Gündem

İlber Ortaylı: Türkler öyle bayılarak din kabul etmez, son derece çakal bir millettir

"Her şeyi siyasi partilere ve müesses meclise bırakırsanız demokrasi yürümez"

18 Nisan 2016 15:55

Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Türklerin, İslamiyet'i Araplardan değil, İran'dan öğrendiğini" savunarak, “Bazı arkadaşlar uydurarak Kuteybe bin Müslim Orta Asya`yı fethetmiş, Türkler bunu görünce bayılmışlar ve İslami kabul etmişler. Zor fethetti bir kere o doğru değil. Türkler öyle bayılarak din kabul etmez. Son derece çakal bir millettir; düşünür, bakar ve işine gelirse. Askerler çünkü, her şeyi öyle zart diye almazlar ve stratejik bir yapısı vardır. Bizim ilk devletimiz onuncu asrın sonudur.” dedi.

Doğan Haber Ajansı'nda (DHA) yer alan habere göre; Almanya'da, Halk Hareketi Derneği tarafından düzenlenen konferansa katılan İlber Ortaylı, ''Türkiye`de birçok şey değişti ve ikinci harbin sonunda dünyada çoğunluğu meydana getiren az gelişmişler arasında değildik. Üniversitemizi kurduk, sağlık hizmetlerinin temeli atılmıştı ve tabi ki yapılmayacak ve çok zor olan şeyler vardı; fakat birtakım şeylerde hazırlanmıştı ve vatanı 14 Mayıs 1950'lerde biz kurduk hikâyelerine inanmayın” dedi.


İlber Ortaylı'nın konuşmasından bazı bölümler şöyle:


“Bir memlekette kimlik çok önemlidir”

 

“Hayatınızın kompartımanlarında işte Alevi var, Sünni var vesaire çizerken politika yapamazsınız. Böyle bir kimlik olmaz; bu çok önemlidir. “Hepimiz elhamdülillah Müslümanız” deriz; fakat kalkıp bunun üzerinden bir kimlik yapamazsınız. Bir Memlekette kimlik çok önemlidir; fakat bunu hiçbir şekilde politikaya, daha doğrusu bireyin yaşam tercihlerine, o tercihlerin gruplaşmasına, gruplaşmaların partileşmesine müdahalesi mümkün değildir, çok açıktır ve bu her yerde olur. Türkiye`de birçok şey değişti ve ikinci harbin sonunda dünyada çoğunluğu meydana getiren az gelişmişler arasında değildik. Üniversitemizi kurduk, sağlık hizmetlerinin temeli atılmıştı ve tabi ki yapılmayacak ve çok zor olan şeyler vardı; fakat birtakım şeylerde hazırlanmıştı ve vatanı 14 Mayıs 1950’lerde biz kurduk hikayelerine inanmayın”

 

“Sanki 10 bin senedir ağacın üstünde yaşıyorduk"

 

“Sanki 10 bin senedir ağacın üstünde yaşıyorduk, şamanlık yapıyorduk. 'Bizimle Müslümanlık geldi' demek, bunlar boş şeyler ve tarih bilmemek, istismar etmek, kötü ve küçük amaçla kullanmak için ihlal etmektir. Bunlara itibar etmeyin. Böyle şeylerle iki gün insanları kandırırsınız ve üçüncü gün yetişen genç nesil sizi fena yapar. Hakikaten mezarınızın üstüne tükürecek dereceye gelir."

 

“Haksızlıkların artması dolayısıyla muhtelif sayfalarda gerilim artacaktır”

 

"Ne yazık ki akrabacılık, etnik ve bölgesel ayrımcılık, tarikatçılık, mezhepçilik vesaire bunlar fevkalade tehlikeli ve yeni Türkiye`yi bölecek ve kuruluşumuzu, gelişmemizi engelleyecek şeyler. Bunun ilk reaksiyonları ise aklı başında ve zekası yerinde bütün gençliğin kaçmasıdır. Haksızlıkların artması dolayısıyla muhtelif saflarda gerilim artacaktır. Memleket için en kötü gelecek budur. Bunu önleyecek tedbirlere gidilmesi lazım.”

 

“Türklerin İslamiyeti öğrendiği memleket İran’dır”

 

"Türklerin İslamiyet’i öğrendikleri memleket İran’dır ve Araplar değildir. Bazı arkadaşlar uydurarak Kuteybe bin Müslim Orta Asya`yı fethetmiş, Türkler bunu görünce bayılmışlar ve İslami kabul etmişler. Zor fethetti bir kere o doğru değil. Türkler öyle bayılarak din kabul etmez. Son derece çakal bir millettir; düşünür, bakar ve işine gelirse. Askerler çünkü, her şeyi öyle zart diye almazlar ve stratejik bir yapısı vardır. Bizim ilk devletimiz onuncu asrın sonudur.”

 

“Her şeyi siyasi partilere ve müesses meclise bırakırsanız demokrasi yürümez”

 

“Her şeyi siyasi partilere ve müesses meclise bırakırsanız demokrasi yürümez. Size İsrail`i tanımanızı tavsiye ediyorum, mutlaka tanıyın gezin. Onlar yasa biçimdeki laikliği nasıl getiriyorlar; çünkü laik bir devlet değil. Türkiye`de de bu, pratikle olacak bir şeydir, bunu Cumhuriyet yapmaya başladı ve bu çok önemlidir” dedi.

 

Ortaylı’dan Böhmermann yorumu

 

“Parti grupları değişik reaksiyon gösterdiler. Buna cevap vereceksem, böyle mahkemeye verin, atın falan olmaz. On dokuzuncu Yüzyılda değiliz; o zaman öyle işliyordu. Aynı ağırlıkta; fakat gerçek hicve başvuran cevaplar verebilirsin.”