Haftasonu Türkiye konsiltasyon raporunu yayınlayan IMF, hükümete enflasyonu düşürmek için faiz artırımı önerdi.
Hafta sonunda IMF’nin Türkiye konsültasyon raporu yayınlandı. Buna göre IMF direktörleri yani IMF memurları; 2014 yılı başında uygulamaya konulan sıkı para politikasının pozitif reel faizler artırılarak enflasyona odaklanmasını istiyor.
Peki, bu öneri doğru mu?
Süleyman Yaşar’ın Taraf’taki haberi şöyle:
Hemen cevaplayalım doğru değil. Çünkü IMF’nin istediğiyle hükümet 2014 başında enflasyonu düşürmek için kredi talebini azaltan tedbirler aldı. Bildiğiniz gibi taksit sayısını azalttı, tüketici kredilerini kısıtladı. Ama enflasyon azalacağına arttı. Çünkü 2013 sonunda yüzde 7 düzeyinde olan enflasyon oranı yüzde 9’a yükseldi.
Yine işsizlik oranı 2013 sonunda yüzde 9 düzeyindeydi şimdi yüzde 10’un üzerine yükseldi. Yani IMF’nin önerdiği sıkı para politikası enflasyonu ve işsizliği çoğalttı.
İşte şimdi yine aynı IMF memurları bu defa pozitif reel faizleri artırarak enflasyonu düşürün diyor. Güya bu öneriyi iç tasarrufları artırmak için yapıyor. Ama açık bir ekonomide bu öneri tasarrufları artıracağına azaltıyor. Dış kaynak ihtiyacını azaltacağına çoğaltıyor. Çünkü bu IMF memurunun önerisi dinlenirse bu defa Türk parası değerleneceği için tüketim artıyor. Oysa yapılması gereken iç ve dış reel faiz hadlerini biri birine eşitlemek. Böylece kurların serbest dalgalanmasını sağlayarak dış dengeyi oluşturmak. Ama maalesef IMF bunu bir türlü yaptırmıyor bu ülkeye.
Finansçı olmak için beyaz ve erkek olmak gerekiyor
Finans sektöründe özellikle yatırım fonlarında çalışanların hemen tümü beyaz ve erkek elemanlardan oluşuyor. Hatta gazetelerin finans sayfalarını da beyaz erkekler yönetiyorlar ve köşe yazarlığı yapıyorlar.
Yine bu beyaz erkeklerin hemen hepsi aynı eğitimden geçiyorlar. Dolayısıyla yatırımların yönlendirilmesinde hep aynı modelleri kullanıyorlar. Böylece alternatif kazançlar yaratacak alternatif modeller ortaya çıkamıyor. İşte bu nedenle Financial Times‘ın kendisi de beyaz erkek olan köşe yazarı John Authers artık bu yapının değişmesi gerektiğini, finansal yatırım çevresinin beyaz erkek kulübü olmaktan çıkması gerektiğini söylüyor. Ve daha az beyaz erkeğin olduğu bir finansal yatırım endüstrisinden herkesin daha fazla fayda sağlayabileceğini ileri sürüyor.