Kültür-Sanat

İki üniversite öğrencisi okul harçlıklarıyla dergi çıkartıyorlar

Üç ayda bir yayınlanan 'Deli Kadın', feminist yayınların edebiyat ve sanat alanlarında bulunan boşluğu doldurmayı hedefliyor

06 Mayıs 2015 20:28

Eda Ağca ve Melike Ölker, 22 yaşında iki üniversite öğrencisi. Üç ayda bir yayımlanan Deli Kadın edebiyat, sanat ve politika feminist derginin kurucuları. Dergiyi ailelerinden aldıkları okul harçlıkları ile çıkartıyorlar. Genç girişimciler edebiyat, politika ve sanat konularını içeren dergiyle kadın ve LGBTİ hareketine katkılar sunmayı hedefliyor. 

Üniversiteye hazırlık için gittikleri dershanede tanışan iki “deli kadın” Eda ve Melike,  feminist yayınlardaki edebiyat ve sanat alanında bulunan boşluğu doldurmak amacıyla yola çıktıklarını ve kurucuları arasında Sosyolog Pınar Selek’in de bulunduğu Amargi Dergi ’den etkilendiklerini belirtiyor. Dergide söyleşiler, çeviri makaleler ve yazılar var. Derginin tasarımından redaksiyonuna,  çevirisinden tasarımına kadar ne varsa bütün işleri Eda ve Melike yapıyor. Dergiyi satın almak isteyenler Semarkent, İmge ve Mefisto kitabevlerinde bulabilir. Derginin şimdilik bir web sitesi yok ama sosyal medyadaki hesaplarından da ulaşabilirsiniz.


Eda Ağca: İstanbul Bilgi Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü 3. Sınıf öğrencisi
Melike Ölker: İstanbul Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü 3. Sınıf öğrencisi

 

'Feminist ve LGBTİ perspektifinden bakan bir dergi'

 

Eda Ağca: Derginin en önemli özelliği feminist bir dergi olması. Edebiyat, sanat ve politika gibi konulara feminist ve LGBTİ perspektifinden bakan bir dergi. Bize yayımlanmak üzere gelen yazılarda dikkat ettiğimiz en önemli unsur nefret söylemi, cinsiyetçi, ırkçı ve milliyetçi unsurlar içermeyecek olmasına özen gösteriyoruz.

Melike Ölker: Türkiye’deki tek düze sistem nedeniyle uluslararası medyalarda yer alan önemli röportaj ve makaleleri Türkçeye çeviriyoruz. Özellikle Anglo-Saxon ülkelerindeki yayınlar bu konuda çok iyi.

 

'Her isteyen yazı gönderebilir'

 

Eda Ağca: Bize ilk sayıdan beri düzenli olarak yazı gönderen dostlarımız var. Mesela İzmir’den Nesli Albayrak. Her isteyen kadın ve LGBTİ birey bize yazı gönderebilir. Bazen de özel olarak yazı istediğimiz kişiler de olabiliyor. Bugüne kadar bizi geri çeviren hiç olmadı.

 

'Biz yayın alanında kadınların alanını biraz daha geliştirmek istiyoruz'

 

Eda Ağca: Kadın ve LGBTİ hareketi içinde örgütlü değiliz. Hareketin içinde olup gönül veren herkes kadar biz de elimizden geleni yapıyoruz. Biz daha çok yayın alanında kadınların alanını geliştirmek istiyoruz. Aslında çok fazla edebiyat dergisi var ama hiç kimse 8 Mart gelmeden kadınlara bir şeyler yazdırmak istemiyor. Cesareti olmayan kadınları harekete kazandırmak cesaretlendirmek gerekiyor.

 

'Feminizm biraz da ihtiyaç mücadelesi aslında'

 

Melike Ölker: Deli Kadın, sadece feminist, edebiyat, sanat ve politika dergisi değil, yelpazesi daha geniş. Feminizm biraz da ihtiyaç mücadelesi aslında o yüzden bu kadar geniş ve bir sürü kolu var. Avrupa ve Amerika’daki kadınların yaptıkları bizi çok fazla etkiliyor. Yurtdışında yayımlanan dergilerdeki önemli yazı ve söyleşileri çevirip dergimize alıyoruz.

 

'Biz yapmazsak kim yapacak'

 

Eda Ağca: Bir yandan eğitimimize devam ederken bir yandan da dergiyi çıkartıyoruz. Ailelerimizin bize çok büyük desteği var. Bazen okul arkadaşlarımız bizi eleştiriyor. Arkadaşlarımız şimdiden kariyer planlaması bile yapmaya başladılar. Ama biz eğer yapmazsak kim yapacak. Türkiye’de nefret ve şiddetin arttığı bir dönemde köşemize çekilip hiçbir şey yapmadan duramayız. Hepimizin sorumlukları var.

 

'Deli Kadın olmasının temelinde çok edebi bir şey var'

 

Melike Ölker: Dergimizin adını kolay kolay beğenenler olmadı aslında. Derginin “Deli Kadın” olmasının temelinde çok edebi bir şey var. Geçmiş yüzyıllarda sıra dışı kadınları deli diye tavan aralarına kapatırlarmış. Kadınlar böylelikle susturulmaya çalışılmış. Biz o kadınlardan etkilendik. Hepimiz aslında birer deli kadın değil miyiz?

 

'Medyanın eril dili şiddete zemin hazırlıyor'

 

Eda Ağca: Gazetelerin web sitelerinde saçma sapan foto galeriler yapılıyor. Kadının çıplaklığı üzerinden prim yapmaya çalışıyorlar. Kadın ve LGBTİ haberlerinde kullanılan medyanın eril dili şiddete zemin hazırlıyor. Bunun bilinçli yapıldığına inanıyoruz biz. Kadının yerinin her zaman aile içinde olduğu gösterilmeye çalışılıyor. Mesela üç çocuk annesi diye başlayan cümlelere çok sık rastlıyoruz. Türkiye medyasında çalışan büyük bir kesim erkek olduğundan bu haberlerin hazırlanmasında çok baskın bir erillik söz konusu tabii biraz da iktidar yandaşı olmakta etkili.