İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avcılar ve Küçükçekmece’de kütüphane, zemin altı otopark ile meydan açılışları yaptı. İmamoğlu “Bizi eleştiren akıl, toplantılar yapıyor, bu 3 yıla dair birtakım olumsuz cümleler kurmaya çalışıyor. Toplantılarının adını, ‘Bin kayıp gün’ olarak tariflediklerini duyuyorum sağdan soldan. Evet bu 3 yıl, bu yaklaşık 1000 gün, o toplantıyı düzenleyen arkadaşlar başta olmak üzere, onlara yakın olan bir avuç insan için büyük bir kayıp dönemidir. Çünkü o aklın, o zihniyetin, o bir avuç insanın kişisel menfaatlerinin yakın çemberleri içerisinde olan kurum ya da kişilerin çıkarlarının değil, 16 milyon insanımızın çıkarlarının gözetildiği hizmetleri yapmaya keyifle devam ediyoruz” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, '150 Günde 150 Proje' maratonu kapsamında; Avcılar Firuzköy’de “Sabahattin Eyüboğlu Kütüphanesi”nin, Küçükçekmece Cennet Mahallesi’nde de “Attila İlhan Kütüphanesi” ile 421 araçlık zemin altı otopark ve eski dönemden kalan projesi kamu lehine revize edilip tamamlanan Cennet Meydanı’nın açılış törenlerine katıldı.
"İstanbul'da büyük bir değişimi var eden bir süreci yürütüyoruz"
İmamoğlu'nun yapımı tamamlanan tesislerin açılışları dolayısıyla düzenlenen törenlerde satır başlarıyla şunları söyledi:
"metroBu tür hizmetleri sunuyor olmanın büyük bir gururunu yaşıyorum. Yaptığımız işlerle, açılışlar yaparak hizmet kervanında vites yükseltiyoruz diyebilirim. Yaptığımız bu atılımların, adımların çok kalıcı, gerçekçi, ihtiyaca dokunan ve özellikle ifade edeyim ki; ilçe belediye başkanlarımızın da katkılarıyla, İstanbul'da büyük bir değişimi var eden bir süreci yürütüyoruz.
Bu şehirde çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceği adına; en doğru, en sağlıklı, en can alıcı, en nokta atışı hizmetin ‘yerindenlik’ kavramına karşılık gelen süreçleri, bugün ve yarınlarda ortaya koymak zorundayız. Bu bağlamda bakın ne diyoruz? Kreş. 150 sayısına gidiyoruz. Anlamı ne? Senede 20 bin çocuğa kreş eğitimi vermek. Ne diyoruz? Kütüphane. 50’ye çıkmak. Bu ne demek? En az 700-800 bin kitabı İstanbul'un çevresine yaymak, aynı zamanda oraları bir kültür merkezine dönüştürmek, buluşmak, yazarlarla, şairlerle, düşünürlerle, entelektüellerle çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınları, yetişkinleri bilgiyle donatmak. Başka ne sorunu var şehrin? Genel Başkanımız çok yerde dile getirmiştir. Gerçekten bu kentin yüzleşmesi gereken bağımlılıkla mücadele konusu vardır. Fazlasıyla açacağız. Bu dönemin en büyük ihtiyaçları; psikolojik danışma merkezi. Dün yine açılışta hanımefendiler, kucağında çocuklar Sultanbeyli'de, ‘Başkanım ne olur daha çok psikolojik danışma merkezi açın’ diyorlar. Yani bu şehrin daha yeni göç etmiş, burada yaşayan 3-5 yıllık hemşerilerimiz bu ihtiyacın farkındaysa, bizim buna karşılık vermemiz lazım. Açacağız. Neye ihtiyaç var? Gençlerimiz lise, üniversite hatta en düşük ücretle çalışan emekçilerimizin beslenme ihtiyacı var. Kent Lokantaları. Açacağız. En az 10 taneyi eylül ayına hazır edeceğiz.
"Yaptığımız yatırımla, geleceğimizi de sağlama almış oluyoruz"
İnsanların ihtiyaçlarını karşılayıcı farklı adımlar atmak zorundayız. İçine çocukları, gençleri çekecek ve hayatlarını değiştirecek adımlar bunlar. O manada burası standart bir kütüphane değil. Açtığımız diğer kütüphaneler de öyle. Burada aslında vizyonumuzu yansıtan bir çağdaş kültür merkezi vizyonu da var. Burada sadece 10 bin kitap, 15 bin kitap söz konusu değil. Bir anda yüz binlerce kaynağımıza ulaşıma, erişme imkânı verilen bir merkez. Sayıları 50'yi, 60'ı bulduğunu düşünün ve her daim bu tür yerlerde, her hafta, onlarca etkinliğin olduğunu düşünün. Oradaki değişimi, varın siz hesap edin. O değişim aslında akılla, bilimle yapılan bir yolculuk değişimi. O değişim neyi verir bize, biliyor musunuz? Bugün dünyada birçok ülke, emperyalizmin hala derin baskısı altında. Kendi vizyonunu, kendi aklını, kendi birikimini en sağlıklı bir şekilde hayata geçiremeyen, ayakları yere sağlam basamayan, aldatılan ve aldatan yöneticilerin var olduğu birçok ülke ve memleket, ne yazık ki geleceğe dair umutsuzluğa ve ekonomik çöküntüye, siyasi yozlaşmaya ve aynı zamanda hiçbir stratejik aklıyla yakın çevresine fayda veremeyen ülkelere, devletlere dönüşüyor. Halbuki biz, işte akılla, bilimle yaptığımız bir yolculukta, bugün çocuklarımıza yaptığımız yatırımla aslında geleceğimizi de sağlama almış oluyoruz.
"Gençlerini mutlu edemeyen toplumlar, geleceğe de umutla bakamazlar"
Geçmiş dönemde kötü bir stratejik süreç yönetildi. Bu nedenle vatandaşa hizmet sunacak kamusal alan bulmakta zorluk çekiyoruz. Bu nedenle kamulaştırma ya da kiralama yöntemlerine başvuruyoruz. Parayla ölçülemeyecek bir hizmeti vatandaşlarımıza sunmanın keyfini, gururunu yaşıyoruz. Yürüdüğümüz bu yolculuğa işte ben, gelecekte asla aldanmayan, asla yanlışlara boyun eğmeyen, fikri hür, vicdanı hür nesillerin yetiştiği bir İstanbul'un, Türkiye'ye ne kadar iyi geleceğini bugünden hissedebiliyorum, görebiliyorum. 3 yıl önce, ‘Kültürün, sanatın, kitabın ulaşmadığı ilçe kalmayacak’ demiştik. Yaptığımız hizmet, bunun tam bir karşılığı. Bu şehrin eşit, onurlu insanlarının hizmete de aynı şekilde eşit bir biçimde yakın olmaları ve faydalanmaları lazım. İnsanlarımıza adil fırsatlar yaratmak için yatırımlar yapıyoruz. Çocukların ve gençlerin geleceğini, umutlarını artırmak için yatırım yapıyoruz. Burada, ‘Benim için bu şehirde bana hangi hizmet gerekiyorsa onu sunmak için büyük gayret gösteren. Büyükşehir Belediyemiz var ya da belediyelerimiz var’ diyebilsin vatandaşlarımız diye, özenle hizmetler sunuyoruz. Gençlerini mutlu edemeyen toplumlar, geleceğe de umutla bakamazlar.
"Küçükçekmece, metro hatlarının merkezinde olacak"
Her ilçeye bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Biz, yatırımcı bir belediyeyiz. Çok yol aldığımız ve önümüzdeki senenin önemli açılışlarından birisi olacak olan, Ataköy-İkitelli hattımız, yine Küçükçekmece sınırlarından geçen önemli bir metro hattımız. Kirazlı-Halkalı metromuzun -ki şu anda ne yazık ki Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle fesih hakkı verildiğinden dolayı, müteahhitin tek taraflı feshettiği bir hattımız- hızlıca ihalesini yapıyoruz. Bu da Küçükçekmece'den geçiyor. Yine sıfırdan başladığınız Mahmutbey-Esenyurt hattımız, yine Küçükçekmece'nin içinden geçen ve belki de İstanbul'un batısına, bu akstan itibaren bağlanacak olan ilk metroyu hızlı bir biçimde yapıyoruz. Bugün şantiyelerinden birisini ziyaret edeceğim. Tasarımını bitirdiğimiz, finansmanı noktasında ön protokol imzaladığımız Beylikdüzü-Sefaköy metromuz, yine İstanbul'un batısına, denize yakın, E-5’e paralel önemli bir metro hattımız. Bugün İstanbul'da 10 metroyu birden yapan bir şehiriz. 10 bini aşkın çalışanımızın yer altında ürettiği metroların büyük bir kısmının Küçükçekmece'ye de hizmet ettiğini buradan sizinle paylaşmak istedim.
"Sosyal demokrat belediyecilik anlayışımız gereği, şehrin altyapısına da önem veriyoruz"
Sosyal demokrat belediyecilik anlayışımız gereği, şehrin altyapısına da ayrı bir önem veriyoruz. İhmal edilmiş altyapılar, özellikle İSKİ yatırımlarımız, özellikle atık su ve özellikle temiz su veya özellikle yağmur suyu yatırımlarımızla, 100’e yakın noktada, İstanbul'umuzun hak etmediği görüntülerden, su baskınlarından, sellerin zarar vermesi ihtimalinden kurtulduğu bir dönemi de İstanbul'un her ilçesinde olduğu gibi, Küçükçekmece'de de yaptığımız hizmetlerle ortaya koyduk. İstanbul'u sadece bu anlamda desteklemiyoruz. Aynı zamanda ekonomik, toplumsal, çevresel risk tehditlerine karşı da hem yeşil alanları güçlendirerek hem atık yönetimini en güçlü hale getirip, atıktan enerji üreten bir şehir haline getirerek, çok ciddi bir iş sürecini, imalat sürecini ortaya koyuyoruz. Üç yılda yaptığımız işlerin ne kadar önemli olduğunu, bizi çekiştirmeye çalışan aklın, bu üç yılda yaptıklarımızı 25 yıllarıyla kıyaslamasını da bir örnek olarak paylaşmak isterim. Yaptığımız yatırımları, kullandığımız bütçeleri en verimli şekliyle vatandaşımıza buluşturmamızın, 3 yılda başardıklarımızın altında yatan en önemli unsur; bir avuç insana aktarmadığınızda, israftan kaçındığınızda, vatandaşınızın ihtiyaçlarına odaklı davrandığınızda, bu belli kurumların ve kişilerin çıkar sağladıkları ortamlardan uzak durduğunuzda, ne denli başarılı ve güçlü işler yapabileceğinizi de 3 yılda hem İstanbul’umuza hem ülkemize kanıtlamış olduk.
"Bir avuç insanın değil; 16 milyonun çıkarlarının gözetildiği hizmetlere devam ediyoruz"
Şimdi bizi eleştiren akıl, toplantılar yapıyor, bu 3 yıla dair birtakım olumsuz cümleler kurmaya çalışıyor. Toplantılarının adını, ‘Bin kayıp gün’ olarak tariflediklerini duyuyorum sağdan soldan. Evet bu 3 yıl, bu yaklaşık 1000 gün, o toplantıyı düzenleyen arkadaşlar başta olmak üzere, onlara yakın olan bir avuç insan için büyük bir kayıp dönemidir. Çünkü o aklın, o zihniyetin, o bir avuç insanın kişisel menfaatlerinin yakın çemberleri içerisinde olan kurum ya da kişilerin çıkarlarının değil, 16 milyon insanımızın çıkarlarının gözetildiği hizmetleri yapmaya keyifle devam ediyoruz. İstanbul'u adil, İstanbul'u yeşil, İstanbul'u mutlu, yaratıcı, üretken bir şehir haline getirme konusunda büyük bir çalışma yürütüyoruz. İşte bu büyük dönüşüm, sizlerin de katkılarıyla, bugün 150 günde yapacağımız 150 açılış, -belki 200’ü bulacak- daha sonrasında 2023’te, dönemimiz bitene kadar hızla devam edecek. Hiç hızımızı düşürmeyeceğiz. Hiç enerjimizi düşürmeyeceğiz. Artan sevginize, artan beklentilerinize cevap verme konusunda kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz.”
"Dünyada 'Cennet Meydanı' açılışı yaptı diye takılırlar bize” diyen İmamoğlu, "Ama Yaradan, bize o kadar güzel bir dünya ve o kadar güzel bir memleket hediye etti ki, bu cennet vatanın her köşesini, yaşayan her insanını, Cennet’te yaşarmış gibi, mutluymuş gibi bir hale getirme konusunda sorumluluk sahibiyiz. Elbette bu noktada yapacağımız hizmetin, aynı zamanda Hakk'a hizmet olduğunu da bilen insanlarız” dedi.(ANKA)