“Yaprak Dökümü”nün Ceyda’sı Başak Sayan, diziden arta kalan zamanlarında Anadolu’ya kitap yardımını hedefleyen sosyal sorumluluk projesinin önderliğini yapıyor. Anadolu’ya kitap yardımı yapılmasını hedefleyen “Oku, Okut” projesi için kolları sıvayan oyuncu, hem bu yeni oluşuma hem de “ilişkileri bitiren kadın” suçlamalarına dair sorularımızı yanıtladı.
“Oku, Okut” projesi nasıl ortaya çıktı? Çok hızlı bir çağda yaşamaya başladık. Eskiden internet hayatımızda yoktu, insanların dünyalarını geliştirmek adına tek şansları kitap okumaktı. Fakat artık kitap okuma alışkanlığı neredeyse hiç kalmadı. Diğer yandan Anadolu’da kitap bekleyen, kitaba aç bir kitle var. ınternetten bihaberler ve dünyaya açılmak için tek şansları kitap. Böyle bir imkanları ise yok. Biz de “Oku, Okut” şeklinde bir kampanya yapmaya karar verdik. Çevremizdekilere söyledik, bize verilen kitapları ülkenin çeşitli yerlerindeki okullara ulaştıracağız.
Evinizdeki kütüphaneye bakınca, kitap kurdu olduğunuz hemen anlaşılıyor. Benim çok katı bir ailem vardı. Annem Almanca öğretmeni, babamsa askerdi. Bizim evdeki disiplini sanırım askere gidenler bile yaşamamıştır. Benim o katı disiplinden kurtulmamın bir yolu da kendimi kitap okumaya vermekti. Çocukluk hayalim ise oyuncu olmaktı.
Ceyda kötü değil, düşüncesiz biri
“Yaprak Dökümü”nün bu kadar tutacağını tahmin etmiş miydiniz? Başarılı olacağını tahmin etmiştim, ama boyutunu düşünememiştim.
Böyle bir işin parçası olmak ne hissettirir insana?Çok mutluyum ve çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çok iyi bir ekibiz, aile gibiyiz.
Dizide canlandırdığınız Ceyda karakterini seviyor ve haklı buluyor musunuz?Sonuna kadar arkasındayım Ceyda’nın. Bir kere kötü bir karakter değil o. Sadece düşüncesiz bir kadın.
Evden kaçarken babama yakalandımYeniden geçmişe dönersek... Çocukluk hayalinizi gerçekleştirip oyuncu olmanız büyük başarı. Peki, çok zorlu muydu o yollar?12 yaşındayken bir film izledim. Kız aktris olmak istediği için evden kaçıp, gemiye gizlice binerek Amerika’ya gidiyordu. Hemen kendimi özdeşleştirdim onunla. Çok yakın bir kız arkadaşımla karar verdik, “Biz gideceğiz” dedik. O kadar inanıyordum ki başaracağıma. Ancak daha evden çıkamadan yakalandım! Arkadaşım gece 03.00’te benim pencereme taş attı. Heyecanla bavulları dolaptan çıkarttım. Babam uyandı! Bir temiz sopa yedim.
Ne olursa olsun sonuçta amacınıza ulaştınız ama...Çok zorluk çektim.
Ne gibi zorluklar yaşadınız mesela?Aileme rest çekmiştim. Babam uzun süre konuşmadı benimle hatta... Üniversite için geldim İstanbul’a ama asıl amacım oyunculuktu. Bunu bildikleri için de izin vermiyorlardı. Çok parasızlık çektim. Pes edip dönmem gerekirdi aslında ama oyuncu olmayı o kadar çok istiyordum ki...
Korktuğum için aşktan uzağımOnca zorluğu aşınca insana müthiş bir özgüven gelir herhalde...Öyle... Hiçbir şey sizi yıkamıyor. Ben şu an yerle bir olsam, her şeye sıfırdan başlayıp yeniden başarırım.
“Hayata eyvallah etmedim, bir erkeğe hiç etmem” durumu var mı sizde?Evet, öyle bir durum var biraz... Benim bir ilişkiye girmem kolay değildir. Bunun nedeni sadece korku! Ben korktuğum için bir ilişkiye başlayamıyorum. İçimde incinmiş küçük bir kız var çünkü. Terk edilmekten ve acı çekmekten korkuyor.
İlişkileri bozan bir kadın değilimSon zamanlarda “ılişkileri bozan kadın” diyorlar sizin için... Bu konuyla ilgili ne söylemek istersiniz?Bir sabah uyandım, hakkında öyle bir haber gördüm. ıki ayrı insanın adı geçiyordu haberde... Özellikle bir tanesiyle hiç alakam yok. Tanımıyordum bile doğru düzgün.
Evet, adınız önce Hande Ataizi’nin eski sevgilisi Philippe Amram’la anıldı. Ardından Emre Kınay’la... Sizinle ilgili haberlerin başlıkları artık hep aynı: “Başak Sayan yine bir çifti ayırdı!”Sanırım dizide canlandırdığım karakter ile gerçek beni karıştırıyorlar. “Yine” ne demek! Ben ilişkileri bozan bir kadın değilim. Emre Kınay benim arkadaşımdı. Grup halinde bir yerlere gittik. İnsanlar “Bunların arasında bir şey mi var acaba” demiş olabilir. Hepsi bu...
Sizin “Birisi vardı ama evliydi. Bir şey yaşayamadan bitti” açıklamanız da etkili oldu ama bu önyargının oluşmasında...2005’te Tempo’ya verdiğim bir röportajdı o. “Geniş Zamanlar” adlı diziyi çekiyorduk. Zuhal Olcay evliydi dizide ve ben onun eşiyle aşk yaşıyordum. “Hiç böyle bir şey yaşadınız mı?” diye sordular röportajda. Ben de “Yıllar evvel böyle bir hissim oldu ama o benim arkadaşımdı. Hislerimden hiç haberi olmadı” dedim. Birden o olay sanki sette yaşanmış ve o arkadaşım da oyuncuymuş gibi bir hava yaratıldı. Son bir yılda iyice magazin tecrübesi kazandım, her işin bir bedeli varmış.
Kolum kırılınca mutlu oldularİzleyicilerden tepki alıyor musunuz Ceyda karakteriyle ilgili?Son 1,5 yıldır görmüyorum ama öncesinde çok tepki aldım. Mesela kolum kırılmıştı, o halde bir programa katıldım. ızleyicinin biri “Allah’ın sopası yok” diye bağırdı.
Deniz Çakır ve Fahriye Evcen dizide daha ön plandalar. Senaryoda rolünüzün artmasını ister miydiniz?Dizide herkesin bir görevi var, herhangi bir kıskançlık söz konusu değil. Zaten sahnemin çok olması da önemli değil, önemli olan akılda kalıcı ve vurucu sahnelerimin olması. Benimkisi çok büyük olmasa da etkileyici bir karakter.
Kampanya adresi: “Oku, Okut” kampanyası çerçevesinde Anadolu’ya gönderilecek olan kitapların toplanacağı adres, N1 Organizasyon’un Kırtasiyeci sok. No: 15/8 Altıyol Kadıköy / İstanbul’daki ofisi... Ayrıntılı bilgi (0216) 336 69 90 ve 336 60 26 numaralı telefonlarından alınabiliyor.