Politika

Muharrem İnce: İstanbul'a aday değilim ama girdim mi alırım

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, düzenlediği basın toplantısında, seçimlerde İstanbul'a adaylık talebinin olmadığını ama girerse İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı alacağını iddia etti

27 Şubat 2013 17:53

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İnce, basına yaptığı açıklamada, Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde dile getirdiği "Ben de zenci Türk'üm" lafına cevaben, "Ben de zenci olmak istiyorum" ifadesini kullandı

İnce, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ana muhalefet partisi tarih boyunca imtiyazları elinde toplamak istedi. Kendisi en iyi eğitim imkânlarına sahip olacak ama gecekondudakinin çocuğu okumayacak. Aradan sıyrılıp çıkanlar hep zenci Türk olarak görülmüştür. İşte biz de onlardanız” şeklindeki sözlerini değerlendirdi.

İnce, şöyle konuştu: ''Benim yeni Kültür Bakanı'ndan bir önerim olacak; biraz destek sağlasın, bir film çevirsinler. Filmin adını ben koyayım; 'Dönüşlerin Efendisi'. Bu filmin Oscarı'ını da herhalde Tayyip Erdoğan alacaktır. Bu dönüşten de iki şey anlayabilirsiniz; sözünden dönüş de köşeyi dönüş de anlayabilirsiniz. Her ikisinin de uzmanıdır kendisi zaten. Zenciliğini Meclis'te onun olduğu ortamda tartışacağım. Ben de zenci olmak istiyorum.”

 

'Silivri'deki çay berbattı'

 

Son günlerde ziyaret trafiği başladığına dikkati çeken İnce, kendisinin de BDP'lilerin de milletvekili olduğunu söyledi.

''Abdullah Öcalan hüküm giymiş birisi, hapishanede yatıyor. İlker Başbuğ ise henüz hüküm giymemiş, sanık'' diyen İnce, Silivri'ye Başbuğ'u ziyarete gittiğinde kemeri ve ayakkabılarının çıkarıldığını, telefonuna el konulduğunu, cebindeki bozuk para, çakmak ne varsa alındığını anlattı.

İnce, ''Korkunç bir aramadan, X-Ray cihazından, bütün tedbirler alındıktan sonra Başbuğ ile görüştüm. Abdullah Öcalan ve BDP milletvekilleri bu ülkenin ayrıcalıklı insanları mı? Bunlar Tayyip Erdoğan'ın dostu olduğu için mi bunlara böyle davranılıyor? Altan Tan diyor ki 'isteseydik kayıt cihazıyla içeriye girebilirdik üstümüz aranmadı, ikişer tabak yemek yedik' diyor. Ben Başbuğ ile bir çay içtim, o da bayat, sabahtan kalma, rezalet bir çaydı” diye konuştu.

 

'Siyasi ırkçılık'

 

Dünyanın çeşitli üniversitelerinde, ırklar, kafatasları, genetik üzerine araştırmalar yapıldığını anlatan İnce, ''Antropoloji diye bir bilim var. Buradan alıp ırkçılık yapıyormuş gibi konuşmak tam bir cehalet örneğidir. Bir de siyasal ırkçılık var. Tam da Başbakan'a yakışan... Saygı göstermesi gereken aidiyetleri ayaklar altına almak ırkçılıktır. 'Alevilerin katli vaciptir' diyen Ebu Suud Efendi'ye saygı göstermek ırkçılıktır, ayrımcılıktır. Muhalefet Genel Başkanı'nın soyunu sopunu, ırkını mezhebini, seçim meydanlarında kullanmak ırkçılıktır. Onu sorgulamak ırkçılıktır. Bıyıkçılık esasına göre bürokrat atamak ırkçılıktır, bıyıkçılık esasına göre ihale vermek ırkçılıktır'' dedi.

 

'İstanbul'a girdim mi kazanırım'

 

İnce, bir soru üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için talebinin olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Ben bu yarışta tabandan böyle bir desteği görürsem neden olmasın. Partinin İstanbul'da 200 bin üyesi var. Ama bunu sağlamanın yollarından birisi; bu üyelerle ön seçim yapmaktır. Bütün üyeleri harekete geçirmektir. Bu yollardan sadece birisidir, olmazsa olmazı demiyorum. Bu denenirse örgüt harekete geçer, İstanbul'u alırız diye düşünüyorum. Böyle bir konuda zamanı gelince konuşurum. Bir talebim yok, görev verilirse yaparım tabii ki. Ben iddialı adamımdır, girdim mi kazanırım.''