İzmir'de, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü (DEÜ) tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kapsamında düzenlenen 'Cumhuriyet ve Rejimler' konulu konferansa konuşmacı olarak katılan tarihçi, yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türk cemiyetinin yüksek sesle düşünen dengesiz, eğitimsiz bir toplum haline dönüştüğünü kaydederek, "Her şeye rağmen insanların demokraside fikirlerini ifade etmek hakkıdır. Lakin yüksek sesle düşünmek çok ayıp bir şeydir. İnsan düşünürken yüksek sesle düşünmez. Evinde düşünür, yakın arkadaşların ile tartışırsın" diye konuştu.
DEÜ Sabancı Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Cumhuriyet ve Rejimler' konulu konferansa katılan Prof. Dr. İlber Ortaylı, tarihten kesitler anlattı. İlber Ortaylı, Cumhuriyetin adını koyduktan sonra, yaşanan gelişmelere bakmanın önemli olduğunu söyledi. Ortaylı, "Yüzde 90 küsur cahille kapattık Devlet'i Aliyye hayatını. Bunu benim 'cahil'im anlamında değil, okuma yazma bilmez anlamında kullanıyorum. Yoksa öbür türlü cehalet devam ediyor. Bu rakam çok korkunçtu ama Rusya da aynı rakamla kapattı. Mühim olan geri kalan yüzde 10'un nasıl okuryazar olduğudur. Bunu halletmek için bu memleketin bazı atılımları olmuştur. Bunu kabul etmek zorundasınız" dedi.
Türkiye'de Arap harflerinin kaldırılmasının, hiçbir şekilde kültürel kargaşaya neden olmayacağını da söyleyen İlber Ortaylı, bunu söyleyenler için 'cahil' ifadesini kullandı. Ortaylı, "Bunlar bilmeden öz Türkçecilik yapıyorlar, Osmanlıca diye bir dilden bahsediyorlar. 'Kültürümüz gitti' diyorlar. Gitmedi, sen okumuyorsun zaten. Harp eden ülkelerin içinde harpten önceki iktisadi düzeye en erken ulaşan ülke Türkiye. Böyle bir dünyada, Türkiye bir şeyler yaptı. Sağlık ordusu ile girdi. İnsanlar etnik kimliklerine sahiptiler. Başkalarına saldıracak halleri yoktu. Bu memleket bir şeyler başardı. O imkanlarla o şeyler yapılmayabilirdi ama yapıldı" diye konuştu.
"Demirel döneminde çok şey yapıldı"
İlber Ortaylı, "Demirel'in devrinde ne yapılmış" diye soranların olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
"Bana anlatıyor adam. Üstelik Demirel'i de sevmezdim, yalan söylemeyeyim ama yarın işi gücü bırakıp anma toplantısına gideceğim. Bazı şeylerin insanın kafaya dank etmesi için yaşayıp görmesi gerekiyor. Demirel döneminde çok şey yapıldı. O Kemalist Türkiye idi. Bu çok açıktır. Vefa Lisesi, Kastamonu Lisesi, Diyarbakır Lisesi, Adana Lisesi aynı eğitimi veriyordu. Böyle okullar olmasa, başbakanlarınızın çoğu başbakan olamazdı. Bazı konular üzerinde durmamız gerekiyor. Demokrasi illa cumhuriyet ile yeşerecek bir rejim değil. Hafız Esad'ınki gibi demokrasiler de var Allah korusun. Suriye'nin entelektüel yapısı Türkiye'den hiçbir şekilde aşağı değil. Yer yer üstünlük bile gösterir. Ne hale getirdiler, görüyorsunuz. Senin cumhuriyetinde her şeyin süt gibi olmadığı açık ama burası Hafız Esad'ın Suriyesi değil, çünkü ideoloji mühim. Hitler'in cumhuriyeti de çıkar, Stalin'in cumhuriyeti de çıkar. ABD demokrasisi gibi kendine göre üçkağıtları olan da çıkar. Monarşi deyince Mısır'da, İran'da, İngiltere'de, Hollanda da var. Rejimde mühim olan şey parlamentonun temsil etme görevidir."
"Yüksek sesle düşünmek çok ayıp"
Demokrasilerde eşitlik için insanların eşit kazançlara sahip olması gerektiğinin altını çizen Ortaylı, şunları söyledi:
"Eğitim tabii ki çok önemli, abartmamak lazım. Herkes üniversite mezunu olacak değil. Herkes üniversite mezunu olacak diye çerçöp eğitim kurumları yapamazsınız. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bu bütün dünyada başlayan bir hastalıktır. Türkiye'de de çok kötü devam etmiştir. Her şeye rağmen insanların demokraside fikirlerini ifade etmek hakkıdır. Lakin yüksek sesle düşünmek çok ayıp bir şeydir. İnsan düşünürken yüksek sesle düşünmez. Evinde düşünür, yakın arkadaşların ile tartışırsın. Türk cemiyeti yüksek sesle düşünen dengesiz, eğitimsiz bir toplum haline dönüştü. Bu demokrasi değil."