Ayşe Sayın
İmralı Heyeti, PKK lideri Abdullah Öcalan'la yaptığı ikinci görüşme sonrası, "Öcalan'ın sürece ilişkin çalışmalarını sürdürdüğüne" ilişkin kısa bir açıklama ile yetindi.
Heyetin başlangıçta, daha kapsamlı bir açıklama yapmayı planladığı, ancak Kartalkaya'daki yangın sonrası yas ilan edilen bir ortamda kısa açıklamayı tercih ettiği öğrenildi.
Önümüzdeki günlerde hem heyet üyelerinin hem de DEM Parti yöneticilerinin, daha kapsamlı bir açıklama yapması beklenirken BBC Türkçe, ikinci görüşmenin ayrıntılarına ulaştı.
Parti kaynaklarına göre Öcalan "Kişisel olarak nerede olduğumun önemi yok. Ama sürecin nihayete ermesi öngörülüyorsa tecrit kalkmalı" diyor.
Öcalan'ın silah bırakma çağrısı yapıp yapmayacağının bir sonraki görüşmede netleşebileceği ifade edilirken, İmralı'ya giden DEM Parti heyetinin de genişleyebileceği belirtildi.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Van Milletvekili Pervin Buldan'dan oluşan heyet, 22 Ocak'ta PKK lideri Abdullah Öcalan'la ikinci görüşmeyi gerçekleştirdi.
Parti kaynaklarının verdiği bilgiye göre Buldan ve Önder, Öcalan'a iktidar partisi ve süreci başlatan MHP ile yürütülen görüşmeler, muhalefet partileri, parti bileşenleri, sivil toplum ve tutuklu siyasetçilerin, eleştiri, önerilerine ilişkin kapsamlı bilgi sundu.
Ayrıca PKK ve KCK yöneticilerinin basına yansıyan açıklamaların ne anlama geldiğine ilişkin aktarım yaptılar.
Başta DEM Parti olmak üzere partinin paydaşları ve bileşenlerinin, sürecin sağlıklı yürümesi için "tecritin kaldırılması" yönündeki görüşleri ilettiler.
'Kişisel olarak nerede olduğumun önemi yok ama süreç için tecrit kalkmalı'
DEM Parti kaynakları, bu sürecin yürütülmesi ve sonuç alınabilmesi için Öcalan'a "tecrit"in kaldırılmasının, tüm paydaşlarının talebi olduğunu vurguladı.
Görüşmede tecrit konusunun da konuşulduğunu anlatan bir parti yöneticisi, şu bilgileri paylaştı:
"Öcalan, 'Bu sürecin selameti ve nihayete erdirilmesi açısından koşulların iyileştirilmesi gerekli. İlgili mekanizmalara sirayet edebilmesi açısında da gerekli ve önemli.
"'Kişisel olarak nerede olduğumun önemi yok. Ama sürecin nihayete ermesi öngörülüyorsa tecrit kalkmalı' diyor."
'Bu tartışma, benimle iktidar arasında değil, demokratik ülkede yaşama tartışması'
Öcalan, İmralı heyetinin yaptığı görüşmelerde, sürece destek veren siyasi partilere teşekkür etti ve selamını iletti.
Öcalan'ın birinci çözüm sürecinden daha umutlu olduğunu aktaran parti kaynakları "Öcalan bu defa bu tarihi fırsatı ıskalamamak gerektiğini söylüyor" değerlendirmesi yaptı.
Bu süreçle ilgili zeminin TBMM olduğunu bir kez daha vurguladığı belirtilen Öcalan'ın, "Bu tartışma benimle iktidar arasındaki bir tartışma değil. Bu tartışma Türkiye'deki tüm toplumsal kesimlerin demokratik bir ülkede yaşama tartışmasıdır, demokratik anayasa ile yaşama tartışmasıdır" mesajı verdiği öğrenildi.
Parti kaynaklarının anlatımına göre Öcalan, sürecin yürütülmesinin yasal güvence altına alınması gerektiğini vurguladı ve konudaki önerilerini de anlattı.
Görüşmede ayrıca, Orta Doğu ve özellikle Suriye'deki Kürtlerin durumu ve statüsü konusunda da Öcalan'ın ayrıntılı değerlendirme yaptığı ifade edildi.
Öcalan, koşulsuz silah bırakma çağrısı yapacak mı?
Öcalan'ın silah bırakma çağrısı yapıp yapmayacağının bir sonraki görüşmede netleşebileceği ifade ediliyor.
İmralı görüşmelerinin ana gündeminin "şiddet ve çatışmanın tamamen gündemden çıkması" olduğunu belirten DEM Parti kaynakları, bunun bir sonuç olduğunu, ancak şiddete neden olan gerekçelerin de yasal ve anayasal olarak ortadan kaldırılması gerektiğine işaret etti.
Medyada bazı kesimlerin "Silah bırakma çağrısı yapılacak mı, PKK feshedilecek mi?" üzerinden tartışma yürüttüğüne dikkat çeken parti kaynakları şu değerlendirmeyi yaptı:
"Mesela Öcalan Türkiye'nin darbe mekaniğinden, demokratik olmayan anayasa zemininden, şiddet yöntemlerini, güvenlikçi yöntemleri bir çözüm olarak ele almaktan vazgeçmesi gerektiğini ortaya koyuyor. 'Sonuç ortadan kaldırılırken, sebebin de ortadan kaldırılması gerekir'den kasıt bu.
"Öcalan'ın yapmaya çalıştığı tarihsel bir çözüm yaratmak, bir çözüm perspektifi oluşturmak. Tarihsel olarak Suriye'nin de Türkiye'nin de İran'ın da Irak'ın da dinleneceği ve emperyalist müdahalelere de küresel güçlere de kapıyı kapatan bir model oluşturmaya çalışıyor."
15 Şubat'ta açıklama gelebilir mi?
Sürece dair belirlenmiş bir takvim olmadığını ama sürecin sağlıklı ilerlemesi halinde Öcalan'ın örgütüne ve kendisine bağlı olan bütün çevrelere mesaj ileteceğini kaydeden DEM Partili kaynaklar, bunun yönteminin ne olacağının daha sonra belirleneceğini söylüyor.
Partililerin anlatımına göre, 2013'deki gibi Öcalan'ın mesajlarının kamuoyuyla paylaşılması yerine doğrudan örgütle iletişim kurarak mesajlarını iletmesi planlanıyor.
Siyasi kulislerde Öcalan'ın, yakalanıp Türkiye'ye getirilişinin yıl dönümü olan 15 Şubat'ta silah bırakma çağrısı yapacağı konuşuluyor.
Ancak parti kaynakları, üçüncü görüşmenin takviminin henüz netleşmediğini ifade etti.
Ayrıca Öcalan'ın talebine göre İmralı heyetinin üçüncü görüşmede genişleyebileceğini ifade ettiler.
Abdullah Öcalan'ın devam eden çalışmalarını İmralı Cezaevi'nde hükümlü olarak bulunan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş ile birlikte yürüttüğü belirtildi.