Roni Margulies
(Taraf - 11 Ağustos 2012)
Yahudi millî karakteri, küfür, şirk ve nifak
Yahudi tarih ve kültürünün şekillendirdiği Yahudi millî/sosyal karakteri, ırkçı, bozguncu, entrikacı, kinci, intikamcı, dünyacı, isyankâr, dönek vb. karakter özelliklerine sahiptir. Bu karakterin din alanındaki belirleyici temel kavramları ise küfür, şirk ve nifak’tır.
Bu nedenle, kahvede, bakkalda, bilardo salonunda girdiğim her siyasî tartışmanın bir noktasında ilginç bir şey olur. Dediklerime katılmayan, belki biraz da sinirlenen bir kişi birdenbire “Ama zaten sizler...”kelimeleriyle başlayan bir cümle söyler. Birdenbire “ben”, “sizler” olurum. Çoğalırım.
“Roni” olmaktan çıkıp ırkçı, bozguncu, entrikacı, kinci, intikamcı, dünyacı, isyankâr, dönek “Yahudiler” olurum.
Adam benimle değil, bu kalabalık grupla tartışıyormuştur meğerse.
Ve bu kalabalık grubun belirleyici temel kavramlarının küfür, şirk ve nifak olduğunu herkes zaten bildiği için, ben farkında bile olmadan boş yere tartışmışımdır. Tartışmanın sıkıştığı yerde, karşımdaki kişi veya kişilerin yüzünde “Seni gidi münafık, biz zaten sizi biliriz” ifadesi belirir.
Kahvede, bakkalda, bilardo salonunda ben bunu doğal karşılarım. Doğal olduğunu düşündüğüm için değil, alışık olduğum için.
Ne var ki, bu yazının ilk paragrafını kahvede veya bilardo salonunda duymadım, Uludağ Üniversitesi’nin İlahiyat Fakültesi Dergisi’nde okudum.
Gelin, Dinler Tarihi hocası Yrd. Doç. Dr. Süleyman Sayar’ın “Yahudi Karakteri (Tarihî ve Sosyo-Psikolojik Bir Yaklaşım)” başlıklı “bilimsel” makalesini biraz daha okuyalım.
“Yahudilerin yabancı hâkimiyeti altında alabildiğine ezilmiş, horlanmış ve aşağılanmış olmaları büyük ölçüde kendi isyankâr, uyumsuz, bozguncu ve entrikacı karakterlerine de bağlı kalmıştır. Gerek Mısır, gerek Babil, Yunan, Roma ve hatta İslâm hâkimiyeti dönemlerinde hep düşmanla işbirliği yaparak yaşadıkları ülkeyi çökertmeye çalışmışlar, ama her seferinde başarısızlığa uğramışlardır. İslâm’ın hoşgörüye dayalı yönetiminde bile eski alışkanlıkla çevirdikleri entrika ve düşmanlıklardan ötürü Hicaz’dan sürülmüşlerdir.”
“Araştırmamıza göre, Kur’an terminolojisi bakımından.. Yahudi karakterinin belirleyici kavramları şu şekilde sıralanabilir:
1. İnkâr (“küfr”),
2. Allah’a eş koşma (“şirk”),
3. Yalanlama ve yalancılık (“tekzîb” ve “kezib”),
4. Üstünlük taslama (“istikbâr”),
5. Cinayet (“katl”),
6. Döneklik (“tevellî” ve “i‘râd”),
7. Aşağılık duygusu ve korkaklık (“zillet” ve “meskenet”).”
Bu noktada biraz içim rahatladı, “Oh be, sadece yedi tane belirleyici kavramla yırttık, çok daha kötü olabilirdi” diye düşündüm.
Sayfayı çevirdim ki, yırtmamışız, liste devam ediyor, gerçekten de çok daha kötüymüş:
“8. Hâinlik ve ikiyüzlülük (“hıyânet” ve “nifak”),
9. Bozgunculuk (“fesâd”),
10. Haksızlık (“zulüm”),
11. İsyan ve serkeşlik (“isyân”, “i‘tidâ”, “tuğyân”, “isrâf”, “fısk”, “dalâlet”, “hevâ”),
12. İhtilâf ve tartışmacılık (“ihtilâf” ve “muhâcce”),
13. Kıskançlık (“hased”),
14. Katı yüreklilik (“kasvet”),
15. Dünya hayatına düşkünlük (“hırs”),
16. Cehâlet ve beyinsizlik (“cehl” ve “sefeh”),
17. Sözü değiştirme (“tebdîl” ve “tahrîf”),
18. Hakkı gizleme (“ketm”),
19. Gazap ve lânet (“ğadab” ve “lâ‘net”).”
“Bu kavramlarla tasvir edilen karakter yapısına Yahudi millî karakteri olarak bakılamaz mı? Bize göre, bu soruya müsbet cevap vermek gerekir..
Yahudi karakter tasvirlerinde, öteden beri üzerinde durulan bazı karakter özellikleri vardır. Bu özellikler şöyle sıralanabilir:
Yahudi ketumdur, sır vermez. Kurnaz ve hilekârdır. Dayanıklı ve sabırlıdır. Gürültücü, yaygaracı ve telâşlıdır. Adsız kalmaya, sinsi davranmaya özen gösterir. Çıkarlarına, kazancına ve maddeye düşkündür. Avareliği ve geziciliği sever. Bu yüzden adı ‘Serseri Yahudi’ye çıkmıştır. Dinine ve din adamlarına çok bağlıdır. Onların sözü kanun yerindedir. Millî ülküsüne bağlıdır. Belli etmez görünse de, kinci ve intikamcıdır. Bu, tarih boyunca onun en önemli gücünü teşkil etmiştir. Tutumludur, cimridir. Başkalarına (Yahudi olmayanlara) ikiyüzlü davranmayı, yalan söylemeyi doğal görür. Ahlâk ilkeleri millîdir, kendi aralarında geçerlidir. Yabancılara karşı farklı ilkeler oluşturmuştur.. Yahudi, Yahudi ırkçısıdır...”
Kahvede veya bilardo salonunda ırkçılara ırkçı olduklarını anlatmaya nasıl çalışmıyorsam, Süleyman Sayar gibi cahil beyinsizlerle de uğraşmaya niyetim yok.
Şu kadarını söyleyeyim:
Bu makaleyi yayımlayan Fakülte Dergisi’nin Yayın Kurulu, dergiyi yayımlayan İlahiyat Fakültesi’nin dekanı, Uludağ Üniversitesi’nin Senato üyeleri ve rektörü ırkçıdır.
Türkiye’de yaşadıklarına şükretsinler. Başka ülkelerde bunların yeri üniversite değil cezaevi olurdu.