Uluslararası Para Fonu (IMF) yayınladığı ekonomik görünüm raporunda Türkiye ekonomisine dair beklentilerini revize etti. Türkiye için Ekim ayında yüzde 3,5 olarak duyurduğu 2014 büyüme tahminin yüzde 2,3’e indirdi.
Raporda küresel ekonomik gelişmelerin yanı sıra iç piyasada özel tüketimin yavaşlaması, Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve artan faizden kaynaklı risklerin Türkiye’deki ekonomik büyümeyi zayıflatabileceğini ifadeleri yer aldı. Finansal piyasalardaki volatilitenin sermaye girişlerini azaltmasına sebep olabileceğini vurgusu da yapıldı.
IMF, 2014 yılında küresel ekonomik iyileşmenin gelişmiş piyasalar öncülüğünde gerçekleşeceğini, gelişmekte olan piyasaların ise sınırlı bir yükselme göstereceğini söyledi.
Türkiye’de enflasyonun 2014 yılında yüzde 7,8, 2015’te ise yüzde 6,5 olmasını öngören IMF, işsizlik ile ilgili tahminlerini de yukarı yönlü revize ederek yüzde 9,5’tan yüzde 10,2’ye çıkardı. Bu oranı 2015 için de yüzde 10,6 olarak belirledi.
Raporda cari açığın GSYH’ya oranın 2014’te yüzde 6,3 olarak öngörülürken, bu oranın 2015’te yüzde 6’ya gerilemesinin beklendiği ifade edildi.
ABD hızlı toparlanacak
ABD’de yılın ilk yarısında yaşanan olumsuz hava koşullarına bağlı kötü etkilenen istihdam verilerine atıfta bulunan IMF, ülkenin yılında ikinci yarısında güçlü iç talep ve artan ihracat ile hızlı bir toparlanma yaşamasını öngördüğünü belirtti.
Avrupa'da düşük enflasyon riski
Geçtiğimiz günlerde IMF Başkanı Christian Lagarde’ın Avrupa’daki uzun süreli düşük enflasyon risklerine dikkat çekmesinin ardından, yeni yayımlanan raporda da bu konuya atıfta bulunuldu. Raporda Euro bölgesinin 2014’te yüzde 1,2, 2015 ise yüzde 1,5 büyümesinin beklendiği ifade edildi.
Raporda düşük enflasyon, yüksek işsizlik, düşük yatırım gibi faktörlerin de Avrupa’da büyümenin önünde engel teşkil ettiğine yer verildi.
Küresel riskler
Avrupa’nın doğusunda yaşanan Rusya-Ukrayna geriliminin de hem jeopolitik hem finansal riskler yarattığını vurgulayan rapor, finans piyasalarının olası olumsuz gelişmelerden etkilenebileceğini söyledi.
Raporda, gelişmekte olan ekonomilerin büyümesinin, 2013’ün ikinci yarısında yaşanan sermaye çıkışları sebebiyle yavaşladığına da vurgu yapıldı.