22 Ocak 2018 22:42
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği İstanbul Caz Festivali’nin 25. yılında, Avustralyalı şarkıcı, söz yazarı, besteci, senaryo yazarı, şair ve aktör Nick Cave ile grubu The Bad Seeds de sahne alacak. Cave, 17 yıl aradan sonra, 10 Temmuz’da Küçükçiftlik Park’ta Türkiye’den sevenleriyle buluşacak.
Birincisinin düzenlendiği 1994’ten yılından bu yana her yıl Temmuz ayında caz ve güncel müziğin efsane sanatçılarının müzikseverlerle buluştuğu bir geçit töreni haline gelen ve yıllar içinde Al di Meola, Bryan Ferry, Björk, Buena Vista Social Club, David Sanborn, Dead Can Dance, Eric Clapton, George Benson, Grace Jones, Herbie Hancock, John McLaughlin, Joan Baez, Joss Stone, Joe Sample, Keith Jarrett, Marianne Faithfull, Marcus Miller, Massive Attack, Morrissey, Nick Cave, PJ Harvey, Paul Simon, Paco de Lucia, Patti Smith ve Wynton Marsalis gibi müzisyenleri konuk eden İstanbul Caz Festivali, 25. yılını da özel bir programla kutlamaya hazırlanıyor.
İstanbul’un uluslararası konser haritasında önemli bir yer edinmesini sağlayan ve geride bıraktığı 25 yılda 700’den fazla konserde, 5200’ün üzerinde sanatçı ve 730 bine yakın seyirciyi ağırlayan İstanbul Caz Festivali, sadece müzikseverler ile sanatçıları buluşturma amacıyla sınırlı kalmayan, Türkiyeli sanatçıların çalışmalarını ve yeni üretimlerini destekleyen ve bu alanda yeni nesilleri teşvik eden geniş çerçeveli bir festival olma özelliği de taşıyor.
İstanbul Caz Festivali’nin 25. yılı nedeniyle, 22 Ocak Pazartesi akşamı Salon İKSV’de özel bir buluşma gerçekleştirildi. Geceye, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, İstanbul Caz Festivali Direktörü Pelin Opcin ve İKSV eski Genel Müdürü Melih Fereli konuşmacı olarak katıldı.
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı yaptığı açılış konuşmasında “Tohumları 1980’li yıllarda, İstanbul Festivali kapsamında düzenlenen caz konserleriyle atılan İstanbul Caz Festivali, 1994’te ayrı bir etkinlik olarak yapılanmıştı. O günden bu yana, kentin farklı mekânlarını kullanışıyla İstanbul’la kenetlenen, seyircisinin yoğun ilgisi ve sevgisiyle büyüyen festivalimizin İstanbul’da caz beğenisinin derinleşmesi açısından da büyük etkileri olduğuna inanıyoruz. Her yıl temmuz ayının özlemle beklenmesini sağlayan festivalimiz caz ve güncel müziği kentin gündemine taşıyor ve İstanbul izleyicisine dünyanın dört bir yanından usta müzisyenlerle buluşma ve müziğin yeni ufuklarını keşfetme imkânı sunuyor. Bu alanda çalışan müzisyenlere birlikte özgün üretimler sergilemek için fırsatlar yaratırken cazın coşkusunu kentin farklı noktalarına, sokaklarına, vapurlarına, parklarına taşıyan festivalimizin çeyrek asrı geride bırakması bize gurur veriyor,” dedi. Yirmi beş yıldır festivali kamuoyuna duyurmak yönündeki çabalarından dolayı medya mensuplarına da teşekkür eden Eczacıbaşı ayrıca, 2005’ten bu yana festivalin direktörlüğünü yürüten Pelin Opcin’in, Londra Caz Festivali’nde programlama direktörlüğü görevini üstlenmesine değinerek Opcin’i tebrik etti.
İKSV Genel Müdürü ve 1994-2002 yılları arasında İstanbul Caz Festivali’nin direktörlüğünü üstlenen Görgün Taner “25 yıllık bir festivali ortaya çıkartmanın haklı gururunu yaşıyoruz” diyerek başladığı konuşmasında, “Bugün dünyanın önde gelen sanatçılarının ziyaret haritasında İstanbul varsa bunda bu sene 25. yılı birlikte kutladığımız İstanbul Caz Festivali’nin önemli katkısı vardır. Hiçbir kalıcı eser tek bir kişi ya da kurum tarafından gerçekleşmiyor. Tüm bu süreçte birlikte öğrendiğimiz ve çalıştığımız tüm kişiler, 25 yılda emeği geçen tüm İKSV çalışanları, rehberler, prodüksiyon ekibi, müzisyenler, reklamcılar, tasarımcılar, sektör profesyonelleri ve festivali 21 yıldır destekleyerek sürekliliğinin sağlanmasına destek olan Garanti Bankası’na teşekkür ediyorum,” dedi.
Görgün Taner daha sonra sahneye 1993-2001 yılları arasında İKSV’nin Genel Müdürlüğünü yürüten ve İstanbul Caz Festivali’nin başlatılmasına önayak olan Melih Fereli’yi davet etti. ARTER Kurucu Direktörü ve VKV Kültür-Sanat Danışmanı Melih Fereli, İstanbul Festivali’nden, 1. İstanbul Caz Festivali’nin nasıl doğduğunu anlattığı ve anılarla süslediği konuşmasında gençlere “Geriye baktığınızda, hayatınız boyunca kilometre taşları diye hatırlayabileceğiniz olayların, tanımlamaması zor bir şekilde, önce lime lime sökülüp dağıldığını, ardından da ilmek ilmek örülüp bir araya geldiğini görüyorsunuz. Dönüp baktığımda, 1994’teki ilk caz festivalinden beri atılan sayısız adımın festivali bugünlere getirdiğini ve geleceğin yolunu açtığını mutlulukla görüyorum” dedi.
Konuşmaların ardından İstanbul Caz Festivali Direktörü Pelin Opcin de festivalde ilk kez 2003 senesinde hayata geçirilen ve on dört yıl içerisinde 50’nin üzerinde genç caz sanatçı ve topluluğuna dünyaca ünlü caz sanatçılarıyla aynı festivalde yer alma imkânı sağlayan “Genç Caz projesi” ile yerli sahnenin başarılı müzisyen ve topluluklarının geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak amacıyla hayata geçirilen “ViTRiN: Türkiye Güncel Müzik Buluşması”nı özetlediği konuşmasının ardından 25. İstanbul Caz Festivali’nin ilk sürprizi Nick Cave & The Bad Seeds konserini açıkladı.
Salon İKSV’de gerçekleştirilen konuşmaların ardından gece Nejat Eczacıbaşı Binası’nın 6. katında geçtiğimiz günlerde açılan Firuze’de devam etti.
İstanbul Caz Festivali’nin yirmi beşinci yılına özel konukları arasında ilk sürpriz isim, kırk beş yıllık müzik kariyeri boyunca çok sayıda sanatçıya ilham kaynağı olmuş, Avustralyalı şarkıcı, söz yazarı, besteci, senaryo yazarı, şair ve aktör Nick Cave ile grubu The Bad Seeds oldu. İstanbulluların yıllardır heyecanla yeniden canlı izleyecekleri günü beklediği Nick Cave & The Bad Seeds 14 yıl aradan sonra 25. İstanbul Caz Festivali kapsamında %100 Music desteğiyle 10 Temmuz Salı akşamı KüçükÇiftlik Park’ta hayranlarıyla buluşacak.
PJ Harvey, Blixa Bargeld, Shane McGowan, Flaming Lips, Pulp, Johnny Cash, Marianne Faithfull, Kylie Minogue, Debbie Harry gibi müzik tarihinin son yüzyılını alt üst etmiş isimlerle yaptığı işbirlikleri, düetler ve edebiyat ile sinemaya da dokunan disiplinlerarası sanatsal üretimiyle günümüzün en önemli müzisyenleri arasında sayılan Nick Cave & The Bad Seeds, grup olarak, üyelerinin tek tek başarabileceklerinin çok ötesine geçen bir yaratıcı güç ortaya çıkarıyor. Geçtiğimiz otuz yılın en heyecan verici, en etkili gruplarından biri olmalarının yanı sıra, Nick Cave ve müzisyen ekibi, 1984 tarihli From Her to Eternity’den bu yana, 35 yıla yayılan kariyerleri boyunca neredeyse her iki yılda bir albüm üretkenliğini tutturup dünya üzerindeki hiçbir sese benzemeyen işlere imza attı. Grup üretimlerini, hepsi ayrı birer şiir kitabı ve modern rock mucizesi olan 16 uzunçalarla taçlandırdı. Nick Cave and the Bad Seeds bugün en yenilikçi, en üretken ve en ilham verici topluluklar arasında sayılıyor.
Müzik kariyerinde kırk beş yılı deviren Nick Cave’e bu özel konserde, sahnede post-punk’ın yaşayan en önemli temsilcileri eşlik edecek. Cave’in müzikal ruh eşi olarak bilinen Warren Ellis; ekibin değişmezleri Thomas Wydler, Martyn P. Casey, Jim Sclavunos ve gruba son iki albümde dahil olan George Vjestica ile Toby Dammit’ten oluşan tam kadrosuyla Nick Cave, İstanbul’da uzun zaman hafızalardan çıkmayacak bir performansa imza atacak.
10 Temmuz’da KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleştirilecek konserin, 26 Ocak Cuma günü saat 10.30’da satışına başlanacak avantajlı dönem biletlerinin fiyatları kısıtlı bir süre için, ayakta öğrenci 125, ayakta tam 175, Sahne Önü 350, Oturmalı Tribün 450 ve sınırlı sayıda VIP Lounge 550 TL olacak.
Biletler, Biletix satış kanalları ve İKSV ana gişeden (Pazar günü hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında, hizmet bedeli olmadan) satın alınabilir. Konserin avantajlı dönem biletleri kontenjanla sınırlıdır.
Lale Kart sahipleri biletlerini %25’e varan özel indirimlerle alabilirler. Siyah ve Beyaz Lale Kart üyeleri için indirimli ön satış 24 Ocak Çarşamba günü saat 10.30’dan itibaren, Kırmızı ve Sarı Lale Kart üyeleri için ön satış ise 25 Ocak Perşembe günü saat 10.30’dan itibaren gerçekleştirilecek.
İstanbul Caz Festivali, 1994 yılından bu yana her yıl temmuz ayında İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenleniyor. Cazı, güncel müzik türleri arasında sanatsal yaratının ulaştığı en üst noktalardan biri olarak gören İKSV, yeniliklere açık, kapsayıcı ve erişilebilir yönleriyle bu müziği temel yapı taşı olarak seçerek başlattığı İstanbul Caz Festivali’yle, sadece müzikseverler ile sanatçıları buluşturma amacıyla sınırlı kalmayan, Türkiyeli sanatçıların çalışmalarını ve yeni üretimlerini destekleyen ve bu alanda yeni nesilleri teşvik eden geniş çerçeveli bir etkinliğe imza atıyor.
Yeni keşifler ve klasiklerin yan yana durduğu, Latin Amerika’dan Kuzey Avrupa’ya oldukça geniş bir coğrafyayı kapsayan ve sunduğu çeşitlilikle izleyicilere farklı konser deneyimleri vaat ederken kentin başka bir gözle deneyimlenmesine olanak sağlayan İstanbul Caz Festivali, İstanbul’un tarihi ve doğal dokusu ile kültürel mirasını eşsiz müzik buluşmalarıyla yaşatmayı, kente yeni etkinlik alanları kazandırarak izleyici çeşitliliğini artırmayı amaçlıyor.
Montreux, Umbria, Montreal, Londra gibi dünyanın en prestijli on altı caz festivalinin yer aldığı Uluslararası Caz Festivalleri Birliği IJFO’nun ilk üyelerinden olan İstanbul Caz Festivali, 1998-2002 yıllarında IJFO’nun başkanlığını da yürüttü.
Festivalde ilk kez 2003 senesinde hayata geçirilen Genç Caz projesi ile on dört yıl içerisinde 50’nin üzerinde genç caz sanatçı ya da topluluğuna dünyaca ünlü caz sanatçılarıyla aynı festivalde yer alma imkânı sağlandı. Bunun yanı sıra sanatçılar İstanbul Caz Festivali sonrasında başka festivallere katıldılar ve Türkiye ile yurt dışındaki çeşitli caz kulüplerinde sahne alma fırsatı yakaladılar.
2013 yılında UNESCO Uluslararası Caz Günü kutlamaları için İstanbul’un ev sahibi olmasına öncülük eden festival, caz dünyasından elliye yakın uluslararası yıldızı özel bir prodüksiyon ile Aya İrini Müzesi’nin sahnesinde buluşturdu.
İstanbul Caz Festivali, yıllar boyunca ücretsiz gerçekleştirilen “Parklarda Caz” konserlerinin yansıra Kadıköy yakasında ‘festival içinde festival’ deneyimi yaşatan “Gece Gezmesi” ile cazın geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.
İstanbul Caz Festivali kapsamında Türkiye’de caz müziğinin tanınması, sevilmesi ve benimsenmesi için katkı sağlayan isimlere Yaşam Boyu Başarı Ödülü verilmesi ilk kez 2002 yılında dünya müzik endüstrisinin devlerinden Atlantic Records'un kurucusu ve başkanı Ahmet Ertegün ile başladı. Ödül, bu tarihten itibaren bugüne kadar Arif Mardin, Süheyl Denizci, Muvaffak Falay, Cüneyt Sermet, Selçuk Sun, Ayten Alpman, Tuna Ötenel, İlhan Mimaroğlu ile Hülya Tunçağ, Okay Temiz, Neşet Ruacan, Hasan Kocamaz, Durul Gence, Emin Fındıkoğlu, Özdemir Erdoğan, Ergüven Başaran, Fatih Erkoç ve Kamil Özler’e de takdim edildi.
Yerli sahnenin başarılı müzisyen ve topluluklarını odağa alarak daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak amacıyla 2017 senesinde “ViTRiN: Türkiye Güncel Müzik Buluşması”nı da hayata geçiren İstanbul Caz Festivali sayesinde birçok yerli müzisyen ve grubu festival izleyicisiyle beraber uluslararası müzik sektörünün önemli temsilcileri de izledi.
© Tüm hakları saklıdır.