Yerel seçimler döneminde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kampanya direktörlüğünü yapan, yazar ve siyasi danışman Necati Özkan, İmamoğlu'nun yargılandığı "YSK'ya hakaret" davasını değerlendirdi.
İktidarın bu dava ile 3 hedefi olduğunu söyleyen Özkan, Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı yazısında şunları kaydetti:
"Öncelikli olarak bu davayla, 'Zorbalık Siyaseti', 31 Mart 2019’dan bu yana asli hedef seçtiği Ekrem İmamoğlu’nu bertaraf etmeyi amaçlıyor. Böylelikle AKP’ye karşı tam üç kez seçim kazanmış İmamoğlu’nun oyun dışı kalması sağlanacak.
İkinci olarak bu dava sonucunda, İBB Meclisi’ndeki Cumhur İttifakı çoğunluğuyla İBB’ye kayyum atanacak ve böylece yaklaşan seçimlere İBB’nin ekonomik imkânlarıyla gidilecek. İstanbul’da denetimsiz ve kontrolsüz yağmalama için “İsraf Düzeni” yeniden yetki elde edecek.
Üçüncü olarak bu davayla, ekonomik gündem unutturuluyor. Oysa ülke artık yönetilemiyor. Türkiye’nin çok önemli ekonomik ve idari sorunları var. Tarihimizin en ağır yıkımından geçiyoruz. Derin bir yoksullaşma, işsizlik ve belirsizlik yaşıyoruz. Bu tür suni gündemlerle esas sorunlar örtülüyor; sanki iktidar bileşenleri psikolojik üstünlüğe sahipmiş gibi hakikat ötesi bir algı pompalanıyor."
Yazının tamamı için tıklayın.
TIKLAYIN - Savcı, hapis ve siyasi yasak istedi; İmamoğlu'nun "YSK üyelerine hakaret" davası ertelendi
Ne olmuştu?
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 30 Ekim 2019 tarihinde Fransa'nın Strasburg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak katılmıştı.
İmamoğlu bu kongrede yapmış olduğu konuşmada; seçim sürecinde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız bir şekilde kullanıldığını, seçim süresince toplumu bölen ve kutuplaştıran dil kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan eylem ve uygulamalarını, devletin haber ajansı olan Anadolu Ajansının seçim sonuçlarını manipüle etmek istediğini söylemişti.
İmamoğlu iktidarın 31 Mart seçimini yönetmekle yetkili olan Yüksek Seçim Kurulu kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini savunmuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019 tarihinde bir açıklama yaparak kongrede yapmış olduğu konuşmasından dolayı İmamoğlu için "Avrupa Parlamentosu'na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar bedava değil" demişti.
İmamoğlu aynı gün (4 Kasım 2019) Soylu’nun bu sözlerinin hatırlatılması üzerine basın mensuplarına yaptığı açıklamada "31 Mart'ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa' da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın" ifadelerini kullanmıştı.
Bunun üzerine Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı tarafından 15/11/2019 tarihli ihbar üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış, ardından dava açılmıştı.
İddianamede, İmamoğlu'nun o dönem YSK Başkanı olan Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçunu işlediği belirtilerek, 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Hakaret suçunu işlediği yönünde karar çıkması ve hapis cezası verilmesi durumunda İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale gelmesi söz konusu olacak.