Dünya

Independent: Yermuk Mülteci Kampı'nda '50 kişi açlıktan öldü'

Independent gazetesine konuşan ve en son ‘üç gün önce yemek yediğini belirten’ 26 yaşındaki Kais Said, 'İnsanlar artık ot ve kedi, köpek yemeye başladı' diyor

17 Ocak 2014 10:10

Suriye’nin başkenti Şam’a yalnızca birkaç kilometre uzaklıktaki Yermuk Filistin mülteci kampına, yardımların ulaştırılamaması nedeniyle aralarında çocukların da bulunduğu 'en az 50 kişinin öldüğü' bildirildi.

Independent gazetesi baş sayfasına, Yermuk Kampı'ndaki insanlık krizini taşıyor. Gazete manşet haberine, kampta açlıktan ölen küçük bir Filistinli kızın fotoğrafını taşıyor.

Fernande Van Tets imzalı haberde, yaklaşık bir yıldır Suriye rejiminin kuşatması altında olan Yermuk Kampı’ndan çatışmalar nedeniyle 2012 yılı Aralık ayında 160 bin kişinin ayrıldığını ama kampta kalan en az 18 bin kişinin de Suriye ordusunun güvenlik tehdidi nedeniyle yardımların ulaşmasına izin vermediği için hayvan gıdası, tuzlu su ve yapraklarla beslendiği yazıyor.

Habere göre, Yermuk Kampı’nda çocuklarını beslemek için ot toplamaya çıkan kadınların keskin nişancılar tarafından vuruluyor. Ekim ayından bu yana ölenlerin sayısı en az 50.

BBC Türkçe'de yer alan ahbere göre, Independent gazetesine konuşan ve en son ‘üç gün önce yemek yediğini belirten’ 26 yaşındaki Kais Said, “İnsanlar artık ot ve kedi, köpek yemeye başladı” diyor.
Esad yanlısı Filistinli gruplar, kampın uzun süre Suriye ordusunun kuşatması altında kalmasına gerekçe olarak kamp içindeki 2 bin 500 isyancı savaşçıyı gösteriyor.

Kamptaki Filisin Camii’nin imamı Şeyh Muhammed Evu Hayr, düzensiz beslenme sonucu dört kişinin ölümünün ardından Ekim ayında verdiği vaazda, kedi, eşek ve köpek yenmesini söylemişti. 'Filistin için Eylem Grubu’una göre ölenlerin sayısı 50’ye çıktı.

 

'İnsan değil iskeletler yaşıyor'

 

Şam merkezine yalnızca birkaç kilometre uzaklıkta bulunan Yermuk Kampı, 1947 Arap İsrail Savaşı’ndan sonra binlerce Filistinlinin sığınması için 1957 yılında kuruldu. Zamanla işlek bir bölge haline gelen kampın nüfusu, savaştan kaçanların terk etmesiyle azaldı.

AP haber ajansına konuşan 27 yaşındaki Ümmü Hasan, “Yermuk’ta artık insan yaşamıyor, yalnızca sarı derili iskeletler yaşıyor” diyor.
 
“İnsanlar o kadar çaresiz ki, bazılarının ellerindeki kaynaklar tükenmesin diye aile fertlerini sokağa atıyor” diyen Independent gazetesi, 24 yaşındaki aktivist Ebu Muhammed’in şu sözlerini aktarıyor: “Bir baba kızını sokağa attı, bebeği sokakta bulduk… İnsanlar psikolojik olarak hiçbir şey yapamayacaklarını düşünüyorlar.”

Gazete kamp içinde hırsızlığın yaygın olduğunu, özellikle yemek çalındığını yazıyor. Elektrik kesintileri nedeniyle kampta yaşayanlara ulaşmanın da zor olduğunu ifade eden gazete, ısınma sorunu yaşandığını aktaran BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu UNWRA sözcüsü Chris Gunness’in şu sözlerini aktarıyor: “Kampta yaşayanlar, odun ateşi evi sarmasın diye açık alanlara gidip ısınmak için mobilyalarını yakıyorlar. Üç günde aralıklarla yalnızca dört saat musluk suyu verildiği haberleri geliyor.”

 

'Kimyasallarla ölelim daha iyi'

 

Independent, elektrik kesintilerinin kamptaki hastanenin de işleyişini olumsuz etkilediğini ve tıbbı malzeme eksikliği nedeniyle çok sayıda kadının öldüğünü aktarıyor.
 
Açlık ve düzensiz beslenme de çocuklar arasında salgın hastalıklara yol açıyor. Gazetenin haberine göre, Pazartesi günü 10 bin aşı ve 6 bin kişiye yetecek gıda taşıyan UNWRA yardım konvoyu, bölgedeki Suriye güvenlik noktasına sürekli ateş açılması nedeniyle geri dönmek zorunda kalmış.

Suriye rejiminin kontrolündeki kampın kuzeyi daha güvenlik olsa da, ordu güvenlik korkularını gerekçe göstererek yardımın ulaşmasına izin vermemiş. Yardım konvoyu da kilometrelerce uzaklıktaki güney girişini kullanmak zorunda kalmış.Gazete, Cenevre 2 görüşmelerinin ne kadar etkili olabileceğini sorgularken, ABD ve Rusya’nın Paris’te yaptıkları açıklamada anlaşma uyarınca Suriye’ye yardım ulaşmasına izin verilmesinin de gündemde olduğunu aktarıyor.

Fakat Independent, yardımın Yarmuk Kampı’na ulaşabileceğine dair bir işaret olmadığı görüşünde. Gazete yazıyı, aktivis Ebu Muhammed’in şu sözleriyle noktalıyor:

“Neden bizi kimyasallarla öldürmüyorlar? Birkaç dakikada ölürüz. Böyle ölmekten daha iyi…”