Merakla beklenen 7 Haziran seçimleri geride kaldı. 'Yeni Türkiye' ile ilgili eleştirel açıklamaları geniş yankı bulan Prof. İlber Ortaylı, seçim sonuçlarıyla ilgili "Bu sonuçlar başkanlık sistemi tartışmalarına tümden son verdi" dedi.
Radikal'den Ümit Buget'e konuşan İlber Ortaylı’nın açıklamalarından satır başları şöyle:
‘Heyecanlı adamın cumhurbaşkanı olması mümkün değil’
İlber Ortaylı Türkiye’deki reisi cumhur olma arzusunun çocukluktan kalma bir özlem olduğunu düşünüyor. 'Halkın çocukları çok fazla ve kolay yükseliyor başbakan olan cumhurbaşkanı olmak istiyor. Temyiz sahibi ve yüksek bir mevki ama aktif heyecanlı bir adamın cumhurbaşkanı olması mümkün değil.’
‘Cumhurbaşkanlığı bilgelik makamı’
‘İlber Hoca’ cumhurbaşkanının seçimle gelse dahi hükümet gibi bir icraat makamı olmadığına dikkat çekiyor: ‘Kritik zamanlarda durumu dengeleyen bir nevi bilgelik makamı aslında’
‘Tek istisnası Demirel’
Ortaylı icraatın içinde olmak özlemi olanların o makama çıkmasının akla yatkın olmadığı görüşünde. ‘Kaç kere denenen bir şey bu. İşin içinde olma özlemi varsa partisini bırakıp niye oraya çıkıyor?’ İlber Hoca'ya göre bu konunun istisnası Süleyman Demirel. ‘O başbakanlık makamında yapacaklarını bitirmişti. Cumhurbaşkanlığı döneminde uzlaşmacı, kontrollü sempatik ve sevilen bir profil çizdi. Eskiden düşmanı olan bile sevdi’ diyerek cumhurbaşkanlığı pozisyonuyla ilgili ‘ideal’ duruşa örnek olarak onunkini gösteriyor.
‘Özal’ın ömrü vefa etmedi’
‘Recep Tayyip Erdoğan yerinde duramayan biri nasıl reisi cumhur olacak?’ diye soran Ortaylı, ‘Ben onun içini öbürünü de koyarım diye düşünüyor, ama kaldırmıyor işte’ diye ekliyor. İlber Ortaylı Özal’ın da icraatçı bir cumhurbaşkanı olduğunu, geri dönmeyi düşündüğünü ama ömrünün buna vefa etmediğini söylüyor.
‘Türkiye’de başkanlık yürümez’
Ortaylı başkanlık sisteminin bu toprakların DNA’sına uymadığını kendine özgü üslubuyla anlatırken ‘Türkiye de yürümez başkanlığın ne tarihini ne coğrafyasını biliyoruz’ ifadesini kullanıyor. İlber Hoca Ak Parti’deki düşüşü değerlendirirken ‘Seçim sonuçlarını geçim derdi ve istikbal korkusu belirledi. Üç sene evvelki rahat hali kalmadı kimsenin. İşsizlik dengeyi bozan bir rahatsızlık ve işi buraya kadar düşürdü. Daha hassas düşünen bir seçmen kitlesi olsa daha düşerdi onu da söyleyeyim’ diyor.