Bulgaristan'ın Harmanlı'daki en büyük mülteci kampı Türkiye sınırına 60 km. mesafede bulunuyor. 37 yaşındaki Suriyeli Raşid Allawi de iki yıl önce bu kampa sığınmış. Allawi iyi eğitim almış, İngilizce biliyor ve Şam'da turistlere rehberlik yapmış. 2013 yılında savaştan kaçarak Türkiye'ye gitmiş. Avrupa'ya geçebilmek için insan kaçakçılarıyla 500 Euro'ya anlaşmış. Ancak ödediği para sadece Bulgaristan'a gitmesine yetmiş.
Raşid Allawi siyasi mülteci statüsü almış ve şimdi Stara Zagora'da yaşıyor. Harmanlı kampına giderek Bulgar Kızılhaç'ı hesabına dil ve kültür elçiliği yapıyor. Ayda 500 Euro maaşla çalışıyor. Bulgaristan'daki ortalama 250 Euro'luk aylık ücretle kıyaslandığında durumu fena sayılmaz.
Önemli olan, Bulgaristan'dan uzaklaşmak
Bulgaristan'da Raşid Allawi gibi ‘örnek' mülteciye pek rastlanmıyor. Balkan rotasının kapanmasından sonra Bulgaristan mültecilerin Avrupa'sı olmuş. Ama çoğu bu ülkede kalmak istemiyor. Fırsat bulan Bulgaristan'dan ayrılıyor. 2016 başından bu yana Bulgaristan'a gelen 4 bin 500 siyasi mülteci adayından sadece 700'ü burada kalmış. Yabancı düşmanı grupların eylemleri Bulgaristan'ın imajını sarsmış. Bir Afgan sınırı geçmeye çalışırken vurularak öldürülmüştü. Göçmenler hayal ettikleri ‘Avrupa sosyal devletinin' Bulgaristan'da değil Batı Avrupa'da olduğunu biliyorlar.
Harmanlı mülteci kampının müdürü Jordan Malinov “Göçmenler Almanya, Danimarka ya da İsveç'te sosyal yardım alacaklarını biliyorlar. Burada ancak barınabiliyor ve karınlarını doyuruyorlar” diyor. Mültecilere ödenen 33 Euro harçlık da geçen yıl kaldırılmıştı.
Ver elini Almanya
28 yaşındaki Suriyeli Uarda Hossein de ‘Almanya'da her şeyin daha iyi olduğunu' söylüyor. Sekizinci çocuğunu bekleyen Hossein ailesiyle birlikte Harmanlı'da kalıyor. Türkiye'den Almanya'ya gidebilmek için simsara 9 bin Euro ödemişler. Bulgaristan'da ilerlerken sağanak halindeki yağmura yakalandıklarını, ormanlık bir yerden geçerken ikinci bir araçla Sırbistan'a götürülecekleri söylenerek arabadan indirildiklerini anlatıyor. Tabii gelen giden olmamış ve dokuz kişilik aile Sofya'ya varmadan polis tarafından Harmanlı'ya getirilmiş.
Daha sonra Hosseinler'e siyasi mülteci statüsü ve Bulgar pasaportu verilmiş. Aslında bu pasaportla Avrupa Birliği'nde istedikleri yere gitmeleri mümkün. Almanya hayalini silmemişler. Üç ay zarfında iş bulabildikleri takdirde yeni izin belgeleriyle Almanya'da kalabileceklerini söylüyorlar. Ama bilet alacak paraları yok. Frankfurt'taki akrabaları para gönderirse hayalleri gerçek olacak ve uçağa atlayıp ‘ver elini Almanya' diyecekler.
Sosyal güvenlik susamışlığı
Jordan Manilov mültecilerin büyük çoğunluğunun Harmanlı'da bir hafta kaldığını ve parası olanın insan kaçakçılarına koştuğunu anlatıyor. Kamp müdürü mültecilerin gece karanlığında bir daha dönmemek üzere kampı terk ettiklerini belirtiyor ve bir anısını şöyle anlatıyor: “Çocuğu tekerlekli sandalyede oturan Suriyeli bir aile vardı. Dört kere Almanya'ya kaçmaya çalıştılar ama her defasında Sırp polisine yakalanıp kampa iade edildiler. Beşinci kaçıştan sonra dönmediler. Kim bilir, belki Sırplar acıyıp sınırı geçmelerine izin vermiştir.”
Malinov, Avrupa Birliği'nin mülteci kabul etme ve mali destek standartları uyumlaştırılmadığı takdirde göçmenlerin zengin ülkeleri tercih edeceklerini söylüyor. Harmanlı kampının müdürü göçmen profilinin zamanla değiştiğini, 2013 ve 2014 yıllarında sadece sığınacak yer arayan Allawi gibi eğitimli kişilerin geldiğini ama artık IŞİD'den kaçtığını söyleyen Iraklı ve Afganların ülkeye akın ettiklerini anlatıyor. Malinov bu gençlerin yüzde 90'ının kimlik belgesi taşımadığını ve çalışmaya da niyetli olmadıklarını belirtiyor.
Bulgaristan'da kalmak istemiyorlar
Harmanlı'da en az üç ay kalanlara iş teklif ediliyor. Sosyal danışman Svetlana Karagjozova adının açıklanmasını istemeyen 23 yaşındaki Iraklı'ya, aşçılık ya da fırıncılık yaptığı takdirde ayda 450 Euro kazanacağını anlatıyor. Genç, ‘bilmem' diye cevap veriyor. Sosyal danışman şimdiye kadar tek bir mültecinin dahi iş kabul etmediğini ve hepsinin amacının Almanya'ya gitmek olduğunu söylüyor.
2015 sonbaharında Başbakan Angela Merkel Almanya'nın kapılarının mültecilere açık olduğunu söylediğinde Harmanlı'da ayaklanma çıkmış ve mülteci adayları yollarına devam edebilmek için barındıkları konteynerlerin camlarını kırmışlar.
‘Mültecilere hasret kaldık'
Harmanlı'daki mültecilerin sayısı altı ayda 2 bin'den 130'a düşmüş. Haftada bir ya da iki mülteci adayının kaydı yapılıyormuş. Mesai arkadaşları gibi sosyal danışman Karagjozova da işini kaybetmekten korkuyor.
Kentteki küçük esnaf da mültecilere hasret kalmış. Onlar sayesinde bol para kazanmışlar. Şimdi işler durmuş. İnsan kaçakçıları da sıkıntıya düşmüşler. Sosyal danışman Karagjozova gelirlerin düşük olmasına rağmen Harmanlı'da evini tamir ettiren ya da yeni otomobil alanların arttığını, ve bu parayı nerede bulduklarını da herkesin bildiğini söylüyor.
Sonradan gelen mülteci adayları Batı Avrupa'ya geçmenin yollarını ararken Raşid Allawi Bulgaristan'da kalmaya karar vermiş. Avrupa Birliği'nin en fakir ülkesinde kalmış olması onun için fark etmiyor. “Bu ülkeyi seviyorum ve Almanya'ya gitmek de istemiyorum”, diyor. Allawi sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bulgarlarla Suriyeliler kafaca uyuşuyorlar. Üstelik ülkeleri de güzel. Ama en önemlisi, huzur içinde yaşayabilmek. Ben de zaten barış ve huzuru arıyordum.”