Ergenekon iddianamesinin hiçbir usule ve mantığa dayanmadığını belirten İlhan Selçuk, savcı Öz'ü neden "uyanık ve zeki" bulmuyor. Ergenekon kapsamında gözaltına alınan ve serbest bırakılan Cumhuriyet yazarı İlhan Selçuk, iddianamede neyle suçlandığını yazdığı "
İnanılır Gibi Değil, Ama, Gerçek" başlıklı yazısında, savcının kendisi hakkında "zeki ve uyanık, hiç iz bırakmıyor" ifadelerini kullandığını, ancak kendisinin savcıyı "zeki ve uyanık" bulmadığını yazdı...
İşte Selçuk'un bugünkü yazısı:
İnanılır Gibi Değil,
Ama, Gerçek... Polis, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in evinde, artık pek meşhur Ergenekon soruşturması için arama yaparken ne bulmuş?..
12 Mart sıkıyönetiminin 1973’te düzenlediği benim hakkımdaki iddianamesini...
Aradan kaç yıl geçmiş?..
35 yıl...
*
12 Mart sıkıyönetiminin iddianamesinde ne yazıyor?..
Artık önemli değil çünkü bu davadan beraat ettim...
Ama Ergenekon iddianamesinin bana ilişkin bölümünde sözcüğü sözcüğüne şu satırlar var:
“Şüpheli İlhan Selçuk hakkında tanzim edilen iddianamenin şüpheli Doğu Perinçek’te ele geçirilmiş olması, aralarındaki organik bağın varlığı açısından önemli görülmüştür.”
İnanılır gibi değil, ama, gerçek...
1973’te açılan ve üzerinde nice yayınlar yapılıp nice kitaplara geçen dava iddianamesinin Doğu Perinçek’in evinde bulunması, ikimiz arasındaki “terörist örgüt” bağına delil sayılıyor...
*
Dahası var...
Ergenekon iddianamesinde Savcı Zekeriya Öz diyor ki:
“Şüpheli İlhan Selçuk, bahsi geçen iddianamenin tanzimine neden olan suçlamalardan dolayı gözaltına alındığında yazılı olarak hazırladığı savunmasının içine akrostişler yerleştirmiş olup, her tümcenin sondan ikinci sözcüğünün başharfleri yan yana getirildiğinde ‘işkence altındayım’ ibaresi ortaya çıkmıştır.
Buradan şüphelinin (İlhan Selçuk’un) ne kadar uyanık ve zeki olduğu anlaşılmıştır.
Ergenekon terör örgütü içindeki faaliyetlerinde de hiçbir zaman açık vermemeye çok dikkat ettiği, örgütün gizlilik ilkesine maksimum uyduğu anlaşılmıştır.”
Ergenekon’un iddianamesi vallahi billahi işte böyle...
Savcı Zekeriya Öz’e beni “uyanık” ve “zeki” bulduğu için teşekkür ederim ama, ne yazık ki ben kendisini yeterince uyanık ve zeki bulmuyorum...
Hiçbir hukukta, hiçbir yasada, hiçbir usulde bu mantıkla iddianame yazılamaz...
Aklımızı peynir ekmekle mi yedik biz?..
*
Bu köşeye sığmaz, ama, Ergenekon iddianamesinin bana ilişkin bölümlerini bir gün belki gazetede yayımlayabiliriz diye düşünüyorum...
Neden?..
Cümle âleme ibret olsun diye...
Okuyanlar icat edilen iddialara ve geçerli mantıksızlığa kahkahalarla güleceklerdir..
*
İddianameye göre bana ilişkin suçlamasında Savcı Zekeriya Öz diyor ki:
İlhan Selçuk çok zekidir..
Bu nedenle açık vermiyor..
Cep telefonu bile kullanmıyor..
Telefonda da dikkatli konuşuyor..
Tecrübeli ve profesyoneldir..
Sonra?..
İddianamede deniyor ki:
“Ergenekon terör örgütü yapılanmasında Ergenekon başkanlığı bünyesi içinde yer alan ‘Teori, Tasarım ve Planlama Dairesi Başkanlığı’ görevini yürütüyor.”
Delil?..
Yok..
Belge?
Yok..
Kanıtsız bir edebiyat ve havsalaya sığmayacak havaiyatla şişirilmiş bu iddianame Türk hukuk tarihinde yüz karasıdır ve bir eşi daha yoktur.
*
Son bir örnekle iddianamenin nasıl şişirildiğini sergileyerek yazıyı noktalayayım...
“Şüpheli İlhan Selçuk 1962 yılından beri Cumhuriyet gazetesinde fıkra yazmakta olup, kendisini solcu bir yazar olarak tanıtmakta, ilerleyen yaşı ve tecrübesiyle şu anda gazetecilik yapan birçok önemli şahsiyetin de ustası (üstadı) olarak görülmektedir. Zaten gazete çalışanları ve okurları tarafından kendisine ‘İlhan Abi’ denilmektedir. Gerek basın camiasında gerekse iş dünyasında sözü sazı dinlenir, ağırlığı olan bir kişilik olarak tanınmaktadır.”
İyi de, böyle birini hiçbir yazılı-yazısız delil olmadan iddianamede “terörist örgütçü başı” diye suçlamak akıl kârı mı a benim çıkmaza saplanmış savcım?...
Ergenekon davasına iki gün ara verildiGöstericiler mahkemeden daha hazırlıklıydıEski savcının evinde 'Ergenekon' araması
Silivri'de gergin anlar