadelenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Daha önce ifade edildiği gibi, iki ülkeyi birleştiren çok fazla şey var. Suriye ve diğer bölgesel meselelerle ilgili olarak. Dünyada birçok kişinin olan bitenlerle ilgili olarak, Halep’te çok fazla sorumluluk üstlendiğini biliyoruz. Suriye’deki çatışmanın sonucu dün benim için çok belirgin hale geldi. Gaziantep’e gittim, Türk hükümetinin ne kadar kahramanca mücadele ettiğini gördüm. Oraya çok büyük bir yatırım yapıyorsunuz. Şunu gururla söylüyorum, Birleşik Krallık yardım konusunda çok yavaş davranmadı. 2,3 milyar sterlin gibi bir para verdik. Sayın bakan ortak değerlerimizden bahsetti. Bu gerçekten bizi birleştiren unsurlardan birisi.
"Türkiye gerçekten bizim dünyamızın güvenliği açısından çok merkezi bir özelliğe sahip. Kıbrıs’taki çözüm sürecinden bahsettik ve şu anda her iki taraftan liderlik iyimser bir şekilde ilerlemeye devam ediyorlar. Bütün insani meselelerden, birlikte yapabileceğimiz güzel şeylerden bahsettik. Ekonomik iletişim önemli. Sadece yılda 2,5 milyonun İngiliz’in gelmesinden bahsetmiyoruz, Türk malları da tabii ki bizim ülkemize geliyor. Son 5 yılda ticaret hacmi çok yüksek oranlarda artış gösterdi. Bu sadece bulaşık makinesinden ibaret değil. Mesela, ben çocukken kullandığım ve giydiğim bazı ürünler Türk şirketleri tarafından üretiliyor.
"Bence yeni serbest ticaret anlaşması, son derece önemli. Sizin de haklı bir şekilde söylediğiniz gibi AB’den ayrılma süreci söz konusu olabilir. Sizin de söylediğiniz gibi Avrupa’dan ayrılmayacağız. Türkiye’nin AB içindeki amaçlarının güçlü destekçilerinden olacağız. İki ülke arasındaki ortaklığı da güçlendirmemiz gerekiyor. Size, bütün meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum."
Açıklamaların ardından Johnson gazetecilerin sorularını cevapladı.
Sayın bakan, 4 ay önce Türkiye ile ilgili bir söz söylemiştiniz, özür dileyecek misiniz?
Bu hiçbir şekilde detaylı konuşmalarımızda dile getirilmedi. Son derece faydalı görüşmeler yaptık. Türkiye'de, Ankara'da, İstanbul'da bir araya geldiğim insanlar Birleşik Krallık'ın burada olmasının bir taahhüt olduğunun farkında. Birleşik Krallık aslında Türkiye'nin demokrasinin kurulmasında ne kadar merkezi olduğunun farkında ve aslında şaşırdım, hiçbir şekilde dile getirilmedi bu. Ta ki sen bunu dile getirene kadar.
Siz Türkiye'yi desteklediğinizi söylediniz. Birleşik Krallık Gülen grubuna karşı nasıl somut adımlar atıyor? Belki gerçekten çok büyük finansal desteğe sahipler.
Gülen grubuyla ilgili olarak, şunu net bir şekilde söyleyebilirim aslında Birleşik Krallık'ta yeni karşılaştığımız konulardan birisi. Türkiye'deki arkadaşlarımızdan bu örgütle ilgili bilgi alıyoruz. Böyle bir cemaatin unsurlarıyla ve detaylarıyla ilgili dünyadaki diğer örgütlerden ne gibi bir farkı olduğuna dair bilgi alıyoruz. Son derece gizlice yapılmış bir şeydi ve ciddi bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Gülen örgütünün ülkemizde yaratabileceği sonuçları ciddiye almamız gerekiyor.